The Walking Dead’de yeni sezon

Bu akşam, yani 13 Ekim akşamı, Amerika yayınından sadece bir gün sonra FX’te, saatler 21:30’u gösterdiğinde, The Walking Dead için hazırlanın. 2010 yılında başlayan ve ilk sezonundan itibaren tüm dünyada en çok izlenen yapımlardan bir haline gelen Altın Küre’li fenomen dizinin beşinci sezonu başlıyor.

Haberin Devamı

Sessiz, sakin, uzaktan bir film seti gibi görünen bir kasaba... Küçük dükkanları, bir-iki ufak restoranı ve insanı ekimde bile yer yer kavuran güneşiyle, ortalama bir turiste göre, Amerika’nın güneyindeki herhangi bir kasaba belki...
Senoia, “The Walking Dead” kültüründen uzak olanlar için, Atlanta’ya iki saat uzaklıkta, kilometrelerce yeşilliğin orta yerinde, herkesin mutlu olduğu bir masal diyarı.
Fakat bir “The Walking Dead” hayranı için burası tarihi, huzur dolu ve sessiz bir kasaba olmaktan ötede bir yerde.
Burası, diziden hatırlayacağınız adıyla “Woodbury”.


The Walking Dead’de yeni sezon

Senoia’nın, yokuş ana caddesinden aşağı iniyor, kasabanın çekim için ayrılmış bir diğer alanına doğru ilerliyoruz. Karşımıza metalden dev bir duvar çıkıyor.
İşte “The Walking Dead”in yeni sezonu bu duvarın ardında çekiliyor.
Duvarın öncesinde, aktörlerin geçici evlerinin, daha doğrusu kulislerinin olduğu bölgede duruyoruz önce.
Büyük bir karavan parkındayız adeta. Oyuncuların üstlerini değiştirdiği, uyuduğu, dinlendiği ve boş zamanlarını geçirdiği TIR-karavanların bulunduğu bölge burası.
Belki bir fotoğraf işimizi kolaylaştırırdı... Ancak ortamı tasvir etmek için sözlere ihtiyacım var, zira burada veya çevrede fotoğraf çekmek kesinlikle yasak. Gazetecilerle yapılan tam 1 milyon dolarlık anlaşma gereği tek bir kare bile sızmayacak. (Instagram’a koymak için bu alanında çektiğim ve esasına bakarsanız nerede çekildiği hiç belli olmayan bir doğa fotoğrafı bile başıma bela açıyordu, o kadar söyleyeyim... O tek fotoğrafı bile telefonumdan silmek zorunda kaldım.)
Burada yeni sezona dair tüm gördüklerimi, set olarak kullanılan mekânları, başrolden figüranlara, yönetmenden set ekibine herkesi ve her şeyi, fotoğraf makineme değil, hafızama kazıyorum.
Dizinin ilerleyen bölümlerinde, ancak önümüzdeki sene izleyeceğimiz zamanlara şahit oluyorum. Gördüklerimi anlatmam, olacaklardan ve mekânlardan ipucu vermem anlaşmamıza aykırı.
“The Walking Dead” hayranları, bizlere müsaade edilenden daha fazlasını yapıyor sayılır. Dizinin meraklıları bu alanın hemen dışında duruyor ve hayran oldukları oyuncuyu görme hayaliyle bütün gün bekliyorlar. Bir fan için oldukça verimli bir ortam var zira... Kapalı bir stüdyoda çekilen diziler gibi “steril” bir mekânda değiller. Kovboy çizmeleri ve her an bir aylak saldırısına hazır tetikte hali ile Andrew Lincoln (Rick) yürüyüp geçiyor önümüzden. Arkasından Christian Serratos (Rosita) geliyor, bir başka tarafta Steven Yeun (Glenn) dinlenmek üzere karavanına gidiyor... Onlar için sıradan bir iş günü, bizim içinse, bu işi yaptığımız için kendimizi çok şanslı hissettiğimiz günlerden...

The Walking Dead’de yeni sezon

“The Walking Dead”, televizyon tarihinin en çok izlenen drama dizilerinden biri. Robert Kirkman’ın aynı adlı çizgi romanından adapte edilen dizinin sadece bol aksiyonlu bir “zombi” öyküsü olduğunu söylemek, yapıma haksızlık olur. Zira durağan olmayan, çok katmanlı olay kurgusu, karakter çeşitliliği ve mücadele vurgusuyla, felaket ortamındaki insanın neye dönüşebileceğinin tarifini yapıyor.
Dünyanın sonunun geldiğini varsaydığımız bir ortamda gerçek düşman kimdir? İnsan, düşmanıyla karşı karşıya kaldığında tek vücut mu olacaktır yoksa yine insanın en büyük düşmanı kendi içinden mi çıkacaktır?
Lanetin tedavisi bulunacak mıdır?
İşte, bütün bu soruların cevaplarını aramak üzere sette oyuncularla buluşuyor, çekim aralarında oyuncuları karavanlarında yakalıyoruz.
İşte Steven Yeun, Lauren Cohan ve geçen sezon diziye katılan (Twilight üçlemesinin Angela’sı olarak da hatırlayacağınız) Christian Serrato’nun kendi ağızlarından karakterlerine ve diziye dair notlar...

