Merak ediyorum

ABD’NİN ESAD DÜZELTMESİ NE ANLAMA GELİYOR?

Geçen haftanın tartışmalarından biri ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ‘eninde sonunda Esad ile görüşülmesi gerektiği’ yolundaki sözleriydi. Kerry’nin sözlerinin yarattığı dalgalanma üzerine ABD’den peş peşe düzeltme geldi. Ve Esad’ın Suriye’nin geleceğinde yer alamayacağı sözleri tekrarlanıp duruldu.
Ancak Kerry’den bir gün önce konuşan CIA Başkanı John Brennan’a ise ABD’den herhangi bir düzeltme gelmedi. Brennan, “Ne Rusya, ne ABD, ne (IŞİD’e) karşı koalisyon ne de bölgedeki devletler. Hiçbirimiz Şam’daki hükümetin ve siyasi kurumların çökmesini istemiyoruz” demişti. Brennan, rejimin çökmesi halinde Şam’ın radikal gruplar tarafından kontrol altına alınmasından endişe duyduklarını ifade etmişti.
Peki, bu şu anlama mı geliyor? Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkenin geleceğinde yer almayacak, ama olası bir çözüm sürecinde bizzat değil ama perde arkasından pazarlıkları yürütebilmesine izin mi verilecek?

*

IŞİD TAKTİK Mİ DEĞİŞTİRİYOR?
Suriye’de koalisyonun düzenlediği hava saldırıları ve Kürtlerin kuzeydeki taarruzları karşısında çekilmek zorunda kalan terör örgütü IŞİD, Irak’ta da ordunun İran desteğindeki Şii milislerle yürüttüğü hücum karşısında gerilemek zorunda kaldı. Ancak örgüt bu kez Tunus ve Yemen’de toplu ölümlerle sonuçlanan terör eylemleriyle adından söz ettirdi.
IŞİD; Yemen, Sina Yarımadası, Libya ve Nijerya’da kendisine biat eden örgütler aracılığıyla dallanıp budaklanıyor. Bir yandan örgüte katılmak isteyenlere hâlâ güçlü olduğu mesajını vermeye çalışırken öte yandan terörle Akdeniz’in hemen kuzeyindeki Avrupa’ya korku salıyor.

*

YEMEN NİYE KARIŞIYOR?

Yemen’deki son gelişmeler dikkat çekici. Çünkü geçen eylül ayında azınlıktaki Şii Husi hareketinin başkente yürümesiyle siyasi istikrarsızlığın tavan yaptığı ülkede IŞİD de ilk kez devreye giriyor.
Buna göre ülkede faal olan terör örgütü El Kaide’nin AQAP koluna mensup olanlar örgütü Husi tehdidi karşısında zayıf kalmakla suçlayıp IŞİD’e geçiyor.
Dün Husilerin ülkenin üçüncü büyük kenti Taiz’i aldığı yolunda haberler geliyordu. Şii Husilerin arkasında Arap baharıyla devrilen Ali Abdullah Salih ve İran olduğu söyleniyor.
ABD, yıllarca bu ülkede konuşlanan El Kaide’ye insansız hava araçlarıyla saldırı düzenledi, ancak AQAP, El Kaide’nin en tehlikeli kollarından biri olmayı sürdürdü. 25 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 60’ı Sünni, yüzde 40’ı ise Şii. Ülkede önerilen federal yapılanmanın kuzeydeki yoksul Şiilerin aleyhine olacağı iddia edilirken çıkan istikrarsızlık ülkeyi Irak’taki gibi mezhep savaşına sürüklemiş durumda.
Yemen’deki krizin yerel ve küresel etkileri olabilir. Çünkü Kızıl Deniz ve Hint Okyanusu boyunca uzanan Yemen, Basra Körfezi’nden Avrupa’ya giden petrol tankerlerinin güzergâhında. Ayrıca iç savaş, kuzeydeki Suudi Arabistan’ı da olumsuz etkileyebilir.

*

BARIŞ, KARDEŞLİK VE DEMOKRATİKLEŞME DE...

Farsçadan gelen ‘Nevruz’un kelime anlamı ‘yeni gün’. Aynı zamanda doğanın yeniden uyanışı olarak kabul edilen ve kutlamalara layık görülen bir dönem... Yani bir sembol...
Türkiye, terör sorununun çözümünde önemli bir mesafe aldı. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ve yeni çıkan tehditler de zaten kardeş olan Türk ve Kürtlerin birbirlerine daha sıkı kenetlenmesini gerektiriyor.
PKK lideri Abdullah Öcalan da Nevruz mesajında “40 yıllık hareketimizin acılarla dolu geçen bu mücadelesi boşa gitmediği gibi aynen sürdürülemez bir aşamaya da varmış bulunmaktadır” demedi mi?
Sonra da “Gün barış, kardeşlik ve demokrasiye geçiş yapma günüdür” diye eklemedi mi?
Türkiye, uzun süredir ‘analar ağlamasın’ diye kapalı kapılar ardında yürütülen müzakerelere destek vermiyor mu?
Lakin semboller önemlidir. Federal yapıyı ya da kanton uygulamasını benimsemiş ülkelerde bile yerel bayraklar, ulusal bayrakla birlikte dalgalanır... Barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriliyorsa, Diyarbakır’da Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağının da dalgalanması gerekmez miydi?