Aba altından koleksiyon

Haberin Devamı

BABASI tekstilci olmasını istemez... O da istemeye istemeye inşaat okur. Ve bir süre müteahhitlik yapar. Ama tekstilci dedesinin, ‘Gelin aile şirketinde çalışın’ sözüyle, çocukluğunun geçtiği ve arzu ettiği işe geri döner. Hem baba, hem dede mesleği olan tekstilde çalışmaya başlar... İşleri büyütür ve 1986’da ortaklı bir yapıyla Roteks Tekstil’i kurar. Bir yıl sonra Golden Halı’ya, 1992’de ise Spot Tekstil’e ortak olur. Jak Eskinazi, anne tarafından dedesinin ‘Çalı koparan’ olarak anılan aba ve urba kumaşıyla başlayan tekstil serüvenini farklı kulvarlara taşır. Eskinazi, C&A ile başlayan fason üretimi bugün Zara ve H&M gibi dünya devlerine koleksiyon satar konuma getirmeyi başardı. Ortaklık şirket yapılarıyla bugüne kadar önemli başarılara imza atan Jak Eskinazi, 4’üncü kuşağın da işbaşı yapmasıyla birlikte iç piyasa odaklı bir markayı gündemine almış durumda.
Aslında kartviziti oldukça kabarık bir sanayici Jak Eskinazi... Ortağı olduğu Roteks, Spot ve Pergamon Status Dış Ticaret A.Ş.’de başkan olan Eskinazi, Golden Halıcılık’ın da büyük ortaklarından. Ayrıca, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İsrail’in İzmir Fahri Konsolosu gibi unvanları bulunan Eskinazi’yle girişimcilik öyküsü ve şirketlerin gelecek planlarını konuştuk.

Haberin Devamı

Aba altından koleksiyon


ÇALI KOPARANLA BAŞLADI
Anne tarafı Turgutlulu, baba tarafı ise Urlalı olan Jak Eskinazi, bugün mesleği olan tekstilin dedesinden geldiğini belirterek, şöyle devam etti:
“1. Dünya Savaşı’nın ardından annemin babası büyük şehirde ticaret yapma isteğiyle Turgutlu’dan İzmir’e geliyor. Ve giyim üzerine bir şeyler yapmak istiyor. O döneme kadar İzmir üretimden ziyade ticaretle ekonomisine yön veren bir kent görünümündeymiş. Dedem de 1920’lerde tekstil alanında yoluna devam etme kararı alır. İlk yaptığı iş, çalı koparan denilen aba, urban tipi kapa kumaşlar üretmek. İlk iş yeri ise Şadırvanaltı’ndaymış. Sonra Kapılar’daki eski İngiliz Hanı’nda İngiltere’den gelen tezgahlarda kumaş dokumaya başlar. Tabii, o yıllarda İzmir’de konfeksiyon olmadığı için dedem dokuduğu kumaşları İstanbul’a götürüp, orada diktirip sonra getirip satmış. İşler iyi gidiyormuş, taa ki ‘Varlık Vergisi’ çıkana kadar. O vergi, kuru üzüm ihracatı yapan babamın babasının tüm varlığını kaybetmesiyle sonuçlanıyor. Annemin babası da bundan etkileniyor. Ama yoluna devam ediyor. 1957’de dedem Fevzipaşa Bulvarı’nda Alsa Giyim’i açıyor. Sonra ikinci kuşak da devreye giriyor. Dayımlar ve anne durumundan babam... İkinci kuşak biraz işini rengini ve stilini değiştiriyor. Daha sonra ise dayımlar tekstilden ayrılıp ihracat odaklı işlere yöneliyor. Babam ve dedem de tekstilde kalıyor. Babam yüksek ticaret mezunu, hesap kitabı iyi ama üretimden pek anlamıyor. 1980’e kadar şirketi batırmadan yoluna devam ediyor.”

