Testi kırılmadan, “4 yıl, hattâ 14 yıl önceydi…”

Bu köşede, Ocak 2013’de yazdığım yazı, “KSK’nın çıkış yolu : Acele et yavaşça…” başlığını taşıyordu. Önceki yıl (2012) yazdığım yazılardan alıntılar yapmıştım:

Haberin Devamı

“…KSK’nin 100. yılında yaşattığı sevinç, ‘averajla kümede kalma’ tesellisinden ibaret. Bu tablo, ne dev camianın ne de ateşli taraftarının kabahatidir !” (Mayıs)

“…Camianın, ‘kaybeden takım’ halinden sıyrılması için, kafasını kaldırıp bakacaklara, benzersiz bir fırsat kapısı olduğunu işaret etmiştik sadece… Basketbol Şubesi için yaratılacak bir seferberlik, kartları yeniden dağıtmak olabilirdi. Bütün resmi yeniden çizmek olabilirdi. Boşuna gevezelik etmişiz. İstanbul’dan duyuldu, Karşıyaka’dan görülemiyor…” (Haziran)

“…Yıllardır nasip olmamış bir sezon açılışından sonra, futbolda dün yoktur, kazanan haklıdır; taraftarın da hakkıdır doya doya tadını çıkartmak. Oysa asıl her şey yolunda (özellikle beklenenin de üzerinde olumlu bir havada) giderken, birinin çıkıp şu soruyu sorması lâzımdır: ‘Neden acaba her şey bu kadar yolunda gidiyor ? Acaba gözden kaçırdığımız bir şeyler mi var ?’ Sürdürülebilir başarı ve büyüme için doğru soru bu ! Şimdi iş, soruyu kimin soracağına, bu soruyu soracak cesareti toplamaya, farkındalığa ve yüzleşmeye kalıyor…” (Ekim)

Haberin Devamı

“…Futbol Şubesi bir ‘karadelik’tir. Ve bu deliğin bir gecede kapanmasını bekleyenler hayal görmekteler. KSK’da futbolu düzlüğe çıkartmak, en az 5 yıllık bir stratejik plânla mümkündür; kimse gücenmesin !” (Aralık)

KSK’da Yönetimin genel kurulu iptal etmesinin yankıları sürüyor… Ardından istifalar vs. Başarılı olan branşlar paylaşılamıyor. Ve hâlâ deniliyor ki, “hemen gereken transferler yapılsın, şampiyonluğa oynayacak bir kadro kurulsun !” (2013…)

Ve ben ısrar ediyorum: “Yarın daha geç olabilir. Plânlama için acele edilmeli; yavaşça… Günü kurtarmanın ucuz albenisinden sıyrılıp, telâşsız ve birkaç seneyi gözden çıkartabilecek bir cesaretle”. (2014…)

Geldik 2016’ya… Bu yazıda, daha da gerilere gideceğiz. 2011 yılında yazılmış bir davet mektubu, “…1912 Karşıyaka Derneğimiz, 2002 yılında bir ‘Arama Konferansı’ ile yol haritasını çizmişti. KSK, 2. Yüzyıl’ına adım atmaya hazırlanırken, biz de kendimize yeni bir vizyon yaratmak amacıyla, ortak aklın oluşumuna fırsat vermek ve Kulübümüzün 100. yılında ve geleceğinde alacağımız rolü belirginleştirmek üzere…” diye başlıyordu.

Haberin Devamı

Çok daha önceki yıllara uzanalım ve başlıktaki gibi yazalım; “…hattâ 14 yıl önceydi” diyelim. 2002’de, Türkiye’de, (Galatasaray’dan sonra) bir futbol kulübü olarak, ikinci sıraya yerleşen bir öngörüyle KSK’ın gerçekleştirdiği “Arama Konferansı”nın moderatörüydüm. Lâfı dolaştırmadan, o toplantıya ait raporun, “Yönetici Özeti” bölümünden, sadece “bulgular” başlığının altında yazanları paylaşıyorum:

“…MARKA GÜCÜ YÜKSEK, GELENEK VE SEMBOLİZMA SAHİBİ, ÇOK GÜÇLÜ BİR AİDİYET VAR, DEĞERLENDİRMELER GELECEĞE YÖNELİK DEĞİL, OBJEKTİFLİK YERİNE KİŞİSEL YORUMLAR BASKIN, HEDEFLERLE YÖNETİM ALIŞKANLIĞI YOK, ÇÖZÜMLER KISA VADELİ, FANATİZM, BİREYSELLİĞİ ÇAĞRIŞTIRIYOR, ELİTİZM – POPÜLİZM ÇELİŞKİSİ YAŞANIYOR, TABANA YAYILMA YETERSİZ, KALICI BİR EKONOMİK MODEL YOK…”

Haberin Devamı

İyi değerlendirilmiş (?!) 14 yılın sonunda, geldiğimiz nokta budur !

 

Yazarın Tüm Yazıları