El-Cezerî ve teknolojinin dili

Geçtiğimiz hafta gerçekleşen bir etkinlik, teknoloji tarihinin çok önemli bir ismini hatırlattı.

Haberin Devamı

“Eşsiz araçlar yapmış, onları gücünle işler duruma getirmişsin. Seni yoran ve kusursuz biçimde inşa ettiğin bu şeyler kaybolup gitmesin. Benim için icat ettiğin bu araçları bir araya toplayan ve her birinden ve resimlerinden seçmeleri kapsayan bir kitap yazmanı istiyorum.” Eğer ileri görüşlü Artuklu Beyi Salih Nasreddin Mahmud, 800 yıl önce bu talimatı vermeseydi, mekanik-robotik alanının deha ismi El-Cezerî’nin çalışmalarından hiçbir zaman haberdar olmayabilirdik. Neyse ki El-Cezerî, “onun önerisini kabul ettim… Gücümü topladım ve bu satırları kaleme aldım” der. Böylece ‘ince teknoloji’yle ilgili en eski kitaplardan biri olan “Makine Yapımında Yararlı Bilgiler ve Uygulamalar Hakkında” ortaya çıkar.

EL-CEZERÎ’NİN MEMLEKETİNDE

Bana El-Cezerî’yi hatırlatan, geçtiğimiz hafta ekonomi sayfalarında yayınlanan bir haber oldu. Haberde “teknoloji marketi zinciri TeknoSA, Şırnak - Cizre’de açtığı mağazayla Türkiye’nin 81 iline ulaştı” deniyordu. Benim asıl ilgimi çekense, açılışta El-Cezerî’yle ilgili interaktif bir tanıtıma da yer verilmesiydi. Gerçekten de Cizre, robot teknolojilerinin öncülerinden kabul edilen El-Cezerî’nin memleketidir. Yani ileri teknoloji, önemli gelişme gösterdiği topraklara 800 yıllık uzun bir yolculuktan sonra -mağaza vitrinlerinde- dönmüş oldu adeta! Bugün Cizre’yi ileri teknolojiyle birlikte anmak bize garip gelebilir. Ancak Ortaçağ’da, İslam medeniyetinin o parlak devrinde durum hiç de böyle değildi. En incelikli buluşlar, en yeni uygulamalar Ortadoğu’dan çıkıyordu.

Haberin Devamı

KENDİSİ SIR, BAŞARISI AŞİKAR

El-Cezerî’nin hayatı hakkında çok kısıtlı bilgiye sahibiz. 1136 yılında Cizre’de doğan bu büyük mühendis - teknisyen - mucitin tam adı, Ebu’l-İzz İsmail bin er-Rezzaz. Bir Oğuz Türkmen Beyliği olan ve Mardin, Hasankeyf, Diyarbakır çevresinde hüküm süren Artuklu hükümdarlarına 25 yıl hizmet verdi. El-Cezerî, klasik anlamda bir bilim adamı olmasa da hava-boşluk ve denge konusunda antik Yunan’dan itibaren yazılmış bilgilere, Arşimed prensiplerine ve Hintli ustaların çalışmalarına vakıftır. Kitabü’l-Hiyel’in yazarı Ahmet bin Musa (Benu Musa Kardeşler) başta olmak üzere kendinden öncekilerin çalışmalarını incelediğini belirtirken, getirdiği yenilikler için “bunu ilk yapan olduğumu bilmiyordum” diyerek dürüstlüğünü ve tevazuunu ortaya koyar. Onu bilim tarihindeki pek çok isimden ayıransa kitabındaki tüm özgün tasarımların çalışır olmasıdır. Arayışlarına deneme yanılma yöntemiyle başarılı oluncaya kadar devam etmiştir. Ne de olsa ‘uygulamaya geçirilmeyen teknik bilimler doğru ile yanlış arasında kalacaktır’.

Haberin Devamı

OTOMATLARDAN İLK ROBOTLARA

El-Cezerî, birbirinden ilginç çalışmalarıyla bugün kullandığımız mekanizmaların gelişimine önemli katkılar sağladı: Özel su saatleri, fıskiyeler, uzak noktalara su taşıma düzenekleri, kuyulardan su çekme mekanizmaları, içecek otomatları, el yıkama ve abdest alma makinesi, kan alma cihazları, robotik müzik aletleri gibi sıra dışı cihazlar geliştirdi. Özel kilitler, hassas kefeler, pompalar ve yenilikçi mekanik aksamın yanı sıra Artuklu Sarayı’nın “yarı-otomatik” kapısını tasarladı. Geliştirdiği tekniklerle döneminin doruk noktasına ulaştı. Hatta kimi araştırmacılara göre Batı’ya ulaşan kitabı aracılığıyla Leonardo da Vinci gibi isimlere ilham verdi. Bazı bilim tarihçileriyse bu olasılığa temkinli yaklaşırlar. Kesin olansa El-Cezerî’nin mekaniğin ve robotik teknolojilerin temel doğrularına, Batı’da yaygın kullanımına geçmeden yüzyıllar önce erişmiş olduğudur.

Haberin Devamı

TEKNOLOJİNİN DİLİ

Eğer El-Cezerî’den 800 yıl ileriye atlayacak olursak günümüz Cizre’sine, Türkiye’sine, bugünkü Ortadoğu’ya varıyoruz. Bir yanda insanlar en son teknolojiye sahip olmak için mağaza kapılarında kuyruklar oluştururken, diğer yanda sokaklarda, okul kapılarında Kürtçe eğitim çekişmesi yaşanıyor. Oysa okullar çocuklarımıza sadece ham bilgi değil, bilimin mantığını ve ileri teknolojinin dilini öğretmedikçe... müfredatın tamamı Türkçe olmuş ya da tamamı Kürtçe olmuş ne fayda! İster İngilizce, ister Korece, ister Çince konuşulan bir ülkede üretilmiş olsun... Teknolojiye duyduğumuz ilginin temelinde daha iyi yaşamak arzusu var. Eğer ‘herkes için daha iyi bir yaşam’ istiyorsak Artuklu beylerinden ilham almalı; bilimsel gelişime destek olmalıyız. Arap-Türk-Kürt ortak medeniyetinin mahsulü olan El-Cezerî örneğinden hareketle, hepimiz bilginin ve sağduyunun dilini konuşmalıyız.

Haberin Devamı

DİLEK-ÇE: TeknoSA’nın bilim tarihinde araladığı sayfanın kapsamlı çalışmalara dönüşmesini ve bu tür etkinliklerin diğer şirketlere örnek olması diliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları