Gömlekteki ruju hangi kadın kabul eder

Fantezi arabesk müziğin bir dönem en ünlü isimlerinden olan Yaşar İpek, yeni albümü “Sus”ta tarz değişikliğine gitti. Hatta o kadarla kalmadı, iddiasına göre yeni bir tarz yarattı: Fantezi pop... İpek’le bu radikal kabuk değişimini konuşmak için buluştum; laf lafı açtı, 25 yıldır görmediği amcası Emrah’ı ve Asuman Krause’yi dövdüğü yönündeki iddiaları da sordum.

Haberin Devamı

Yeni albüm hayırlı uğurlu olsun. Çalışmanın adı “Sus” ama biz seninle uzun uzun konuşacağız diye umuyorum. Öncelikle nereden çıktı bu 90’lar konsepti?
- Albüm için çalışmalara başlamadan önce 90’ların konseptini günümüze taşımaya karar vermiştik zaten. “Sus” düeti de her şeyi bağdaştıran şarkı oldu.

Biz seni fantezi arabesk söylüyorsun diye biliyoruz ama...
- Doğru, bu zamana kadar hep fantezi arabesk albümler yaptım. 2003’te “Bir Alo De” şarkıyla sektöre girdim ve o, yılın en iyi çıkış yapan albümü oldu. O zamandan beri de albümlerimin çizgisi hep aynıydı. Ama bu türdeki hemen herkes aynı şeyi yapıyordu, zamanla bir arayışa girdim. Erdem Siyavuşgil’den dersler almaya başladım.

Aynı şeyi yapıyorlar dediğin kişiler kim?
- Bizim tarzımızda olan herkes. İbrahim abi (Talıses) bile aynı şeyi yapıyordu. Ama artık ortaya çıkan işler beni tatmin etmiyordu. Üç-dört sene albüm yapmadım. Dersler aldım, değişik teknikler öğrendim.

Türkiye’de fantezi müzik yapanlara tepeden bakma gibi bir durum var. Bu muydu seni rahatsız eden?
- Yok. Ben oraya sığamadım. Daha geniş kitlelere hitap edeceğime inandığım için bu yola girdim.

Ama biliyorsun, çoğunluk arabeske dönüyor artık.
- Aslında bugün Tarkan’ın da Sezen Aksu’nun da yaptığı arabesk. Ama bunu arabeskçi yapınca “damarcı” oluyorlar.

Haberin Devamı

Gömlekteki ruju hangi kadın kabul eder

O kimlikten rahatsız oldun işte...
- Ben daha çok müzik tarzımı belirleyeyim diye uğraştım. Yarın Orhan Gencebay’ın bir eserini de okuyabilirim ama kendi tarzımla...

Nedir o tarz?
- Fantezi pop diye bir tarz yarattım bu albümde. Mütevazı olamayacağım. Şu anda benim tarzımda başka kimseyi göremiyorum.

Bu kararı aldıktan sonra konu üzerinde çalışmışsındır herhalde...
- Nota ve enstrüman çalmayı öğrendim. Piyano, bağlama, gitar çalabiliyorum artık.

Çocukluğuna dönelim biraz da... Nasıl bir çocukluk geçirdin?
- 9 yaşına kadar Richie Rich gibi bir çocukluk geçirdim.

Her şeyi parayla halleden bir çizgi roman kahramanından bahsediyorsun. Çok mu zengindiniz siz de?
- Yani evet, şoförlerle yaşayan, Ulus’ta oturan, kapı komşuları Hülya Avşar, Bülent Ersoy olan bir çocuktum işte.

Doğum yerin neresi?
- Ben 1979-Diyarbakır doğumluyum. 3 yaşında İstanbul’a geldim.

Kaç kardeşsiniz?
- Dört. 3 yaşında geldik İstanbul’a. Gelir gelmez Barış Müzik diye bir müzik şirketi, sonra Emrah Film diye bir film şirketi kurdu babam. Bu piyasaya girmiş olduk. 4 yaşımda ilk filmimde oynadım. 11 yaşıma kadar setlerde geçti hayatım.

11 yaşında bir şey oldu sanırım.
- 11 yaşımda babam vefat etti. Annem ve üç kardeşim var, bunların sorumluluğunu alabilecek kimse çıkmadı etrafımızda. Baktım ki okuyarak olmuyor bu iş, bir gün öğretmenden tuvalete gidebilir miyim diye izin isteyip sınıftan çıktım. Bir daha da okula dönmedim. Galerisi olan birinin yanında işe girdim. Üçüncü gün kafama vurup “Şu arabayı yıkasana” dedi, ağrıma gitti. Oradan çıktım, “Bir daha da birinin yanında çalışamam” dedim. Farklı işler denedim, 20 yaşında da askere gittim.

Müzik yok ama henüz hayatında, öyle mi?
- Hiçbir şey yok daha.

Peki, Emrah senin akraban değil mi? Oradan bir yardım gelmiyor mu?
- Şu kadarını söyleyeyim; babam rahmete gittiği zaman oturmuş olduğumuz evden onlar tarafından çıkarıldık. Onların eviydi.

Emrah tam olarak neyin oluyor senin?
- Amcam oluyor.

Görüşmüyorsun değil mi şu anda?
- Yok. 25 yıldır hiç görüşmedik. En son sahne çok kötüydü, oturduğumuz evden çıkarılırken bir çilingir kilidi değiştiriyordu.

Öfkeli misin bu nedenle?
- Değilim. O olay beni çok kamçıladı.

Ulus’tan nereye taşındınız?
- Bahçelievler’e.

Askerden dönünce ne yaptın?
- Yine iş yok, meslek yok. Derken Burhan Gülay’la bir araya geldim. Aile dostumuzdu. “Ya senin sesin güzel, şarkı söylesene” dedi ve bir gün kendimi Yıldız Tilbe’nin karşısında buldum. Burhan Bey, Yıldız Hanım’a “Size istediğiniz parayı vereceğim bu adama bir albüm yapmanızı istiyorum” dedi. Yıldız Tilbe o altı eser verdi ve “Bir Alo De” albümünü yaptık. 650 bin sattı.

Haberin Devamı

Gömlekteki ruju hangi kadın kabul eder

ASUMAN KRAUSE İÇİN 10 GÜN BENİMLE UĞRAŞTILAR

Gelelim Asuman Krause olayına? Onu dövdüğün doğru mu?
- İlk albümde beni Erol Köse’ye yönlendirdiler. Dinledi, “Güzel albüm yapmışsın, ama maalesef sen okuduğun için hak ettiği çıkışı yapamayacak” dedi. “Neden, kötü mü okumuşum?” diye sordum. “Hayır, mükemmel ama Emrah’ın yeğeni diye yazacaklar, onun karşısına koyacağın bir şey olmalı” diye cevap verdi. Ne koyacağımızı sorduğumda da “Asuman Krause” dendi. Kabul etmedim, ofisi terk ettim.

Asuman’la beraber miydin o sıra?
- Tanımıyordum bile. Hayatımda görmemişim. Olur olmaz derken 10 gün geçti. Klip günü karşımda buldum onu. Klibi çektik, oldu, ama bizim farklı bir arkadaşlığımız olmadı. Öyle yazdırıp çizdirdiler sadece...

Klipten sonra hiç görüşmediniz mi yani?
- Görüştük. Arkadaş olduk. Çok da iyi bir kızdır, severim. Haber olsun diye farklı yazıldı ama.

İlişki yok, haliyle dayak da yok yani!
- Bir gün konserden dönüyorum Bursa’dan. Arkamdan biri korna çalıyor, baktım Asuman. Boğaziçi Üniversitesi’nin önüne kadar geldim, orada durdum, o benim arkamda durdu. Yağmur yağıyor, onun aşağı inecek hali yok, benimle konuşmak istiyor. Ben indim, onunla konuştum. Onunla konuşurken bir anda arkamızda magazinciler belirdi. Sonra “Cadde ortasında tartıştılar” diye haber yaptılar.

Şu an hayatında biri var mı?
- Yok. Aşk anlamında üç yıldır yalnızım.

Niye? Bu kadar zor mu aşık olmak, ilişki yaşamak?
- Zor değil. Ama ben uzak durdum. İşime verdim kendimi.

İş aşktan önce mi geliyor hayatında?

- Öyle bir şey değil. O ikisini çok iyi ayırt edebilen bir insanım. Sadece kendimi hazır hissetmediğim için karşımdakini de benim peşimden koşturmak, yormak istemedim.

Kaç yaşındasın?

- 35.

İnsan artık evlenmek, baba olmak istemez mi?

- Şu an için hayır.

Bu durum mesleğe ters mi diyorsun?

- Yok, ondan değil. Benim yapmak istediğim şeylere zaman ayırmam lazım. Elalemin kızını üzmeye, evleneyim de genç yaşta çocuğum olsun diye birinin başını yakmaya hiç gerek yok. Bu mesleği kaldırabilecek bir eş bulmak çok zor. Ben sahneye çıkıyorum, 500 kişilik salonun 300’ü kadın. Bunu kaç eş ya da sevgili çeker? Eve döneceğim, yanağımda ya da gömleğimde ruj...

E haklı... Ne işi var gömleğinde rujun?

- “Bir öpebilir miyim?” diyor kız, ne diyeceksin? Özellikle yurtdışına gittiğimde paramparça oluyorum.

Haberin Devamı

Gömlekteki ruju hangi kadın kabul eder


YALNIZ YAŞLANMAK İSTEMEM

Yalnız mı yaşlanacaksın?
- Yok. Öyle bir şey istemem.

Nasıl bir yaşlılık hayal ediyorsun peki?

- Allah bana son nefesimi sahnede vermeyi nasip etsin diyorum. Çünkü kendimi tek özgür ve rahat ettiğim yer orası. Kendimi anlatabildiğim tek yer orası. O an moduma göre haykırabiliyorum sahnede. Bütün kavgam, isyanım, stresim orada bitiyor benim. Sahneden indiğim zaman kuş gibi bir insan oluyorum.

Yazarın Tüm Yazıları