Neden her film aynı para?

Geçenlerde bir arkadaşım “Neden biz her filmi aynı paraya izliyoruz?” diye sordu.

Haberin Devamı

Düşündüm de haklı galiba.
Milyon dolarlık, yıldız kadrolu, çekimlerine dünyanın emeği harcanmış bir filmle aceleye getirilmiş, düşük bütçeli, emek harcanmamış bir film nasıl oluyor da aynı fiyata izleniyor?
Dünyada bu kafayla çalışan bir başka sektör daha yok!
Tamam, iyi olanın gişesi ve hasılatı da diğerine göre fazla olacak ama olay bu değil.
Tek bir gösterimden bahsediyoruz.
Bana dünyada farklı fiyata üretilen, farklı kalitedeki ürünlerin aynı fiyata sunulduğu bir başka sektör daha varsa söyleyin.
Gerçekten de biz niye bütün filmleri aynı paraya izliyoruz?

Sevelim, sevilelim

İnsanoğlu ne tahammülsüz.
Gelişmişi, geri kalmışı, batılısı, doğulusu fark etmiyor.
Suudi Arabistan’da “uçakta bayan yanı” tartışmaları alevlendi.
Ulusal havayolu şirketi Saudia yetkilileri, “Eşleri, kızları tanımadıkları erkeklerin yanına oturmak zorunda kalan erkeklerin şikayetleri üzerine bir çare bulacaklarını” açıkladı.
Saudia’da çalışan bir Türk hostes, “Zaten tanımadıkları karşı cinsle yan yana oturmak istemeyenler oluyor, onların yerlerini değiştiriyoruz” demiş.
Şimdi yazacaklarımın üstüne “İnsana tahammül edemeyen hayvana nasıl katlansın” diyeceksiniz.
Haklısınız belki de, tahammülsüzlük had safhada ne de olsa.
Amerika’da bir araştırma yapmışlar, uçağa binenlerin yarısı kabinde bir hayvanın olduğu uçuşu tercih etmediklerini söylemişler.
“Kabinde hayvan olabilir” diyen kesimin yüzde 63’ü ise hayvanların insanlardan uzak ve ayrı bir bölümde tutulmasını istediklerini belirtmişler.
Yunus Emre, “Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz” demiş zamanında ama artık insanoğlu ne hayvanı seviyor ne de insanı.

Haberin Devamı

Kadınlar ayrılığı böyle anlatıyor

Kadınlar, ayrılıklarda ya erkeklerden daha çok acı çekiyorlar ya da içlerinden geçeni açıkça söylemekte daha cesurlar.
Hangisi bilmiyorum, belki ikisi de.
İki ünlü yıldızın, Jennifer Lopez ve Gwyneth Paltrow’un aynı hafta yaptıkları benzer açıklamalar bunu gösteriyor.
Geçen hafta HBO belgeselinde konuşan Jennifer Lopez, Porto Rikolu şarkıcı Marc Anthony’den ayrıldığında ölecekmiş gibi hissettiğini itiraf etti ve ekledi: “Sonsuza dek birlikte olacağını düşünürken ayrılmak çok zor geliyor, böyle bir acı yok.”
Bir başka yıldız, Gwyneth Paltrow da hafta sonu verdiği bir röportajda Coldplay solisti Chris Martin ile ayrılığıyla ilgili pişmanlığını şöyle dile getirdi: “Keşke evli kalsaydık.”

Haberin Devamı

Tebriği hak edenler

Yunus Emre Can, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nde okuyor.
Ve sokak hayvanları için üzülüyor, çabalıyor.
Kübra Özdemir hocalarının desteğiyle Anadolu Üniversitesi Öğrencileri Sahipsiz Hayvan Evleri Projesi’ni başlatmış ve ilk kulübelerini
yapmışlar.
Bana fotoğraflarını göndermişler, çok
beğendim.
Sokak hayvanları için bu soğuklarda pek çok kişi üzülüyor ama sadece bazıları gerçekten bir şeyler yapıyor.
Bu nedenle taşın altına elini koyan Yunus Emre Can ve arkadaşlarını tebrik ediyorum.

Robotu programlasak!

Pazar sabahı CNN Türk’te Hakan Çelik’in canlı yayın konuklarındandım.
Hakan, konuyu Hürriyet Pazar’da okuduğu bir habere getirdi.
“İnsansı bir robotla hayat nasıl olur, birlikte olabilir misin?” diye sorunca şakayla karışık “Olurum tabii, bir de programlarsan daha da güzel olur” dedim.
Bu programlama muhabbeti üzerine programın diğer konuğu Dr. Gökçen Erdoğan, “Kadınlar her dediklerini yapan erkeklerden bir süre sonra sıkılabilirler”
diyerek farklı bir noktaya
dikkat çekti.
Gerçekten de biz kadınlar durgun sulardan hoşlanmıyoruz.
Hep bir iniş, çıkış lazım.
Bir arıza hali, bir sorun, bir gıcıklık, bir huzursuzluk olmazsa olmazımız.
Galiba mutluluğun tadı bu sorunlardan sonra daha iyi çıkıyor.
Bu durumda bizim robota bir de arıza butonu koymak gerekecek
galiba!

Yazarın Tüm Yazıları