Çocukluğum bombalandı; ikinci defa..

Gençler bilmez elbette!

Haberin Devamı

Onlara anlatmak için GPS koordinatlarını vereyim: 39° 54´ 27.9504” ve 32° 50´ 17.1348”.

 

Çocukluğum o mahallede geçti. Okulum, okullarım oralardaydı... Tazecik “ofis ekmeği...”nin kokusu da oradaydı; kestane satanlar da.“Bakanlıklar” deyip kısadan büzmemek lazım. Ankara’nın kalbinde bulunan bu mahalle, (dillerdeki adıyla Saraçoğlu...) Devletin ilk toplu konut alanı olarak üst düzey bürokratlar ve askerler için yapılmış bir alandı.

 

Sonra ilk gençliğim; Millî Kütüphane, Ankara Türk Müziği Derneği... O duraklarda otobüs bekledim.
Param kalmadığında, o sokakları arşınladım. O sokaklardaki ağaçlardan, kuş pisledi tepemize. “Kırkikindi” denilen “memur ıslatan yağmurlar”a o mahallede yakalandık.

 

Haberin Devamı

Eylül 2011’de Kumrular sokakta olan patlamayı hatırlarsınız. Oraya çok yarın bir yerde gerçekleşti; işte Çarşamba günkü patlama da. Çocukluğum ikinci defa bombalandı. Üzgünüm; çok üzgünüm. Ölenlere, yaralananlara... Ama en çok neye üzgünüm biliyor musunuz? O mahalle, Çankaya ilçesine bağlıdır. Resmi adı da, “Devlet Mahallesi” dir. Bombalanan, sadece çocukluğum gibi gelmiyor bana; ona yanarım!

 

TEV’den “Meslektaşını Okut” Projesi

 

Bir e-posta aldım; “...Sizleri ‘Biz’ olmaya çağırıyoruz” diyorlar. “Mesleki eğitim sürecinin bir parçası olmaya, maddi ve manevi katkılarınızla gençlerimize sahip çıkmaya / ‘Meslektaşını Okut’ projesi ile çevrenizde meslektaşınız olmaya aday başarılı gençlere burs ve mesleki destek vermeye / ...‘Ben’i biz yapan ve herkesi kendisinin dışında bir başkası olmaya götüren sürece katılmaya / ...En iyi eğitimin, tecrübe ile desteklenmiş ve uygulama içeren eğitim olduğunu anlatmaya / Her yeni yetişen bireyin, öncekilerin kurduğu binanın bir katı olarak yetişmesini katkıda bulunmaya” davet ediyoruz diyorlar.
Türk Eğitim Vakfı İzmir Şubesi (0 232 441 21 44) bu proje için önce meslek odaları ile görüşmelere başlamış. Bu kurumların, “hedef kitleye en iyi şekilde ulaşabilmek için, en doğru adres olduğunu” düşünüyorlar. Noktayı, kendi anlatımlarıyla koyalım:
“...Baro ve Tabipler Odası ile görüşeceğiz, özel hastanelerden randevular alıyoruz; buralarda toplu kurum fonları oluşturmayı hedefliyoruz. Her doktor, maaşından yapabileceği çok cüz’i katkılarla veya kendi istediği ölçüde fona destek olarak, tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimine destek verebilecek. Sonrasında, arzu ederlerse, mesleki gelişim anlamında da burs verdikleri öğrencilere desteği sürdürebilecekler. Örneğin, geçen yıl bir inşaat mühendisi destekçimiz bize gelerek, inşaat mühendisliğinde okuyan öğrencimiz kaç olduğunu sordu ve hepsi ile çalışmak istediğini söyledi. Biz kendisini bursiyerlerimiz ile tanıştırdık. Hepsine, mesleki anlamda, ihtiyaç duydukları alanlarda destek oldu. Kimine staj yeri, kime ders takviyesi kimine de doküman desteği vererek... Bütün öğrencilerimiz bir yıl boyunca, o kişinin mesleki birikiminden, çevresinden fayda sağladılar. Bu projenin maddi boyutu kadar, içerdiği mesleki gelişim fırsatları da bizim için çok önemli. Bu çalışmayı, her meslek grubu için, iki yönlü olarak yaygınlaştırmak istiyoruz. Arada oluşacak manevi bağ ve aidiyet duygusu, sürdürülebilirlik anlamında çok önemli...”
“Yolun başındaki bir gencin hayatına küçük dokunuşlarda bulunarak, kendi mesleğine başarılı bir portre daha kazandırmayı” kim istemez ?

Yazarın Tüm Yazıları