Keşkeleri geri verelim yerine iyi ki alalım

Hapşurur gibi keşkeliyoruz. Her şeyi geri sarıp, “başka türlü olsaydı nasıl olurdu”lar yazmaktan bıkıp usanmıyoruz. Bu özelliğimiz, bizi yaşadığımızın biricikliğinden ve güzelliğinden mahrum kılıyor. Aklımız hep olmayan senaryoda kalıyor.

Haberin Devamı

Bu hafta büyük küçük bir sürü şeye keşkeleyip durduktan sonra, kendimden usandım. Bu düşünceyi topyekun def etmek istedim bünyemden. Keşkenin yerine koyacak bir şeye ihtiyacım vardı ve buldum. İyi ki...
“Keşke” cümlelerimi “iyi ki”yle başlayacak şekilde baştan yazıyorum ve harika oluyor. Hikaye akıyor. İnsanın yüzü gülüyor. İnsanın aklı kalmıyor. İnsan sırf bir cümleyi başka bir kelimeyle başlayarak kurdu diye, dünya alem değişiyor. Bulut gidiyor. Güneş geliyor. İşte kelimeler bu kadar güçlü.
Tabii ki her keşkenin yerine iyi ki konulmaz. Mesela keşke yanımda olsaydı. Keşke sağlıklı olsaydım... Böyle yokluklarda “iyi ki” bize yardımcı olamaz. Yanımızda olan sevdiklerimize ve sağlığımıza sık sık şükretmeliyiz çünkü onların olmadığı gün “keşke”ye mecburuz. Onlar dışındaki şeyleriyse idare edebiliriz keşkesiz.
Gün içinde kıymık batar gibi, batmaya başlıyor bu keşkeler. Minik minik bir sürü kararı geri sarmamıza izin vermeyen zaman anne, bize cik cik diyip duruyor. “Kararını verdin, bunu seçtin, şimdi bunu yaşayacaksın. Başka türlüsü yok” diyor. Sen de oturup, hayallere dalıyorsun.
Evet. Keşke, bir rüya hali. Uyur gezerlik hali. Kabus hali. Hayattan kopuk bir şey. Akan olaylar zincirinden kopan bir parça. Bir sanrı. Bir akıl yanılsaması.
Hoşumuza gidiyor herhalde, biraz mazoşistçe, keşke şöyle yapsaydım demek. Çünkü neye yarar yaşıyor olduğumuz şeyi avucumuza alıp, ona gözümüz gibi bakmak yerine, yüzümüzü geriye dönmek? Başka bir karara özenmek. Başka bir cennete inanmak. Olmayana, ölü bir şeye aşık olmak gibi keşkelemek.
Öyle demeyin, kelimeler çoğu zaman nasıl düşüneceğimize karar veriyor. İyi ki, insana iyi geliyor. İyi ki ile başlayınca illa ki bir şey bulunuyor. İyi ki oraya gitmedim de burada kaldım. Bu sayede şunlar oldu, ne güzel oldu, değil mi? Öbür türlü olsaydı, bu olmayacaktı. Öbür türlü olsaydı, nasıl olacaktı hiçbir zaman bilemeyeceğim. Yani oraya gitseydim. Seydim, saydım... Bu ekler fiilleri hadım ediyor resmen. Yapacaklarını yapamıyorlar.
Keşke oraya gitseydim, o zaman böyle olacaktı ya da o zaman bu olmayacaktı gibi bir cümle kurduğunuzda, yakalayın kedi gibi boynundan. İyi ki ile bir daha kurun kendisini. İyi ki kaldım. Şunlar oldu. Şu oldu, olması iyi oldu... Bunlardan kurun. Bunlardan düşünün. Bunlarla dolun taşın. Keşkesizlik hafiflik ve hayat neşesidir.
Bu hafta deneyin. Memnun kalacaksınız. Bir daha isteyeceksiniz. Her keşkeniz “iyi ki”lenecek. İnanın içiniz yenilenecek.

Yazarın Tüm Yazıları