Haberin Devamı

Aba altından koleksiyon


BABASI TEKSTİLCİ OLMASINI İSTEMEDİ
80’li yıllarla birlikte üçüncü kuşak devreye giriyor. Tabii o kadar kolay olmuyor bu... Çocukluk yıllarından itibaren tekstilin içinde büyüyen Jak Eskinazi, baba faktörüyle başka bir alanda kariyerine yön vermek zorunda kalıyor. İstemeye istemeye… İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’ni kazanan Eskinazi, o süreci şöyle anlattı:
“Babamın tekstile devam etmemizi istememe nedeni, sektörde gördüğü tablo. O, sektörde bir hayatın olmadığını düşünüyordu. Bana göre vardı ama atılım yapılmamıştı. O gördüğü kötü tablonun etkisinde kalarak böyle bir istekte bulundu. Ben de onun istediğini yaptım ve inşaat mühendisliği okudum. Bir süre Ankara’da müteahhitlik yaptım. Ama daha sonra dedem, benle kardeşimi Alsa Giyim’e çağırdı. Hisselerini bize devrederek işi devam ettirmemizi istedi. Kardeşim İzak Eskinazi ile 85’e kadar işleri toparladık. Şirkete yeni bir vizyon kattık, imajını değiştirdik. Erkek takım elbisesinden kadın pardösüsüne kadar geniş bir ürün portföyü oluşturduk. O yıllarda tekstile girmek isteyen şimdiki ortaklarımız Rabi Hazan ve Harri Yaffe ile tanıştık. O dönem dünyada bir denim furyası vardı. Biz de 1986’da kurduğumuz Roteks ile bu alanda üretime başladık ve tamamen ihracata odaklandık. İlk müşterimiz de C&A oldu. İlk yıl 500 parçayla başladık. Bir yıl sonra 6 bine çıktı. Alsa Giyim, 1990’a kadar babamın yönetiminde yoluna devam etti. Bizim için fason üretim yaptı. 1992’de ise örme alanında Spot Tekstil’i kurduk. Aynı ortaklı yapıda. Bugün bu ortaklı yapıyla Zara ve H&M gibi dünya devlerine ürün veren bir yapıya ulaştık.”

Haberin Devamı

Aba altından koleksiyon



MISIR ZARAR YAZDI

Jak Eskinazi’nin sadece Türkiye’de değil dünyanın farklı noktalarında da üretim deneyimi olmuş. Ucuz iş gücü ve Avrupa’ya yakınlık gibi avantajlarla 1997’de Romanya’da bir fabrika kuran Eskinazi, “Burada işler çok iyi gidiyordu ama Romanya’ya Avrupa’da serbest dolaşım hakkı verilmesiyle bir anda 2 milyon kişi Avrupa’ya dağıldı. Ve ucuz iş gücü avantajı ortadan kalktı. 2005’te burayı kapattık. 2007’de ise bir Mısır maceramız oldu. Bir süre fason çalıştık ve sonra fabrika kurduk. Yaklaşık bin kişiyi istihdam ettik. Bu macera da Arap Baharı ile sıkıntıya girdi. Ürünlerimizi limana ulaştırmakta sorun yaşadık. Maaş kamyonumuz kılıç kalkanlı ekiplerce soyuldu. Bir süre sonra çalışanlarımızın can güvenliği tehlikeye girince orayı devretmek zorunda kaldık. Ve zarar hanemize yazıldı” diyerek yurt dışı maceralarını anlattı.
İzmir dışında fabrika kurmak için sadece yurt dışını seçmemiş Eskinazi... İlk çıkan teşvik paketiyle Afyon’da bir tesis kurduklarını söyleyen Jak Eskinazi, “Onu da geçen yıl kapattık. Çünkü ucuz iş gücü diye gittik. Ama sonra bir takım sendikal durumlarla işçilik İzmir’den daha pahalı hale geldi” bilgisini verdi.

