Dün düğme bile dikemiyordu şimdi...

Biçki, dikiş ve nakışa karşı hiç ilgisi olmaz.

Haberin Devamı

Hatta düğme dahi dikemez. Ama o, üniversite tercihini moda tasarımdan yana kullanır. Okulun ardından da kısa süreli iş deneyiminden sonra 1998’de kendi işinin kurar. 25 metrekarelik bir alanda iki makineyle okullara üniforma ve gösteri kıyafetleri diker. Banu Aksoy, zamanla ev tekstiline ağırlık verir. 2004’te anne olan Aksoy, bebek ve çocuk ev tekstilindeki eksikliği fark eder ve bu alanda ünlü bir mobilya markası için üretim yapar. Bugün butik üretici olarak yoluna devam eden Banu Aksoy, markalaşarak rotasını yurtdışına da çevirmeyi hedefliyor.

Dün düğme bile dikemiyordu şimdi...


BAZEN bir şeyi ne kadar istemezseniz o başınıza gelir ya... İşte Banu Aksoy da tam bunu yaşayanlardan. Ama o, işini hobi haline getirerek başarıyı yakalamış bir girişimci. Butik hedeflerle yoluna devam eden Gürol İplik Nakış’ın kurucusu Banu Aksoy’la hem girişimcilik serüvenini hem de gelecek planlarını konuştuk. İnşaat mühendisi bir babanın ve ev hanımı bir annenin üç kızından en büyüğü Banu Aksoy, aslında girdiği üniversite sınavında fizik öğretmenliğini kazanır. Tabii, aynı dönemde bir de Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tasarım Bölümü’nün de sınavına girer ve kazanır. Banu Aksoy, hikayenin devamını şöyle aktardı:

Haberin Devamı


25 METREKAREDE İKİ MAKİNEYLE
“Ben o ana kadar dikiş dikmekten nefret eden biriydim. Düğme bile dikemezdim. Yani hiç sevdiğim bir şey değildi. İnsan bazen ne istemezse o başına gelir ya benimki de o hesap oldu. Ve ben tercihimi moda tasarımdan yana kullandım. İyi ki de öyle yaptım. Üniversitenin ardından tekstil sektöründe 2 büyük firmada kısa süreli iş deneyimim oldu. Babam inşaat mühendisi, ama Menderes’te bir buz üretimi ve soğuk hava deposu işine girmişti. Kızlarının da evlenmeden kendi işini kurmasını istiyordu. Babamın bu isteği baskın çıktı ve ben profesyonel iş hayatımı sonlandırarak kendi işimi kurmaya karar verdim. 1998’de Gürol İplik Nakış’ı kurdum. Babamın soğuk hava deposunun bulunduğu işletmede 25 metrekarelik bir alanda iki makineyle işe koyuldum.”

Haberin Devamı

Dün düğme bile dikemiyordu şimdi...


O BOŞLUKLAR YENİ KAPILAR AÇTI
Banu Aksoy, ilk başta okullara üniforma ve gösteri kıyafetleri dikmeye başladığını anlatarak, şöyle devam etti:
“İzmir’in tüm kalburüstü okullarına iş yapmaya başladım. Jimnastik mayoları hazırladım. Zamanla Konya’dan bile sipariş aldım. O dönemde de evlilik durumum ortaya çıktı. Neredeyse tüm çeyizimi kendim hazırladım ve birçok insandan övgü aldım. Bu aslında ev tekstilindeki boşluktan ortaya çıkmış bir tercihti. Bu boşluk bana yeni bir iş kapısı açtı. Hem işleri büyütmek hem de yeni hedefler peşinde koşmak adına 2000’li yıllarda ev tekstilinde önemli firmalara yatak örtüsü, nevresim takımları tasarlamaya ve üretmeye başladım. 2004’te anne oldum. Bu kez de çocuk ve bebek tekstilindeki boşluğu gördüm. 2005’te çocuk mobilyasında önemli bir marka olan Çilek Mobilya’nın tüm konsept ürünlerine tasarım ve üretim yapma başladım. Hatta ilk siparişimiz 700 adetti. Mevcut kapasiteyle ‘bunu nasıl üretirim’ paniğini yaşadım. Ama üstesinden geldik. Bugün Çilek’in yanında artık farklı firmalar için de üretim yapıyoruz.”

