Çeşme gibi tatil beldeleri can çekişiyor

HER yaz insanların koştur koştur gittikleri, memleketin en gözde tatil beldelerinden Çeşme’nin sakinleri bu bayramda susuzluk yüzünden sinir krizi geçirdiler.

Haberin Devamı

Sular bayram boyunca kesikti. Otellere gidip duş alan mı ararsınız, bayram oturmasına gelen misafire çay koyamayan mı...
Yine bazıları diyecek ki, “Memleketin bin tane sorunu varken, tatilcilerin dertlerinden bize ne?”

 

Lakin o iş pek öyle değil.

 

Çünkü buradan az ilerleyince tatil beldeleri üzerindeki turizm baskısına, betonlaşmaya, israfa ve su sıkıntısına varıyoruz.

 

Bayramda suların kesik olmasının nedenini araştırdığımda cevap, 15 yıl boyunca Çeşme’nin suyunu işlettikten sonra çekip giden Fransız çokuluslu şirketi çıktı. Bu firma altyapı yatırımlarını yapmadığı için Çeşme’de muazzam bir kayıp kaçak var. İZSU (İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi) birkaç yılda altyapının ancak yüzde 40’ını yenileyebildi. Ve turizmin zirve yaptığı dönemlerde çok ciddi su sıkıntısı yaşanıyor. Basılan suyun çoğu yeraltında kaybolup gidiyor. Bu firma üstüne düşeni yapmayınca olan Çeşme’ye oldu. Beldede bu hızda bir büyüme olunca da susuz günler başladı.

 

Haberin Devamı

Çeşme’de altyapı yetersiz; sürekli kapasite arttırılıyor, durmadan yeni binalar, oteller yapılıp daha çok insan buraya çekiliyor; üzerine bir de iklim değişikliği nedenli kuraklık binince, bunlar daha iyi günler diyebiliriz. Ağustos sonlarına doğru, eğer yağmur gelmezse, çok daha büyük sıkıntılar yaşanacak.

 

*

 

Çeşme’de sadece su sıkıntısı yok. Bir de atık suyun yarattığı sıkıntı var. Duşta, tuvalette, yemekte kullanılan suyun bir kısmı atık su olarak çıkıyor malum. Çeşme’nin arıtması yok; atık sular ‘derin deşarj’ yöntemiyle denizin belli bir kısmına boşaltılıyor. Denizlerin de bir kaldırma kapasitesi var. Çok affedersiniz, denize girip tuvaletinizi yaparsanız deniz bunu kaldırır ama aynı anda 500 kişi bunu yaparsa o deniz kirlenir. Bir damla güneş yağı denizin üzerinde 2 kilometrekare film oluşturur. Binlerce kişinin güneş yağı sürüp daldığı bir denizin nasıl kirlendiğini siz hesap edin. Yetkililere sormak lazım, Çeşme’nin derin deşarjı hangi nüfusa göre yapıldı? 100 bin mi, 200 bin mi? Milyonlarca insan bu beldeye aktığında ve tüm atık sular derin deşarj edildiğinde bu beldede denizin kirlenmemesi mümkün mü?

 

Haberin Devamı

Eskiden Çeşme’nin denizi ağustos ayının sonuna doğru kirlenirdi. Şimdi çok daha çabuk kirleniyor. Bu sadece Çeşme için de değil, Türkiye’nin tüm tatil beldeleri için geçerli. Ve bunun altından kalkmak pek mümkün değil.

 

TEMA mütevelli heyeti üyesi Nezih Öztüre, çözümün desalinasyon olduğunu söylüyor. Bu, deniz suyundan tatlı su elde etme yöntemi. Öztüre diyor ki: “Özellikle karstik bölgelerde deniz suyu içeri basar, tuz tarımı, araç gereçleri mahveder, deterjan tüketimi artar. Çeşme’de hiç sanayi yoktur; tüm su evsel atıktır. Arıtılıp tekrar kullanılabilir. Organik ve ucuz kimyasallarla atık sudaki bakteriler yok edilebilir, bu su sulamada kullanılabilir. Denizde atık su deşarjına son verilmeli. Denizler artık atık suyu kaldıramıyor. Teknoloji gelişti, ülke zenginleşti, teknoloji ucuzladı. Atık su geri kullanılmalı.”

 

*

 

Haberin Devamı

Kaynaklar sınırlı. Ama büyüme hırsı tatil beldelerini de ele geçirdi.

 

Çeşme’de dağ taş beton oldu. Eskiden kimse, dünyanın en güzel denizine sahip bu beldede havuzun yüzüne bakmazken şimdi artık tüm bahçeler havuzla doldu. Her yıl yeni oteller, rezidanslar yapılıyor, restoranlar açılıyor.

 

Yerel belediyeler imarı sınırlandırma konusunda yeterince cesur değil. Buna merkezden bir “Dur!” denmesi gerekiyor.

 

Havza planları niye var? İnsanlar başına buyruk hareket edemesinler diye. Bu havza planlarının işletilmesi gerekiyor.

 

Yol yaparsınız, köprü yaparsınız, bina yaparsınız, bunlar kolay.

 

Ama tükenen suyu, temiz havayı ve zümrüt denizi yerine koyamazsınız.

 

Haberin Devamı

İrade gösterecek birileri aranıyor!

Yazarın Tüm Yazıları