İsrail anlaşmasının bilinmeyen iki sonucu

İsrail’le ilişkilerin normale dönüş anlaşmasından sonra ilk insani malzeme gemisi Leyla Hanım dün Mersin’den yola çıktı.

Haberin Devamı

İstikamet Gazze ama Gazze limanı değil; İsrail’in Aşdod limanı.

 

Oradan İsrail makamlarının kontrolü altında Erez sınır kapısından Gazze’ye taşınacak; anlaşma böyle. Zaten şimdiye kadar da Kızılay yardımları filan hep bu usulle Gazze’ye gidiyordu.

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rus muhatabı Vladimir Putin’e “Kusura bakılmasın” mektubu ardından Rusya ile de işler bir düzene girmeye başladı; dışişleri bakanları Mevlüt Çavuşoğlu ve Sergey Lavrov dün Rusya’nın Soçi şehrindeki Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantıları sırasında buluştular.

 

Nasıl Rusya anlaşmasının altından diplomaside bir Türk işadamının da önemli rol oynamış olduğu ortaya çıktıysa, İsrail’le anlaşmanın da Türk kamuoyunca fazla bilinmeyen sonuçları ortaya çıkmaya başladı.

 

Haberin Devamı

Birinci sonuç, Türkiye’nin Hamas’ın Gazze’de elinde tuttuğu iki İsrailli askerin cansız bedenlerini vermesi için Türkiye’nin devreye girme sözü vermesi.

 

Bu konu Türk Yahudi Cemaati ve ABD’deki Yahudi kuruluşlarının başkanlarından oluşan “Conference of Presidents – Başkanlar Konferansı” grubunun 9 Şubat 2016’da Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaretlerinde gündeme getirilmiş kaynaklarımıza göre. Erdoğan bu konuyu araştırıp gereğinin yapılması talimatını vermiş.

 

Konu şu: İsrail’in 2014 Temmuz’unda Gazze’ye yönelik ağır askeri harekâtı sırasında Avera Mengitsu ve Hişam el-Seyid isimli iki askeri kaybolmuş. İsrail askerlerin cansız bedenlerini alıp dini törenle toprağa vermek istiyor. İşin ilginç yanı Hamas bu askerlerin bedenlerinin kendi elinde olduğunu, Yahudi kuruluşların Erdoğan’a başvurması ardından, 1 Nisan 2016 tarihinde resmen kabul etmiş; yani o süreçte Türkiye’nin bir dahli olduğu anlaşılıyor. Neticede 26 Haziran’da Türkiye ve İsrail heyetleri arasında Roma’da yapılan nihai görüşmede Türkiye bu konuda elinden geleni yapacağını söylemiş.

 

Haberin Devamı

Bu durumu doğrulayan İsrailli bir kaynak, “Hamas’ın Türkiye’nin her dediğini yapmayacağını, kendi pazarlığına oturacağını biliyoruz” dedi, ancak Türkiye’nin bu “jestini çok takdir ettiklerini” de hemen ardından ekledi.

 

İkinci konu da Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetlerinin sınırlanmasına dair.

 

Az önce söz ettiğimiz Gazze operasyonun 8 Temmuz 2014’te başlamış, 27 Ağustos’a dek 50 gün sürmüş, operasyon boyunca 2,100 Filistinli ve 66’sı asker olmak üzere 73 İsrailli ölmüştü; sonra öldüğü açıklanan o iki asker de kayıptı.

 

İşte o operasyonun başlama nedeni bir ay kadar öncesinde, 12 Haziran’da El Fetih yönetimindeki Filistin toprağı Bati Şeria ve Ramallah’ta 3 İsrailli gencin kaçırılıp öldürülmesiydi. Hamas’ın başında bulunan, aynı zamanda siyasi kanat başkanı Halid Meşal, İsrail’in suçlamalarına karşın eylemi kendilerinin yapmadığını söylemişti.

 

Haberin Devamı

Ancak operasyonun son haftasına girerken, 20 Ağutsos 2014’te, Hamas’ın askeri kanadı olan İzzeddin El-Kassam Tugayları’nın kurucu komutanı sayılan Salih el-Aruri çıktı bir basın toplantısıyla üç İsrailli gencin kendi talimatlarıyla iki Hamas militanı tarafından öldürüldüğünü açıklayarak İsrail’in 2014 Gazze herakatına yol açan cinayeti üstlendi.

 

Hem de bu basın toplantısını nerede yaptı biliyor musunuz? İstanbul’da.

Bu durum Ankara’yı oldukça zor durumda bıraktı. Görüşmelerde İsrail tarafı Aruri’nin Türkiye’de oturup İsrail’de terör faaliyetleri örgütlemesine son verilmesini istiyordu.

 

Türk Dışişleri, 12 Ağustos 2015’te Aruri’nin Türkiye’de olmadığını söyledi; Aruri’nin daha önce Türkiye’de oturup oturmadığına dair bir bilgi yoktu, sadece Türkiye’de olmadığı bilgi vardı.

 

Haberin Devamı

Ancak İsrail başbakanı Netenyahu, 22 Aralık 2015’te, Aruri’nin Türkiye’den çıkarıldığını ve “Türkiye’nin şartı yerine getirmiş olduğunu” söyledi. Hükümet kaynakları, Aruri’nin sınır dışı edildiğinin doğru olmadığını söylediler, ama açıklamaları birleştirdiğinizde, Aruri’nin Türkiye’nin talebi üzerine Meşal tarafından Türkiye’den çekildiği anlaşılıyordu.

 

Şimdiki sonuç mu? Hamas Türkiye’de siyasi büro faaliyetine devam edecek, ancak hiçbir operasyonel faaliyet yürütmemesi şartıyla; buna terörizme destek kapsamına giren “para toplama ve aktarma” faaliyeti dâhil.

 

Bu tür anlaşmaların üzerinden zaman geçtikçe yeni unsurlarının ortaya çıkıyor olması ne güzel değil mi?

 

Haberin Devamı

Dahası da gelecek, emin olun, geldikçe paylaşırız.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları