Göbek yağı hiç bu kadar işe yaramamıştı

Kendi bedenimizden elde edilen kök hücreler giderek daha fazla kullanılıyor. Son yılların gözde kök hücre kaynağı ise göbek yağı. Halen kıkırdak bozulmasından, koroner damar yetmezliğine, yüz gençleştirmeden, diyabetik ayak yaralarına kadar pekçok alanda kök hücre tedavileri deneniyor.

Haberin Devamı

Klasik tıbbın henüz çözüm üretemediği bazı alanlarda yeni umudumuz kök hücreler. Rejeneratif (yenileyici, onarıcı) tıp denilen bu yeni sayılabilecek alan, bir yandan kurallarını netleşirken, diğer yandan giderek genişliyor. Türkiye’de bu gelişmenin dışında kalmıyor. Bildik (kan kanserlerinin tedavisi gibi) uygulamalaların dışında halen klinikte kıkırdak dejenerasyonlar, iskemik doku yaraları, arter, ven doku iskemileri (tıkanması), yumuşak doku yara tedavisi, kozmetik amaçlı uygulamalar, rekonstrüktif uygulamalar, immün terapi gerektiren destek tedavileri, fistül onarımı, cerrahi yara onarımı, yanık, yaralanma ve yara izlerinin tamiri, deri ve dejeneratif doku defekt tamiri, iskemik kardiyak hastalıkları tedavisinde başarılı sonuçlar elde ediliyor.

Haberin Devamı

“YAĞ ÇOK ÖZEL VE GÜZEL BİR DOKU”

Yağların kök hücreden zengin olduğunun anlaşılması yeni uygulamaların da kapısını açtı. Göbek yağları veya bacak içinden, lokal anesteziyle alınan 1-2 bardak yağdan özel işlemlerle elde edilen kök hücreler güzelleşme ve gençleşmeye hizmet ediyor.
Liv Hospital Rejeneratif Tıp Kök Hücre Üretim ve Uygulama Merkezi Üretim Sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Nesrin Erçelen’in verdiği bilgiye göre, bu tedavinin işlem sürecini üç aşamada gerçekleşiyor. Önce kişinin kendisinden biyopsi ya da liposuction yöntemiyle yağ dokusu alınıyor. Yağın içindeki yenileyici hücreler çeşitli işlemlerden geçirilerek, rafine ediliyor ve konsantre hale getiriliyor. Son aşamada ise yenileyici hücreler tek başına ya da doğal kokteyller kullanılarak hastanın ihtiyacına göre uygun bölgelere enjekte ediliyor. Yrd. Doç. Dr. Erçelen, “Yağ çok güzel ve özel bir doku. Pekçok görevi olduğu gibi yenileyici özellikle hücreden de zengin. Üstelik bu hücrelerin kalitesi de yüksek. Neredeyse kemik iliğinden daha yüksek seviyede kök hücre var” diyor.

BUNLAR DA UMUT VERİYOR

Yrd. Doç. Dr. Erçelen rejenetarif tıp uygulamalarının umut verdiği diğer alanları şöyle sıraladı:
* Akut ve kronik iskemik kalp hastalıkları: Yaklaşık 10 yıldır yenileştirici hücre tedavisi üzerine yapılan çalışmalar yüz güldürücü sonuçlar verdi.
* Romatoid artrit: Bunun tedavisinde kök hücre uygulamaları başarılı sonuçlar veriyor. Eklem hareket ve fonksiyonunu etkileyerek yaşam kalitesini düşüren ve acıya sebep olan bu otoimmün hastalık doğru tedavi uygulanmazsa kalıcı eklem hasarlarına sebep olabiliyor. Farklılaşmamış erişkin kök hücreler, insan vücudundaki pek çok farklı organ ve dokuya dönüşebildikleri için enjekte edildikleri bölgede dejeneratif süreci durdurup, hasarlı kıkırdak dokuyu rejenere ederek romatoid artrite etkili bir tedavi seçeneği sunuyor.
* Diyabetik ayak yaraları: Yara tedavisinde, cerrahi bölgeye uygulanan yenileyici hücreler ile diyabetik ayak yarasının tedavisi mümkün hale geliyor.
* Yara ve Yanık tedavisi: Ağır yanık, 3’üncü dereceden yanık estetik cerrahinin karşılaştığı en zorlu durumlardan biri. Kronik yanık dokularına yönelik yenileyici hücre uygulamaları yüz güldürüyor.
* İskemik ekstremite problemi: Yenileyici hücreler damar tıkanıklıklarında da tedavi olanağı sağlıyor.
* Kolerektal fistüllerin biyolojik tedavisi: Kolorektal fistüller anüs etrafında, kalın bağırsak ve deri arasında oluşan açıklıklar. İlerleyen vakalarda iltihaplanmalara ve dışkı benzeri akıntılara yol açabiliyor. Bu hastalığın tedavi sonrası en büyük sorunlardan biri nüksetme problemidir. Ancak son zamanlarda yapılan araştırmalara göre yenileyici hücreler kullanılarak yapılan tedavilerde nüksetme oranı düşüyor.
* Ortopedik tedaviler: Kıkırdak problemleri, tendon yaralanmaları ve tendinit/tendinosis problemleri, eklem dejenerasyonlarında uygulamalar, omurga sorunlarında uygulamalar, spor yaralanmalarında özellikle yumuşak doku problemlerinde kullanılabiliyor. Özellikle kıkırdak sorunlarında son derece önemli bir aşama kaydediyor. Yenileyici hücrelerle sıfır kıkırdağa sahip bölgelerde bile kıkırdak oluşumu gözleniyor.

Yazarın Tüm Yazıları