Mükemmel bir cümle duydum

Ben yüzde yüz emin olmak istiyorum. “İstiyor’dum” daha doğrusu. Değiştim şimdi.

Haberin Devamı

Büyümek denen o kılıksız şey oldu. Büyüyünce böyle kendinle ilgili nihayet bir rahatlıklar filan geliyor. Gelecekle ilgili biraz ferahlıyorsun. (Ne de olsa büyüdün ve olanlar üç aşağı beş yukarı oldu işte.)
Kendin de hayat da, artık o kadar bilinmeyenlerle dolu gelmiyor sana. (Sana öyle gelmiyor ama aslında bir şey bildiğin yok.)
Neyse işte. Ben hepinizden çok emin olmacıydım. Garantilemeciydim. Risk savardım. Hesap makinesiydim. Bu yüzden iyi bilirim, emin olmadan adımını esirgeyenleri.
Hayatsa böylelerini pek sevmiyor. Çünkü oyun oynanmıyor onlarla. Halbuki emin olmadan hayatın elini tutabildiğinde başlıyor oyun.
Hayat, gözlerini bağlayıp seni bir yere götürüyor. Gözlerini açmadan önce, seni iyice bir kendi etrafında döndürüyor. Sonra ta taaa! Beklenmedik yerde buluyorsun kendini. Hep düşündüğünden başkası.
Hiçbir şeyden emin olamıyorsun, tahmin edemiyorsun aslında. Ben bunu anladığımda bıraktım tedbirleri. Hesapları kitapları kaldırdım attım.
Şu hayata kendini, su kaydırağına binip akan çocuklar gibi bırakacaksın. Kollarını yukarı kaldırarak, topuklarınla fren yapmayarak hem de... O seni bir denize, bir nehre bırakacak. Senin hikayen orada devam ediyor olacak.
Güveneceksin hayata. Onun çılgın sürprizlerine, beklenmedik sonlarına, ansızın başlangıçlarına, hızlı dönemeçlerine.
Kuantumdaki atomlar gibi, aynı yerde bin kere senin için ihtimaller zıplatacak, sadece biri yaşanacak. Tesadüfü de öğreneceksin böylece.
Bak sana mükemmel bir cümle: “Yüzde yüz emin olmak istersen, yüzde yüz gecikirsin.”
Kim söyledi bilmiyorum ama ağzından bal damlamış. Gecikmek hayata yapılacak en ayıp şeydir. Bazıları der ki her şeyin bir zamanı vardır ve gecikmek diye bir şey yoktur. Ama vardır. Gecikenler bilir. Emin olmayı bekleyip, hayatla randevularına gecikmeyeceksin.
“Emin değilim”... Artık ben bu cümleyi daha fazla kullanmaya başladım. Çünkü “eminim” kadar sıkıcı ve iddiacı değil. Kibirden uzak. Mütevazı bir memnuniyet içinde.
Herkese, hiçbir şeyden emin olmadığımı söylüyorum şu an. Bazı duygularımdan ve sevdiklerimi sevdiğimden eminim o kadar. Diğer her şeyi, olunca göreceğim için sabırsızlanıyorum.
Unutma, yüzde yüz emin olmak istersen yüzde yüz gecikirsin! Bir daha kendini gözlerini kısıp geleceği netlemeye çalışırken bulursan bunu tekrarla ve ellerini bırak. Ellerini bırakanlar hep en güzel yerlere giderler.

Yazarın Tüm Yazıları