Başbakan’ın sağlık çalışanlarına müjdesi anlaşılmadı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta, sağlık çalışanlarına iki müjde verdi.

Haberin Devamı

Hem nöbet ücretlerine yüzde 50 zam yapacaklarını hem de sorumluluk sigortasının limitlerini artıracaklarını açıklayarak, “Hekimlerimizin sorumluluk sigortasında 400 bin lira olan risk ücreti 600 bin ve 800 bin liraya çıkarılacak. Prim ücretlerinde değişiklik olmayacak” dedi.
Tabi, bahsi geçen sigortanın ne işe yaradığı kamuoyu tarafından pek bilinmediğinden, zahmet edip de araştırılıp soruşturulmadığından, Başbakanın açıklaması da anlaşılmadı. Tek anlaşılan, nöbet ücretlerine zam yapılacağı oldu. Hal böyle olunca da kimi kesimlerden, ‘bu nasıl müjde’ eleştirileri yükseldi.
Öncelikle bir yanlışı düzelteyim; hekimlerin sorumluluk sigortası, hekimlerden çok doktor hataları sonucu mağdur olan hastaları koruyan bir sigorta. Bu sigortadan hekimler dolaylı faydalanıyor. Konuyu biraz daha açayım.
Özel, kamu ayrımı olmaksızın tüm doktorlar, ister yanlış tedavi, ister yanlış teşhis, isterseniz de hatalı ameliyat deyin; hastalara verecekleri tüm zararlara karşı sigorta yaptırmak zorunda ki, bugün 150 bin doktorun tamamına yakını bu sigortayı yaptırmış durumda.

Haberin Devamı

DOKTOR HATALARI

Amaç ne? Hani sürekli gazetelerde okuyup, televizyonlarda seyrediyoruz ya; ‘hastanın karnında ameliyat aleti unutuldu’, ‘yanlış tedavi nedeniyle kolu kesildi’ gibi doktor hataları sonucu hasta ya da hasta yakınlarının talep edecekleri tazminatları sigorta karşılıyor.
Sigortanın primleri doktorların mesleki risk gruplarına göre yıllık 150 lira ile 750 lira arasında değişiyor. Sigortanın teminatı ise her bir olay için 400 bin lira. Yani, mağdur hasta, doktordan en fazla 400 bin lira tazminat talep edebiliyor. İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bahsettiği, “Sigortanın 400 bin lira olan risk ücreti 600 bin ve 800 bin liraya çıkarılacak” dediği konu da bu.
Buraya kadar bir sorun yok. Baktığınızda sigorta sayesinde doktorlar yüklü tazminatları cebinden ödememiş, hastalar da bir şekilde mağduriyetlerini gidermiş oluyor. Ama uygulama öyle değil işte. Hasta ya da hasta yakınları maalesef bu tazminatları alamıyor. Nasıl mı? Anlatayım.

Haberin Devamı

HASTALAR MAĞDUR

Doktorlara yönelik bu sigorta dört yıldır uygulanıyor. Bu süre içinde de sigorta şirketlerinin, hastalara ödedikleri toplam tazminat 6 milyon TL’nin biraz üzerinde. Bu da yıllık 1 milyon 500 bin lira tazminat ödendiği anlamına geliyor ki; sigorta teminatının 400 bin lira olduğunu düşünür, bunun üzerine bir de doktor hatalarından kaynaklı olayların sayısının fazlalığını eklerseniz, bu sigortadan çok az kişinin yararlandığını anlarsınız.
Peki, sorun nerede? Sistem, mağdur olan hastanın sigortaya başvurması ve sigortanın da kısa bir incelemeden sonra tazminatı ödemesi şeklinde yürümüyor. Örnekle anlatayım. Peşin peşin de söyleyeyim, yazacaklarımdan kimse alınmasın, darılmasın. Diyelim ki, yanlış tedavi sonucu hastanın kolu kesildi. Avukat tutup, mahkemeye başvuruyor, dava açıyor. Mahkeme haliyle tedavinin yanlış olup olmadığının tespiti için bilirkişiler tayin ediyor ki, işte asıl sorun da burada. Çünkü bu bilirkişiler yine doktorlardan oluşuyor. Mahkeme 2-3 yıl sürüyor, bilirkişi olan doktorlar, ‘yarın öbür gün benim de başıma gelir’ diyerek, hem sicil kirletmiyor hem de meslektaş dayanışması sergiliyor. Sonuç, ‘Doktor hatası yoktur’ deniyor; hal böyle olunca sigorta şirketinin de tazminat ödemesine gerek kalmıyor. Yeri gelmişken belirteyim, bu konuda bin 500’e yakın dava mahkemelerde sürüyor.
Özetle durum budur. Dolayısıyla bu uygulamadan mağdur vatandaş doğru dürüst yararlanamıyor. Senede üç-beş hasta sigortadan faydalanıyor, o kadar. Doktorlar için de, ‘sigortan var mı, var işte’ anlamını taşıyor.
Ne zaman ki, bu davalar hak eden tüketiciler lehine sonuçlanır; işte o zaman, sigortanın limitlerinin yükseltilmesi hem doktorlar hem de vatandaş için müjdeli haber olur. Yoksa, hekim sorumluluk sigortasının teminat limitlerini ister 600’e, ister 800 bine isterseniz de milyon liralara çıkartın, bir anlam ifade etmiyor.

Yazarın Tüm Yazıları