‘Pabuççu olmam’ dedi otomotive kalıbını bastı

Haberin Devamı

YOKLUK yıllarıdır. Dokumacılık, dericilik ve ayakkabıcılık o dönemin en yaygın meslekleridir. ‘Ben babam gibi pabuççu olmam’ diyen Manisa Kulalı İsmail Sarıgözoğlu da ilkokulu bitirir bitirmez pek çok kişiye okul olan ‘Kula Mensucat’ın bakım atölyesinde çıraklığa başlar. Torna, tesviye ve matkap gibi makinelerle tanışan Sarıgözoğlu, edindiği bilgi ve birikimle 1957’de İzmir’de küçük bir atölyede otomotiv yedek parçası üretmeye başlar. Malzemenin zor bulunduğu yıllarda İsmail Sarıgözoğlu, ilk preslerini zeytinyağı ve pamuk çırçır preslerinden yapar. Ürettiği hidrolik pres için gerekli parçayı bile uçakların iniş takımlarındaki hurda pompalardan sağlar. ‘Pabuççu olmayacağım’ dese de İsmail Sarıgözoğlu, 1960’lı yıllarda fren pabucu üretir. Zamanla otomobil yedek parçalarının yanına Türkiye’deki ilk buzdolabı yan sanayiciliği, traktör parçaları eklenir. Otomotiv montaj sanayinin başladığı yıllarda ise kaportaların kalıp üretimi başlar. Çocukluk yıllarından beri çalışma hayatının inceliklerini öğrendikleri babaları İsmail Sarıgözoğlu 1986’da hastalanınca Mustafa ve Levent Sarıgözoğlu kardeşler dümene geçer. İki kardeş, Sarıgözoğlu’nu daha da yukarı taşımak için gece gündüz çalışır. Otomotiv sektörüne kalıbını basan bir firma yaratan iki kardeş, bugün Ford’dan Porsche’ye, Audi’den Bently’e kadar birçok markaya kalıp ve parça üreten bir dünya devi yarattı. Beyaz eşya sektörüne de parça üreten Sargözoğlu, Çin’den ABD’ye, birçok ülkeye de ihracat yapıyor. Manisa’da iki, Bursa ve Aksaray’da birer fabrikası bulunan Sarıgözoğlu’nun gündeminde yurt dışı var. Firma, Almanya’dan tasarım ve pazarlama konusunda popüler bir markayı satın almak için görüşme halinde. Ayrıca, orta vadede ise Rusya’da fabrika kurmayı hedefliyor.

Haberin Devamı

‘Pabuççu olmam’ dedi  otomotive kalıbını bastı

Çocuğunun ismi sandılar

Babalarından aldıkları bayrağı, çok daha yükseklere taşımayı başaran ağabey Mustafa Sarıgözoğlu ile firmanın dünü, bugünü ve yarınını konuştuk. Baba İsmail Sarıgözoğlu’nun ‘baba mesleğini’ yapmamayı kafasına koyduğunu anlatarak söze başlayan Mustafa Sarıgözoğlu, şöyle devam etti:
“Bu misyonla babam Kula Mensucat’ta çalışmaya başlamış. Bakım atölyesinde işe girdiği için makinelerin işleyişini öğrenir. O yıllar yokluk yılları olduğu için Kula Mensucat’ın her şeyi kendi bünyesinde çözmesi gerekiyordu. Bunun da babamın gelişiminde büyük katkısı olmuş. Daha sonra askerlik gelir. Dönüşte ise Kula Mensucat’ın İzmir’e taşındığı yıllardır. Babam da ailesiyle İzmir’e taşınır. Bir süre daha Kula Mensucat’ta çalışmaya devam eder. Daha sonra Sümerbank ve Turyağ ile tanışır. 1957’de ise kendi atölyesini kurma fikri ortaya çıkar. Nurçelik’i kurar. Bu ismin ortaya çıkışının da ilginç bir öyküsü var. Annemin hamile olduğu bir kış gecesi babam, kuracağı atölyenin ismini düşünür. Birden, ‘Buldum buldum’ diye fırlar. Ev halkı merak içinde ne olduğunu sorduğunda ise ‘Nurçelik’ der. Babaannem ‘Çocuk kaybolunca ben onu Nurçelik diye mi çağıracağım, öyle isim mi olur?’ deyince, babam, ‘anacığım dur, ben onu çocuk için değil iş için buldum’ demesiyle işin rengi anlaşılır. Böylece 1957’de İzmir Keçeciler’de gövdesi kaynaklarla dolu bir torna tezgahında otomotiv yedek parçaları üretmeye başlar. O zaman ürettiği parçaların tamamı ithal.”

Haberin Devamı

‘Pabuççu olmam’ dedi  otomotive kalıbını bastı

Hurdadan hidrolik pres makinesine

Parça üretiminde kullanılan kalıpları baba Sarıgözoğlu’nun üretebilecek yeteneğe sahip olduğunu anlatan Mustafa Sarıgözoğlu, yokluk çekildiğini, parça üretiminde gerekli makine için değişik formüllerin uygulandığını belirterek, o dönem yaşananları şöyle aktardı:
“Türkiye’de ilk kez yapılacak olan traktör kaportası için zeytin ve pamuk çırçır preslerini modifiye ederek kaporta basacak hale getirir. Tabii bu geçici çözümlerin ardında presleri üretme kararı alır. Yaptığı hidrolik presler hem kendi ihtiyacını karşılar, hem de dışarı satmaya başlar. O yıllarda presler için gerekli hidrolik pompalar Türkiye’de üretilmediği için uçakların iniş takımlarında kullanılan ve ömrünü doldurmuşları hurdalıklardan toplayarak bu açığı kapatma yoluna gitmiş. Otomotiv ana sanayisinin yavaş yavaş montaja dönüşmeye başladığı 60’lı yıllarda İzmir Mersinli’de üretime başlanır. Tabi zamanla burası da küçük gelince 1976’da İzmir’den Manisa’ya taşındık. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren 10’ncu firmayız. O yıllarda ihracatla tanıştık. Otomotivin yanına beyaz eşya eklendi. Babam bizi ilkokul yıllarında işin içine almaya başladı. Yaz tatillerinde yoğun mesai harcıyorduk. Öğrenim hayatım boyunca hep yanında çalıştım. Üniversitede bile işle okulu bir arada yürüttüm. Tabii eğitim olarak işimizle çok alakası olmayan Ankara Hukuk Fakültesi’ni tercih ettim. Levent ise Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi’nin mühendislik bölümünü bitirdi. 1986’da babam hastalanınca da aktif göreve başladık. 1993’de İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde kalıp fabrikası devreye soktuk. Ancak bu tesis yetersiz kaldı ve 2004’te Manisa’da ikinci fabrika kurduk. 1997’de ise Aksaray’da yatırım kararı aldık. Mercedes Kamyon Fabrikası’nın daveti üzerine bu kararı aldık. 1999’de üretime geçtik. Mercedes’in bir numaralı tedarikçisiyiz. İstanbul ve Ankara’nın yanı sıra Çek Cumhuriyeti ve Almanya’ya da Aksaray’dan kamyon ve otobüs parçaları gönderiyoruz. Otomotivin merkezi olan Bursa’ya 2007’de yatırım kararı aldık. Bu süreçte dünyada bir ekonomik kriz çıktı. Biz buna rağmen yatırımı 2009’da sonuçlandırdık. Türkiye’de ilk kez robotlu pres caddesini kurduk. Tofaş’tan sonra Ford ve Renault’un dış kaporta parçalarını ana sanayinin dışında ilk üreten kurum olduk.”

Haberin Devamı

‘Pabuççu olmam’ dedi  otomotive kalıbını bastı

50 YILLIK MESAFEYİ 3-4 YILDA ALDILAR

50 yıldan fazla bir dönemde gelmiş oldukları mesafeyi 3-4 yılda bir kat daha aştıklarını anlatan Mustafa Sarıgözoğlu, “Bu yıl ve 2015’te büyük atılımlarımız olacak. 2013’te ciromuz yüzde 10 civarında büyüdü. Ancak esas büyümeyi 2010-2012 arasında gerçekleştirdik. Yüzde 117’lik bir büyüme kat ettik. Bu oranla Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 firması arasında yerimizi aldık” diyor.

OTOMOTİV FİRMASINA İHTİYACIMIZ VAR

Ege’nin şiddetle bir otomotiv firmasına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Mustafa Sarıgözoğlu, Kuzey Anadolu’nun bu konuda doyum noktasına ulaştığına dikkat çekerek, şöyle devam etti: “İzmir ve Manisa’ya bir firma bekliyoruz. Biz Maniza OSB olarak bunun için 700 dönümün üzerinde bir alan ayırdık. Japon otomotiv firması Nissan’ın da Türkiye yatırım kararını olumlu buluyoruz. Biz hazırız. Sadece Nissan’ın değil yeni OEM’lerin de yatırımlarını bekliyoruz. BMC’nin de tekrar üretime geçmesi bölge ve sektör için olumlu bir gelişme.”

Haberin Devamı

ALMANYA’DAN ÜNLÜ BİR MARKAYI ALIYOR

Kurumun hedefleri hakkında da bilgi veren Mustafa Sarıgüzoğlu, ortaklık teklifleri aldıklarını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
“Şu anda bu tür tekliflere kapalıyız. Ama gündemimizde Almanya’dan bir şirket almak var. Bu şirket tasarım ve pazarlama alanında iyi bir marka olacak. Ayrıca Rusya bizim için önemli. Burada da orta vadede bir yatırım olabilir. Sıcak bir teklif alırsak ortak bir yatırım hayata geçebilir. Bunların dışında katma değeri yüksek ürün grubumuzu artırmak istiyoruz.”

KALBURÜSTÜ MARKALAR
* Şofben ve kombi üreten Bosch Termoteknik’in kurulduğu yıldan beri en büyük tedarikçisi konumunda.
* Çin, Amerika, Brezilya ve Rusya’nın da yer aldığı 15 ülkeye iracat yapılıyor. Hatta Türkiye’den otomotiv kalıplarının Amerika’ya ihracatını yapan ilk firma.
* 4 fabrikasında 800 kişinin çalıştığı kurum, 2015’te bunu yüzde 10 artırmayı planlıyor.
* 2013’te 25 bin ton sac hammadde tüketen Sarıgözoğlu, bu yıl 40 bin, 2015’te ise 50 bin ton hedefleniyor.
* En önemli müşterileri arasında Ford, Fiat, Tofaş, Mercedes, Renault, Jaguar, Bently, Volvo, Audi, BMW, Porsche yer alıyor.
* Bugün üçüncü kuşağın da çalışmaya başladığı Sarıgözoğlu, 2023’e kadar Avrupa’nın ilk 5 kalıp üreticisinden biri olmaya aday.

Yazarın Tüm Yazıları