ÖSYM

Bu yüzden kuruma olan güven azaldı.

Şifreli sorular skandalının üstü kapanmadan, KPSS’deki yanlışlar, ardından bu yıl yaşananlar ÖSYM’yi yıprattı. ÖSYM’nin bu yıl yaptıkları da çelişkilerle dolu. Önce soruların tamamını yasal olarak açıklaması gerekirken, yüzde 20’de inat etti, tamamını sınav sonrasında adaylara açtı.

Her yıl basın mensuplarına sınav öncesi salonlarda çekim yapmak için uyguladığı izin prosedürü, neredeyse gazetecileri bezdirir hale getirdi. Bu da yetmedi, 2 milyon adayın ter döktüğü sınavın hemen ardından adayları “kopya” ve “iptal” korkusu sardı. Çünkü, gece yarısı önce sosyal, sonra matematik soruları sosyal medyada yayınlanmaya başlandı. Milyonlarca adayın geleceğini yakından ilgilendiren bu yeni durum hakkında bilgi alarak kamuoyuna iletmek isteyen gazetecileri neredeyse “hain” ilan ederek suçladı.

Ertesi gün bir öğrencinin cevap kâğıdının iki sayfasını kopardığını, matbaa sahibi bir adayın da soruları yazarak çıkardığını iddia eden ÖSYM, bunları da kendini takip eden rektörleri, öğrencileri, adayları engellediği sosyal medya hesabından duyurdu.

Hep kapalı kapılar ardından, hep bir şeyler saklayarak, şeffaflık yerine gizemi tercih ederek çalışma yöntemi benimseyen ÖSYM, medyaya da “YGS yerine Çanakkale Zaferi ile ilgilenin” diyerek günün konusu oldu.

Sınav sonuçlarını erken açıklamanın büyük başarı olduğuna inanan ÖSYM, açıklar açıklamaz adayların kafasını karıştıran bir şeye daha imza attı. Bir Türkçe sorusunun iptal edildiğini Anadolu Ajansı aracılığıyla duyuran merkezin yaptıkları bununla da bitmeyecek gibi.

2 milyon gencin geleceğini yakından ilgilendiren bir sınavı yapan merkezin şeffaflık yerine, kapalı kapılar ardına sığınması, kamuoyunun merak ettiği sorulara cevap verecek uzmanlarının bulunmaması ya da bu yöntemi uygulamaması önümüzdeki günlerde bu kurumun daha çok tartışılacağının göstergesi.