Bu işte bir Cici’lik var

Haberin Devamı

HER şey Kilisli Ömer Akçay’ın 7 yaşında babasını talihsiz bir kazada kaybetmesiyle başlar. Akçay’ın annesi de, çocukları kaçakçıların eline düşmesin diye Eskişehir’deki kardeşinin yanına gider. Kız kardeşi ve ağabeyiyle çiçekten simite birçok şey satarak ev ekonomisine katkı sağlayan Ömer Akçay, yıllar sonra kazandıkları parayla lokanta açar... Girişimci bir ruhu olan Akçay, Hacettepe Üniversitesi’nde istatistik okuduğu 70’li yıllarda Eskişehir’deki meze talebini keşfeder. Üniversiteden gelen iş tekliflerine rağmen, 1978’de Eskişehir’de Cici Meze’yi kurar. Ömer Akçay, daha sonra daha büyük okyanuslarda yüzmek adına rotasını eşi Şevval Akçay’la İzmir’e çevirir. Cici Meze, 1983’te Güzelyalı’da küçük bir dükkanda serüvenine devam eder. 1996’da hazır mezeye catering eklenir. 2006’da ise ikinci kuşak temsilcisi ve ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği mezunu Buğrahan Akçay işbaşı yapar. Başarılı bir öğrenci olan ve yurt dışından gelen prestijli iş teklifleri yerine baba ocağında çalışmaya başlayan Buğrahan, gıdayla bilişimi buluşturur, geliştirdiği DEMETER projesiyle TÜBİTAK’tan destek almayı başarır. Hem israfı önleyen, hem de gıda güvenliği ile sağlığı ön planda tutan Buğrahan Akçay, babası Ömer Akçay’la Cici Meze’yi şimdi farklı bir noktaya taşımaya hazırlanıyor. 5 milyon TL yatırımla yeni bir fabrika kuran ve yıl sonuna kadar faaliyete geçirmeyi planlayan baba-oğulun gündeminde hazır yemek var.

Bu işte bir Cici’lik var

SUDAN SİMİTE GÜLDEN İÇLİ KÖFTEYE
Bu hikayenin üç kahramanı var. Cici Meze’yi kuran ve işin mutfağında uzun yıllar çalışan Ömer Akçay ve eşi Şevval Akçay... Ve bugün şirkete farklı bir vizyon katan Buğrahan Akçay. Ömer Akçay’la hem girişimcilik, hem de şirketin doğuş öyküsünü, Buğrahan Akçay’la da Cici Meze’nin gelecek hedeflerini konuştuk.
Ömer Akçay’ın hayatı aslında 7 yaşında babasını kaybetmesiyle değişmiş:
“Babam bir ilkokulda hademeydi. Ve onu talihsiz bir kaza sonucu kaybettik. Temizlediği Atatürk’ün posteri üzerine düşünce beyin kanamasından şehit oldu. Babamın vefatının ardından da annem bizi kardeşinin yaşadığı Eskişehir’e götürdü. Çünkü o yıllarda Kilis’te yetim çocukların kaçakçıların eline düşmesi gibi bir risk vardı. Annem bunun için şehir değiştirdi. Ben, kız kardeşim ve abimde ev ekonomisine katkı için çalıştık. Su, gül, simit ve annemin yaptığı içli köfte gibi birçok şey sattık. Ben bir yandan da okuyordum. Daha sonra bir lokantada garson olarak çalışan abim, önce kara ortak oldu ve ardından çalıştığı iş yerini satın aldı. İşleri büyütmeye başladık. Lokantayı büyütüp restorana çevirdik, kafe açtık.”

