Kimin teröristi, kimin kahramanı?

Bazen aktüalitenin, güncel gelişmelerin arkeolojisine girişmek gerekiyor gerçeği kazıyıp çıkartmak için.

Haberin Devamı

Bahoz Erdal, ya da Fehman Hüseyin’den başlayalım mı?

 

 

PKK’nın üst yönetiminden, bir dönem silahlı kanadı HPG’nin şefiydi, Türkiye’de pek çok baskın ve öldürme başta olmak üzere terör eylemlerini yönetmek ve katılmak suçlamasıyla kırmızı bültenle aranıyor.

 

 

9 Temmuz cumartesi günü devletin Anadolu Ajansı o zamana dek adını pek duyan olmayan Tel Hamis Tugayları diye bir örgütün Bahoz Erdal’ı öldürdüğü haberini verdi. Örgüt de yayınladığı bildiriyle Erdal ve yanındakileri bir araç içinde, bir gün önce, 8 Temmuz’da öldürdüklerini iddia etti.

 

 

Haberin Devamı

Kabinenin çiçeği burnunda Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ilk açıklamayı yapan kişi olarak “Hamdolsun” öldürüldüğünü ilan etti.

 

 

O sırada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Varşova’daki NATO toplantısından dönüyordu, NATO’nun terörizme karşı daha etkin olmasını istemişti.

 

 

Gazeteci takımı sordu, ama Cumhurbaşkanı Kaynak’ın verdiği gibi bir cevap vermedi: O yönde haberler gelmişti, ama teyit etmeye çalışıyorlardı.

 

 

Oralarda ne olup bittiğinden anında haber aldığını söyleyen Türk hükümeti, MİT, Genelkurmay aradan geçen günlere karşın bu bilgiye hâlâ ulaşamadı mı sizce?

 

 

Soru, ABD yetkililerine de soruldu. Orada PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG ile birlikte IŞİD’e karşı birlikte çarpıştıklarına göre, YPG komuta heyetindeki Erdal’ın akıbetini onlar (ellerindeki uydular, casus uçaklar filan ile) teyit edebilmiş miydi? Hayır, onlar da edememişti. Bu arada PKK “Ölmedi, görevinin başında” diyordu ama onlarda bir kanıtla çıkmıyorlardı, en azından bu yazının yazıldığı dün akşam saatlerine kadar.

 

 

Haberin Devamı

Durum çok açık: Türkiye Bahoz Erdal’ın akıbetinin ABD tarafından açıklanmasını istiyor.

 

 

Acaba ABD bunu açıklarsa, açıkladığı zaman kendileriyle omuz omuza IŞİD teröristlerine karşı savaşan bir yoldaş ardından üzüntü mü beyan edecek, yoksa NATO müttefiki Türkiye’ye karşı savaş açıp kan döken bir teröristin öldürülmesinden memnuniyet mi?

 

 

Türkiye böylelikle müttefiki ABD’ye “İşte göz yumup işbirliği yaptığın benim teröristimdir” diyebilecek.

 

 

Ama durun, istihbarat dünyasında her şey bu kadar siyah beyaz değil.

 

 

Bahoz Erdal’ın 8 Temmuz’da öldürüldüğü iddiası var ya… 10 Temmuz’da Amerikan The Washington Post gazetesinde bir haber yayınlandı, Hürriyet’in 12 Temmuz’da manşet yaptığı haber.

 

 

Haberin Devamı

Bu habere göre, ABD ordusu bu yıl Nisan ayı başlarında, insansız hava aracı marifetiyle Suriye’nin İdlib şehri yakınlarında 61 yaşında Mısır’lı Rifai Ahmed Taha’nın beraberindeki El Nusra Cephesi üyeleriyle birlikte öldürülmüştü. Amerikalılara göre eski bir Müslüman Kardeşler (MB), sonra Cemaa İslami üyesi olan Taha artık El Kaide’nin yeni lideri Eymen el-Zevahiri’ye yakındı. İdlib’e de El Nursa ve IŞİD’in ve daha küçük bir dizi cihatçı örgütün arasını bulma amaçlı bir toplantıya katılmak üzere gidiyordu.

