Suriye’de 3 etken: Yıldırım, Rusya ve darbe girişimi  

Suriye’deki karargâhları Rakka’yı IŞİD’ten almak için Türkiye ve ABD birlikte mi hareket edecek?

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 4 Eylül’de Çin’de yaptıkları görüşmede ABD Başkanı Barack Obama’nın konuyu kendisine açtığını ve Türkiye açısından “bir sıkıntı olmadığını” söylediğini açıkladı.


Çünkü Türkiye “artık bölgede var olduğunu göstermek durumundaydı” ve “geri adım atma şansı” artık yoktu. Atarsa o boşluğu IŞİD ve PKK, ya da onun Suriye’deki uzantısı PYD doldurabilirdi.


Dönüş yolunda uçakta konuşan Erdoğan, “barış zamanı başkomutanı” olarak Suriye’de süren “Fırat Kalkanı” harekâtına dair askeri nitelikte bilgiler de vermiş danışmanı Mustafa Varank’a ekranda harita açtırarak.


Buna göre, Türkiye’nin öne alıp destek verdiği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Fırat üzerinde önemli bir köprüyü ele geçirmiş ve Münbiç’e 11 kilometre yakına gelmişlerdi. Oradan El Bab’a ise 36 kilometre idi. Aslında daha önce ABD’ye Cerablus üzerinden Münbiç’e inmeyi teklif etmişti Türkiye, ama ABD “bu 2-3 ay sürer” diye reddetmişti.

Haberin Devamı


İşte şimdi kısa sürede mesafe alınıyordu. 26 Ağutsos’ta harekâtın başladığı gün Cerablus alınmış 4 Eylül itibarıyla sınırın o 98 kilometrelik bölümü IŞİD’ten temizlenmişti. Sırada El-Bab varken, şimdi Rakka da gündeme gelmişti.


El-Bab, Münbiç’in 12 Ağustos’ta IŞİD’ten alınması ardından, halen bayramlık ateşkes görüşmelerinin devam ettiği Halep ile Rakka’yı bağlayan yol üzerinde IŞİD’in elinde kalan son kasaba.


Oranın Türkiye’nin desteğindeki güçler tarafından alınması sadece IŞİD’in iyice Rakka civarına kıstırılmaya başlanması anlamına gelmekle kalmayacak. Aynı zamanda PYD’nin Hatay-Kilis arasında, Suriye’nin Idlib vilayeti civarında ilan ettiği Efrin “kantonuyla” birleşme hedefini engellemiş olacak.


Bu Türkiye için önemli.


Obama’nın Erdoğan’a Rakka için birlikte “bir şeyler yapma” teklifi de önemli.


Çünkü daha geçen hafta Amerikalı yetkililer Türkiye’ye PYD/YPG güçlerinin yakınca Münbiç’ten –söz verildiği üzere- Fırat’ın batısına çekileceğini, çünkü Rakka harekatına katılmaları gerektiğini söylemişti.


Hatta bunu Obama’nın da tekrarlaması üzerine Erdoğan’ın “O zaman iyi, Münbiç’e çatışmadan girer ÖSO” dediğini Deniz Zeyrek dün Hürriyet’te yazdı.

Haberin Devamı


Oysa ABD Türkiye’nin PKK ile eş gördüğü YPG ile aynı harekat içinde bulunmayacağını biliyor olmalı.


Öyleyse, ne anlama geliyor bu teklif? NATO müttefiki Türkiye’nin devreye girmesiyle YPG’nin kullanım ömrünü doldurmaya başladığı anlamına geliyor olabilir mi?


Belki bu sonuca varmak için henüz erken. Ama Türkiye’nin Suriye sahasına girişiyle elinin güçlendiği ve ABD ile pazarlık ve işbirliği imkânlarının arttığı anlaşılıyor.


Öyleyse Türkiye bu hamleyi neden çok daha önce, 2015 ve 16 boyunca IŞİD ve PKK Türkiye’yi kana bulamadan önce yapmadı, ya da yapamadı?


Pek çok nedeni var, başta eski Suriye siyaseti olmak üzere. Ama bu soruya cevap vermek için bu süreçte Türkiye’de yaşanan üç önemli değişime bakmakta fayda var:

Haberin Devamı


1- Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gözetiminde Binali Yıldırım’a (22 Mayıs’ta) bırakmış olması ve Yıldırım’ın dış politikada değişim sözü vermesi,


2-
Rusya ile ilişkilerde (Cavit Çağlar-Nursultan Nazarbayev aracılığıyla) normalleşmenin (27 Haziran’da) ilan edilmesi ve böylece Türkiye’nin Suriye’de yeniden hareket edebilir hale gelmesi;


3- 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin başarısızlığa uğramasıyla orduda 3,000 kadar subayın çıkarılmasıyla yaşanan büyük tasfiye. Bu subayların ciddi bir kısmının İran, Irak ve Suriye sınır güvenliğinden, aynı zamanda PKK ve IŞİD’le mücadeleden sorumlu 2’inci ordu bölgesinden olması dikkatten kaçmamalı.

Haberin Devamı


15 Ağustos’taki bakanlar kurulu ardından Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un 17 Ağustos’ta “Başımıza gelenlerin çoğu Suriye siyasetinden” demesi de rastlantı değildir, Başbakan Yıldırım’ın 20 Ağustos’ta yabancı basına Suriye siyasetinde “Yeni sayfa” açılacağını söylemesinden birkaç saat sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fırat Kalkanı için düğmeye basması da.


Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini düzeltmesi ve Suriye siyasetinde birinci önceliği Beşar Esad’ın devrilmesi yerine IŞİD’in yenilmesine verip harekete geçmesi Suriye sahnesindeki dengeleri de değiştirmiş görünmektedir.


Bu yönde harekete geçilmesi ise 15 Temmuz darbe girişiminin yenilmesiyle meydana gelen siyasi-askeri koşullarda mümkün olmuş, bir yerde sonuçları itibarıyla darbe girişimi sonrası ortam Türkiye’nin Suriye sahnesindeki elini güçlendirmiştir.

Haberin Devamı


ABD’nin yeni tekliflerle gelmeye başlaması –ki bunun içinde Musul da var- bu değişimin sonunda algılanmaya başladığını gösteriyor.


Bu süreçte ABD yönetimi içinde 1970’ler kafasıyla hareket eden müdahaleci eğilimlerin (ki Ilımlı İslam teorisinden Kürt devleti lobisi de aynı sağ kanat lobiye aittir) gerilemeye başlaması rastlantı olmayacaktır.


Daha önce dedik ya, yeni Amerikan yönetiminin İran-Kontra skandalındaki Yarbay Oliver North gibi bir günah keçisi bulup işleri onun üzerine yıkmasına bakar bu tür işler sonunda.

Yazarın Tüm Yazıları