Haberin Devamı

 Dün düğme bile dikemiyordu şimdi...


O DEPO FABRİKAYA DÖNÜŞTÜ

1998’de babasının işletmesinde 25 metrekarelik alanda kendi hikayesini yazmak için yola çıkan Banu Aksoy, bugün Menderes Kısıkköy’de o soğuk hava deposunu bir tekstil fabrikasına çevirmiş durumda. 3 bin metrekarelik işletmede Banu Aksoy, 80 kişilik kadrosuyla, bebek ve çocuk tekstili için mobilya konseptine özel yatak örtüsü, nevresim ve perde ürünleri ile aksesuarlar üretiyor. Banu Aksoy, “2005’ten sonra tüm ağırlığımızı bebek ve çocuk tekstiline verdik. Pazar da çok hızlı büyüdü. Geçmişte her satılan çocuk ya da bebek mobilyasında tekstilin payı yüzde 1’lerdeydi. Şimdi ise bu oran yüzde 50’lere ulaşmış durumda” diyor.

 

Haberin Devamı


ŞİMDİ ROTA YURTDIŞI

FİRMANIN Çilek Mobilya ile büyüdüğünü anlatan Banu Aksoy, şu an farklı markalarla da çalışıyor. Ama artık gündeminde markalaşma var. Banu Aksoy, bu alandaki hedeflerini şöyle aktardı: “Uzun süredir yurtdışındaki fuarları takip ediyoruz. Artık kendi markamızla yurtdışına açılmak istiyoruz. Alice Home Design ve BN Deco isimli iki marka üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Yol haritamız iç piyasada büyük markalarla yola devam şeklinde olsa da markamızla yurtdışına açılmak istiyoruz. Rusya, İran ve Dubai gibi bölgelerden talepler alıyoruz. Rotamızda artık yurtdışı da var.”

Dün düğme bile dikemiyordu şimdi...


ANNE VE BABALARI DA UNUTMADI

YILLIK 100 bin adet üretim yaptıklarını söyleyen Banu Aksoy, “Bebek ve çocuk grubunda yatak örtüsünden perdesine, yastığından kırlentine her şeyi üretiyoruz. Butik bir üreticiyiz. Mobilya sektörü stok tutmayı sevmediği için bizim haftalık sipariş adetlerimiz 30-60-90 gibi. Ama el işçiliği, emeği fazla olan bir yapımız var. Şimdi amacımız ise çocuk ve bebeklerin yanında anne ve babaların odalarında da yerimizi almak istiyoruz. Tüm bunlarla birlikte de mevcut tesisimiz artık bize küçük gelmeye başlıyor. Hem yurtdışı hem de ebeveyn odaları için tekstil ürünleri üretme projesiyle önümüzdeki günlerde yeni yatırımlarımızda gündeme gelebilir” bilgisini paylaştı.

Haberin Devamı



KISA KISA

* Banu Aksoy, artık okullara üniforma ve gösteri kıyafeti üretmeyi bırakmış. Aksoy, “O çok yorucu bir işti. Hem üretim hem de pazarlama hepsi bana bakıyordu. İşleri büyütünce de o alandan çıktık” diyor.
* Banu Aksoy, ‘çocuk da yaparım girişimcilikte” diyen kadınlardan. Öyle ki, 2004’te oğlunu kucağına aldığında bile iş yaşamından kopmamış. Ona şirkete bir oda yapmış. Bu süreç oğlu 3 yaşına girene kadar devam etmiş.
* Banu Aksoy, üretimde çalışan kadınların çoğunun yörenin insanı olduğunu söylüyor. Aksoy, “Ve tekstil sektörünün aksine çok yorucu bir tempomuz yok” bilgisini aktardı.

Yazarın Tüm Yazıları