Haberin Devamı

LEB DEMEDEN LEBLEBİ

Hem Spot hem de Roteks’in fasondan bugün dünya devlerine koleksiyon satan bir yapıda. “Biz artık koleksiyon satıyoruz” diyen Jak Eskinazi, gelinen süreci şöyle değerlendirdi:
“Şu an sadece Roteks’te bir miktar üretimimiz var. Onun dışında fason üretim yaptırıyoruz. Biz artık tasarıma odaklandık. Kuvvetli bir tasarım ekibimiz var. Dünya trendlerini yakından takip edip ona göre koleksiyon hazırlıyoruz. Müşteri leb demeden, biz leblebiyi önüne koyuyoruz. Şu an üretilen koleksiyonun yüzde 7’sini satışa çeviriyoruz. Hedefimiz bunu bu yıl yüzde 10’a çıkarmak. Türkiye’nin geleceği tasarımda. Biz şirket bütçesinin hatırı sayılır bir kısmını tasarıma ayırmış durumdayız. Dünyanın en iyi tekstil alt yapısına sahibiz. Buna tasarımı da eklediğimiz zaman İtalya’dan daha iyi bir noktaya geliriz.”

Haberin Devamı

Aba altından koleksiyon

DESENLER ÇALINDI

Jak Eskinazi’nin ortak olduğu şirketlerden biri de Golden Halı... Bu ortaklığında ilginç bir öyküsü var:
“Golden Halı’nın ortaklarından Rüştü Okan, Alsa Giyim ile komşuydu. Orada halı satıyordu. Ama dil sorunu nedeniyle dışarıdan gelen müşterileri için bizden destek istiyordu. Halıyı anlatmak için onu bilmek lazımdı. Biz de halının öyküsünü öğrendik. Ve 1987’de küçük bir Amerikalı ortağı da yanımıza alarak Golden Halı’yı kurduk. Türkiye’nin dışında Romanya ve Hindistan’da üretimler yaptırdık. Ancak Hindistan’da desenlerimiz çalınmaya başlandı. Orada üretimi durdurduk. Bugün Hindistan’dan gelen halıların temellerinde biz varız.”

SANAYİCİ SANAYİCİ OLARAK KALSIN

Bugün tekstil başta olmak üzere çeşitli sanayiciler üretimi bırakıp inşaat yöneliyor. Bunun en yakın örneklerinden biri de İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle. Gülle, tekstilde küçülürken ağırlığını inşaata veriyor. İnşaat mühendisi olan tekstilci Jak Eskinazi, bu durumu şöyle değerlendirdi:
“İş para kazanmaksa belki onların yaptığı doğru. Biz de geçmişte inşaat şirketi kurduk ama yürümedi. Ruhumuzda üretmek var. İnşaat bana aynı tadı vermiyor. Tabii, inşaat da lazım ama sanayici, sanayici olarak kalmalı. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Çünkü işsizliğin çözümü üretimde.”

ORTAKLARIYLA BAŞARDI

Ege’nin aksine Jak Eskinazi, ortaklı işleri seviyor. ‘Türkiye’de maalesef ortaklık kültürü geliştirilemedi’ diyen Eskinazi, şöyle diyor:
“Paylaşım kültürü geliştirilmedi. ‘Bir elin nesi iki elin sessi var’ diye boş yere söylenmemiş. ‘Az olsun benim olsun’ mantığı var. Bu yanlış. Birlikte çok daha iyi işler yapma şansı var. Bu kültürün okullarda öğretilmesi lazım. Çocukluktan bu alıştırılmalı, paylaşımı onlara anlatmak gerek. Biz bu ilkeyle başarılı oluyoruz.”

KISA KISA

* Roteks ve Spot’un 2014 ihracatının 150 milyon doların üzerinde olduğunu söyleyen Jak Eskinazi, bu yıl da benzer konumu korumayı hedeflediklerini söylüyor.
*Şirketlerde artık dördüncü kuşağın da işbaşı yaptığını anlatan Jak Eskinazi, onların gelişiyle iç piyasaya yönelik bir markalaşma planlarının bulunduğunu, “Tabii bunu yaparken mevcut iş durumunu yavaşlatmadan yapalım istiyoruz. Dördüncü kuşağa burada görev düşüyor. Farklı ortaklıklar olabilir” diyerek gelecek planlarının rotasını anlattı.

Yazarın Tüm Yazıları