Bu işte bir Cici’lik var

TALEBİ FIRSATA ÇEVİRDİ
Ömer Akçay, Hacettepe’de istatistik okuduğu yıllarda hazır mezeye olan talebi fark eder ve bu açığı fırsata çevirmek için kolları sıvar:
“Üniversitenin ilk yıllarında Eskişehir’deki restoranımıza gelen doktorlar evlerinde misafirlerine ikram etmek için meze talep ediyordu. Ben de bu talebi fırsata çevirme kararı aldım. Restoran için ürün aldığımız marketle anlaştım ve bir stantta hazırladığım mezeleri sattım. İyi geri dönüş aldık. Tabii üniversite yıllarında birçok işte çalıştım. Okul bittiğinde de hocalarım asistanlık teklif etti. Ama ticaretten daha çok kazandığım için sıcak bakmadım. Ve okulu bitirir bitirmez Eskişehir’de 1978’te Cici Meze’yi açtım. O yıllarda etrafta ‘Cici’ ile başlayan çok mekan vardı. Ben de o akıma uydum. Daha sonra Eskişehir bize küçük gelmeye başladı. Eşimle büyük okyanuslara açılma kararı aldık. Önümüzde İstanbul, İzmir ve Ankara vardı. Biz İzmir’i tercih ettik. Ve 1983’te Güzelyalı’da küçük bir dükkanda Cici Meze ile hazır meze işini devam ettirdik. Mezenin yanına hamburger ve sağlıklı fastfoodu ekledik. 1995’te ise Cici Catering doğdu. İki kulvarda yürümeye başladık. 2006’da ise oğlum Buğrahan Akçay bize katıldı. Onun sinerjisiyle Cici Meze büyük bir atılıma geçti. 2006’da 4 çalışanı olan şirketi, 40’lara çıkardık. Hipermarketlere girdik. Büyük otellerle çalışmaya başladık. Ve bugün hem hazır mezede, hem de cateringde Cici önemli bir marka oldu.”

Haberin Devamı

Bu işte bir Cici’lik var

BU BEYİN GÖÇ ETMEDİ
Buğrahan Akçay... ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği’ni dereceyle bitirmiş. Aynı anda ÖDTÜ İşletme’yi de tamamlamış, ÖDTÜ’nün Ar-Ge departmanında yüksek lisans yapmış ve yurt dışında danışmanlıklarda bulunmuş Buğrahan Akçay. Çocukluk yılları mezenin içinde geçen Buğrahan Akçay’ın çevresi, onun ünlü bir bilim insanı olmasını beklerken, o tercihini baba ve annesinin kurduğu Cici Meze’den yana kullanır. Birçok arkadaşının aksine yurt dışındaki teknolojinin devlerinde kariyerine yön vermek yerine böyle bir tercih yapmasını Buğrahan Akçay, şöyle özetledi:
“Bugün herkes bir şeylerden, gelişememekten şikayet ediyor. Ama okul bittiğinde de hemen soluğu yurt dışında alıyor. Kimse elini taşın altına koymuyor. Ben de buna bir dur demek için adım attım. Ve gıdayla bilişimi buluşturmak gibi bir misyon üstlendim. Burada da amaç sağlıklı, güvenli gıda üretimini sağlamak. Ayrıca gıda alanında yaşanan israfın önüne geçmek için teknolojinin nimetlerinden yararlanmaktı.”

Haberin Devamı

Bu işte bir Cici’lik var

GIDALAR AKILLANIYOR
Buğrahan Akçay’ın gıdayı bilişimle buluşturma hedefi doğrultusunda son 6 yılda Ar-Ge’ye yoğun bir mesai harcanmış. Ve birçok olumlu adımın ardından Buğrahan Akçay, DEMETER isimli projeyle TÜBİTAK’tan destek almaya başardıklarını belirterek, şu bilgiyi paylaştı:
“Bu proje gıda güvenliği ve bilişim üzerine. Bunun için Dokuz Eylül Üniversitesi DEPARK Sağlık Teknoparkı’nda bir ofis açtık. Proje, NFC, RFID, servis mimarisi ve veri madenciliği kullanılarak ISO 22000 Gıda Güvenliği yönetim sistemiyle tam uyumlu, mevcut sistemlerin çok ötesinde bir gıda üretim, yönetim ve izleme sisteminin oluşturulması amacı taşıyor. Gıda üretimi ve paketlemesi yapan kuruluşlarda tedarikçilerden müşteriye kadar olan süreçte bilimsel ölçümlendirme, takip ve analiz yapılmıyor. Bu durum, kurumsal ve ulusal alanda kalite, maliyet, verimlilik, fiyat ve çevre konularında kayıplara yol açıyor. DEMETER, gıda üretimi ve paketlemesi yapan kuruluşlarda tedarikçilerden müşteriye kadar olan süreçlerin her adımında, NFC, RFID, veri madenciliği temelli teknolojiye dayalı planlama, ölçümlendirme, takip ve analiz yapılmasına olanak sağlıyor. Projemiz sayesinde kalite, maliyet, verimlilik, fiyat ve çevre konularında kurumsal ve ulusal alanda büyük kazanımlar sağlamayı amaçlıyoruz. NFC kullanarak personel ve ürün takibinde yüzde 25 verimlilik, veri madenciliği modelinde doğru tedarikçi ve hammadde seçimleri ile maliyetlerde yüzde 20 azalma, RFID kullanımı ile klasik barkod takibine göre lojistik alanlarda yüzde 80 zaman tasarruf sağlıyoruz.”