 

 

Bunun Türkiye ile ne ilgisi olduğu haberini zaten okumuşsunuzdur: Amerikan istihbaratı son üç yıldır Taha’nın peşindeydi. Taha, Mısır’da Müslüman Kardeşler destekli seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin bir darbe ile devrilmesi ardından Türkiye’ye kaçan cihatçılar arasındaydı ve Amerikalılar da Taha’yı vurmak için NATO müttefikleri Türkiye’den çıkmasını kolluyorlardı, habere göre. Fırsat, bu yıl Nisan ayında doğmuş, Türkiye’yi terk ettikten birkaç gün sonra Suriye’de vurulmuştu.

 

 

Haberin Devamı

Yani, Amerika’da birileri de Türkiye’deki muhataplarına “Senin misafirin de benim teröristimdi” diyordu.

 

 

13 Temmuz’da Habertürk gazetesinde bir başka ilginç haber çıktı. 2012 yılında, PKK ile AK Parti hükümetinin MİT üzerinden diyalogu başlamadan kısa süre önce Hakkari’de yol kesen ve (o zaman) BDP milletvekilleriyle kucaklaşması çok tartışılan Ciger Birindar isimli PKK militanı, yakın zamanda Münbiç’te YPG üniformasıyla, YPG güçlerine talimat verirken görüntülenmişti.

 

 

Bu günlerde Türkiye’den Suriye’ye gidip orada işler karıştıran bir başka cihatçıya dair bir haber çıkarsa ABD medyasında şaşırmayın artık.

 

 

CHP kurmay heyetinden Gürsel Tekin, “Hükümetin halka, parlamentodaki milletvekillerine vermiş olması gereken bilgiyi Amerikan basınından öğreniyoruz” diye yakınmış Cumhuriyet TV internet yayınında.

 

 

Ama bir başka mesele daha var.

 

 

Haberin Devamı

Suriyeli (ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan anladığımız kadarıyla sadece Suriyeli değil) göçmenlere vatandaşlık verme planı var hükümetin, malum.

 

 

Başbakan Binali Yıldırım, muhalefetin tepkisi üzerine, teröre bulamış kimselerin bu hakkın dışında tutulacağını açıkladı.

 

 

İşte işin püf noktası da burada…

 

 

Kime terörist diyecek Ankara? Mesela terörist sayılan YPG, ABD’nin IŞİD’e karşı müttefiki.

 

 

Öte yandan mesela Rusya’nın terörist saydığı Ahrar üş-Şam, ya da Ceyş ül-İslam gibi örgütler, Türkiye’ye göre desteklenmesi gereken “muhalif silahlı güçler”.

 

 

ABD Dışişleri Bakanı geçenlerde bir toplantıda bu iki örgütü de El Kaide bağlantılı El Nusra ve IŞİD gibi terörist safında sayınca, Amerikan hariciyesi akla karayı seçti “dili sürçtü, öyle demek istemedi” diye durumu toplayana kadar. Ve ardından YPG ile Münbiç operasyonuna başladıktan sonra ilk kez Suriye’deki Beşar Esad rejimine karşı savaşan “muhalif silahlı güçlere” havadan silah indirdi, onlar da bu silahları IŞİD’e karşı kullandıklarını kanıtladı; uydular yukarıdan gözlüyor nasıl olsa. ABD bir yandan da Rusya ile Suriye rejimini bu gruplara da IŞİD ve El Nusra muamelesi yapıp saldırmamaya ikna etmeye çalışıyor. Karşılığında onlar da IŞİD ve El Nusra geriletilene kadar onlar da rejim güçlerine saldırmamayı kabul edecekler mi? Soru bu.

 

 

Kimin teröristinin, kimin kahramanı olduğu belli olmayan bu kaos ortamı ancak ABD ve Rusya’nın bir Suriye geçiş planı üzerinde anlaşmaya varmasıyla açıklık kazanmaya başlayacak gibi duruyor.

 

 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 12 Temmuz’da Bakü’de söylediği doğru; Erdoğan’ın Vladimir Putin’e “Kusurumuza bakmayın” mektubu sonrası başlayan yakınlaşma, Suriye krizinin çözümüne katkıda bulunacaktır.

 

 

Çünkü bu yumuşama, Rusya ile Suriye görüşmelerinde ABD’nin elini rahatlatacaktır.

 

 

Bakalım arada kimler ezilecek? Bir tahmininiz vardır mutlaka.

Yazarın Tüm Yazıları