Atatürk Kültür ...erkezi

Haberin Devamı

Ben “görmeyeyim” dedikçe, dönüp dolaşıp beni buluyor herhalde...
Üzerinden birkaç hafta geçsin diye bekledim; “bir fark eden çıkar nasıl olsa” diye.
“Yazının yazıldığı an itibariyle” bir değişiklik yok. O halde, duyurmak lâzım...
“Atatürk Kültür ...erkezi” ile ilgili ilk yazıyı, Şubat 2012’de yazmışım; “Atatürk Kültür ...erkezi, Otoparksız mı kalıyor?” başlığıyla.
“E.Ü. Atatürk Kültür ...erkezi’nin hemen yanında, İZELMAN tarafından işletilen açık otoparktan söz etmek istiyorum. Aracını oraya bırakanları uyarmaya başlamış görevliler: “Aklınızda olsun, 1 hafta sonra otoparkımız kapanıyor...” Sormadan edememişler: “Neden?” Cevap: “Belediye kendi araçları için kullanacak.” Üstelemişler: “Ama Atatürk Kültür ...erkezi’ne gelenler nereye bırakacak arabalarını?” Devamı haliyle çok net değil: “Vallahi onu bilmiyoruz. Çok katlı otoparka koyabilirler, sahildeki otoparkı kullanabilirler...” Ben de telefonla aradım, 12 Şubat’ta kapanacağını doğruladılar ama sebep konusunda, -bilmiyoruz- demekle yetindiler...” diye söylenmişim. “Atatürk Kültür ...erkezi’nin müdavimleri, başlamışlar, web sitesindeki iletişim formunu doldurarak açıklama istemeye, yakınmaya: ‘Sahille yolun bu tarafı arasında bağlantı yok. Konak otoparkı uzak. Bazen çoluk-çocuk, yaşlı... Bunun yazı var, kışı var, yağmur çamuru var. –Ben kapattım oldu- deyince bitiyor mu bu işler?’ diye sormuşlar...” diye eklemişim.
Eylül 2013’te, “Hayal ettim, proje ürettim; açıklıyorum...” başlığıyla bir yazı daha yazmışım: “İzmir’in dört bir yanındaki bilboardlarda cazip bir davet var; ‘Hayal et, proje üret / İzmir’e iz bırak...’ Bir an tereddüt etmeden, ‘bu fırsatı kaçırmamalısın’ dedim kendi kendime. İşi gücü bıraktım ve yaratıcılığımı konuşturmaya başladım. Azmin elinden bir şey kurtulmuyor tabii. Hemen birbirinden çarpıcı fikirler uçuşmaya başladı kafamda. ‘Düşündüm, taşındım, beğendim, eledim, seçtim derken...’ içlerinden en çarpıcı olanını kamuoyu ile paylaşmaya karar verdim. Projem, ‘Atatürk Kültür ...erkezi’nin Büyükşehir Belediyesi tarafından gasp edilen otoparkının, ihtiyaç sahibi sanatseverlere geri verilmesi’dir. Yazmış, çizmiş, söylemiş, söylenmiş ve yazı adamı kimliğimle bir sonuç alamamıştım. Şimdi ‘sokaktaki İzmirli’ kimliğimle deneyeceğim; bakalım bir iz bırakacak mı?” diye söylenmeye devam etmişim.
Nihayet, Ekim 2014’teki son yazımla da sormuşum; “-Siz- kimsiniz, -Biz- kimiz sayın Başkan?” diye... “Neden mi bahsediyorum? Konu malûm; Atatürk Kültür ...erkezi’nin Büyükşehir Belediyesi tarafından gasp edilen otoparkının, ihtiyaç sahibi sanatseverlere geri verilmemesi konusunda, seçilmişin, seçmeniyle inatlaşması hadisesidir...” şeklinde sonlanmış yazı.
“Atatürk Kültür ...erkezi”nin otoparkı hakkında yazdığım yazıların birkaçından, birkaç satırlık alıntılar paylaştım. Amacım bu kez farklı. Konuyu temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önünüze sürmekten fazlasıdır niyetim.
Ben “görmeyeyim” dedikçe, dönüp dolaşıp beni buluyor herhalde...
Üzerinden birkaç hafta geçsin diye bekledim; “bir fark eden çıkar nasıl olsa” diye.
“Yazının yazıldığı an itibariyle” bir değişiklik yok. O halde, duyurmak lâzım...
...erkeze adını veren Ege Üniversitesi’nin de haberi yok; otoparka giren çıkan yüzlerce gözün de, görmesi gereken kimlerse onların da... Ben ortaya yere söylüyorum işte; haber veriyorum. “Atatürk Kültür ...erkezi”nin sahile bakan yüzündeki yazıdan, “M” harfi düşmüş efendim. İzmir’in orta yerinde, sanata, kültüre ve estetiğe adanmış bu yapının, “zarfını önemsemezseniz, mazrufun kıymeti azalır...” Yok mudur, bu işlerin bir sahibi?

Yazarın Tüm Yazıları