Haberin Devamı

Bu işte bir Cici’lik var

5 MİLYONLUK YATIRIM
Üçkuyular’daki mevcut tesislerin artık kendilerine küçük geldiğini ifade eden Buğrahan Akçay, 2013’te bu kapsamda yeni yatırım kararı aldıklarını belirterek, “Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi’nde bir yatırımımız var. 2015’in son çeyreğinde faaliyetlerimize orada devam etmeyi planlıyoruz. 5 milyon TL yatırım yaptık. Teknoloji ve bilişimin tüm imkanlarını kullandık. DEMETER projesi burada hayat bulacak. Şu anda aylık 30 ton gıda üretiyoruz. Yeni tesiste bu 300 tona çıkacak. 40’ın üstünde olan istihdamımız da 3 katı olacak” dedi.

Bu işte bir Cici’lik var

HAZIR YEMEK YOLDA
Ömer Akçay, Cici Meze Yemek ve Dış İkram Hizmetleri’nin bünyesinde 4 markanın bulunduğunu söylüyor. Bunlardan ikisi yıllardır var olan Cici Meze ve Cici Catering... Diğer ikisi ise Mutfak Terzisi ve Hayri Meze... Şirketin yeni markalarının premium segmentte yer aldığını anlatan Ömer Akçay, “Mutfak Terzisi ile VİP işler yapıyoruz. Hayri Meze de Macrocenter kanalıyla tüketiciyle buluşuyor. Tabii ayrıca Metro, IKEA, Migros’ta da varız. Yeni tesisle, yeni ürün ve markalar gelecek. Bu kapsamda hazır yemek konusunda planlarımız var. Burada da evdeki tat hedefiyle en zor yemekleri yapıp tüketicinin beğenisine sunacağız. Daha sonra ise bu gruba yöresel lezzetleri ekleyeceğiz. Türkiye’de ev dışı yeme içme hacmi 40 milyar TL’yi aşmış durumda. Biz de bu pazarda aktif bir oyuncu olmak istiyoruz” bilgisini paylaştı.

Bu işte bir Cici’lik var

Haberin Devamı

KISA KISA
* Ömer Akçay, Türkiye’de catering sektörünün bir derneğinin olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Biz de Amerika merkezli NACE(National Association of Catering Executives) üyesiyiz.”
* Şu anda Cici Meze’de tüm tarifler dijital ortamda ve ona bağlı olarak yapılıyor. 2 bin 500’ün üzerinde tariflerinin olduğunu paylaşan Buğrahan Akçay, “Bilişimi kullanarak aşçılarımızın koluna bir bileklik takacağız. Ve o gün yapması gereken meze ya da yemek panoda görünecek. Oda kolundaki bilekliği barkoda okutarak malzemeler önüne gelecek. Böylece lezzetimiz hep standart olacak. Biz bilişimle insan hatasını ortadan kaldırıyoruz” diyor.
* Cici Catering, 5 ile 5 bine kişiye kadar hizmet verebiliyor.

Yazarın Tüm Yazıları