85 yıl sonra, “Yapmam – Yaptırmam Ailesi…”

 Siyah-beyaz televizyon zamanının, en “ezoterik” dizilerinden biriydi; “Kaptanlar ve Krallar…”

Haberin Devamı

Dünyayı yöneten birkaç ailenin,

hep kazanmaya yönelik “oyun teorisi”ni anlatan bir senaryoydu.

Bugünlerde, artık hemen herkesin inandığı ünlü emperyalist kurguyu,

daha o yıllarda “hadi canım sen de…” tepkilerini avlayan bir

halkla ilişkiler düzeneği ile alıştıra alıştıra vitrinliyordu.

Siz bir süre sonra vitrinden sıkılıp, başınızı başka tarafa çevirseniz de

“Vitrine, hem de en öne koyduk; daha ne yapalım ?“ diyenler tarafından,

tebessümle bir başka “gala” hazırlanıyordu.

 

Aslında benzer bir şey, “negatif propaganda” renginde,

“Çirkin Amerikalı” kitabı ile de denenmiş ve pazarlanmıştı.

Anlatılan devlet sistemi, öylesine çürümüş ve kokuşmuş resmediliyordu ki,

okuyanlar, nihayet dayanamayıp,

“hadi canım sen de, bu kadarı da olamaz; çok saçma…” parantezinin kolaycılığında, kitabı fırlatıp atıyordu.

Haberin Devamı

Buna rağmen “oyun”, yine “biz açık açık anlattık; siz inanmadınız” cümlesiyle,

çıkartılmış bir günah halinde sahnelenmeye devam ediyordu.

 

İnanamayacaksınız ama,

Benzeri bir “oyun”, ben kendimi bildim bileli (ki mutlaka evveliyatı vardır…)

İzmir’de de oynanıyor !

“Yok Yahu, bunlar çok faydalı insanlar olmalı…” yanılsaması ile, İzmir’in ufku karartılıyor.

 

Her “Toplantı”da, her “Platform”da, her “Kongre”de, her “Açılış”ta, her “Sempozyum”da,

her “Festival”de, her “Ajans”ta, her “Birlik”te, her “Oda”da, her “Meclis”te, her  “SİAD”ta,

her “Şûra”da, her “Kulüp”te, her “Kurul”da, her “Komisyon”da, her “Vakıf”ta;

kısacası, “İzmir adının geçtiği her yerde” varlar; “çaya çorbaya limon” misali.

15, bilemedin 20 soyadından bahsediyorum…

“İzmir’in tapusu kendilerinde sanıyorlar”.

 

Şimdi de Fuar-Kültür Park’ın bu yılki “sponsor” düzeninden yakınıyorlar.

Bunlara, fiştekledikleri (böyle yazayım) kolay motive edilen “özenti bohemler”i ,

“iyi niyetli çevreciler”i ve “tatlı su demokratları”nı ekleyebilirsiniz.

Onlar zaten dünden hazır, “sosyal medyada dünyayı kurtarmaya…”

Haberin Devamı

85 yıl sonra geldiğimiz nokta; “yapmam – yaptırmam Ailesi”nin,

“esas oğlan” rolünü kaptırmamak için debelenmesidir.

Bu kadar İzmir sevdalısıydılar da, hangisi Formula 1 için elini cebine attı ?

Ya 2002’deki “Class One Dünya Offshore Şampiyonası”nın hazin ve skandal sonu ?

İzmir’in Süper Lig’de takımı olmamasından ben mi sorumluyum ?

Bu büyük ailenin, “Büyük bakkal”lar hariç,

“İzmire ilaç olacak, hiçbir ciddi işin altında imzası yoktur !”

Başımızın üstünde taşımaya hazır olduğumuz “İstisnalar”, ne yazık ki kaideyi bozmuyor !

 

Doğruları alkışlayıp destek vereceğiz.

Yanlışlar için, “daha duyarlı olmaya davet edeceğiz; kim olursa olsun…”

Ama toptancı çıkarımlarla, “caz yapmaya” soyunmayacağız.

Haberin Devamı

Çünkü; bu yıl “Caz MOGAMBO”da…

Teşekkürler Aziz Başkan !

 

Yazarın Tüm Yazıları