Haberin Devamı

Steven Yeun (Glenn)

Haberin Devamı

The Walking Dead’de yeni sezon

Glenn’in özelliği inançlı olması

* Canlandırdığım Glenn’in mücadelesi, diğerleri gibi bu dünyada hayatta kalabilmek. Hayata kalabilmek ise bu kasvetli ve karanlık dünyayı nasıl algılayabildiğinle ilgili. Ya umutlu ve insancıl bir şeyler bulabilme duygusuyla hareket edersin ya da bir vahşiye dönüşürsün. Glenn, gerçeği kabul edebildiği bir çizgide yaşıyor.
* Glenn büyüyor, olmak istediği adama dönüşüyor. Geçen sezon Maggie ile arasındaki bağın sağlamlaştığını gördük. Ondan öncesinde ise Glenn’in bir lider olabileceğini... Başına gelen olayları düşünecek olursak, bir bakıma kendi kaderinin kaptanı diyebiliriz.
* Glenn’in özelliği, inançlı olması ve insanlığa dair umudunu koruması. Zor koşullara rağmen mücadelesinde kazançlı taraf olmayı başarıyor. Ölmeye çok yakın olduğu zamanlarda bile o durumdan kendini kurtarabilecek kadar umut taşıyor.
* Çağımızın koşullarında dünya oldukça korkunç görünüyor. Geçmişteki herhangi bir dönemden daha korkunç mu bilmiyorum, ancak bugünün özelliği, ne oluyorsa herkesin her şeyi -birbirleriyle bağlantılı oldukları için- doğrudan görebiliyor olması. Bence bu dizinin dünya çapında bu kadar popüler olmasının sebebi, insanların olası bir felaketle ilgili içten içe sahip oldukları duyguları dışarı vurmasını sağlaması. “Dünyanın sonu gelse, etraftaki insanlar ne durumda olurdu?” veya “Ben, o insanlar arasında kimlerle benzeşiyor olurdum...” gibi.
* “The Walking Dead”de gördüğünüz insanlar, alelade bir insan topluluğu değil. Hepsinin kendine has özellikleri var. Aslında bir bakıma kendi inançlarını test ediyorlar, hayatta mı kalacaklar, bunu yaparken insancıl mı olacaklar yoksa vahşi birer yaratığa mı dönüşecekler... İzleyiciye birçok soru sorduruyor, dizinin insanları bu denli çeken yönü belki de budur. Bu dünya durmaksızın içinde olan insanları test etmeyi sürdürüyor. Onları uçlara kadar iterek hangi tarafı seçeceklerini sınıyor.
* Bu dizide kimse güvende değil, ancak sorulması gereken soru “Şimdi kim ölecek?” değil bana kalırsa. Tüm izleyicilerin, ölmesini istemediği bir karakter mutlaka olur, bu kaçınılmaz. Ancak eğer “Bu karakter ölürse bir daha izlemem” veya “Bu karakterin öldüğünü görmek için izliyorum” derseniz, bu diziden zevk alamazsınız. Dizinin ipleri eline almasına izin vermeli ve bir karakter öldüğünde bunu hikâyenin bir parçası olarak görmelisiniz...

Haberin Devamı

Lauren Cohan (Maggie)

Maggie ve Glenn iki yaşlı ruh

* Kadın karakterler giderek daha güçleniyor. Maggie ile ilgili en çok fark ettiğim nokta, mümkün olabildiği kadar objektif davranabilmesi ve sonsuz adapte olabilme yeteneği. Nasıl aracılık yapabileceğini iyi biliyor; bu, onun en büyük hayatta kalma ve grubu hayatta tutma tekniklerinden biri. Kız kardeşini bulamamış olması gibi belirsizliklerle veya babasını kaybetmiş olması gibi zorluklarla başa çıkmaya çalışıyor. Hedefine bağlı kalması onu güçlü kılıyor ve çevresindekileri motive ediyor. Zor koşullarda bile sakin kalmayı başarabilen bir karakter.
* Maggie ve Glenn, genç olmalarına rağmen iki yaşlı ruh. Aslında bu dünyada kalabilmiş herkes birer bilge ve yaşlı ruh haline dönüşüyor.
* Yeni sezonda birlikte mücadele edecekleri, daha doğrusu zorlukla mücadele biçimlerini test edecek durumlarla karşılaşacaklar ama birbirleriyle ters düşmeyecek, aksine birbirlerini güçlendirecekler. Ayrı düşecekler ama aykırı düşmeyecekler.
* Sezonlar ilerledikçe aylak öldürmeye veya belirli fiziksel zorluklar içeren sahnelere alışıyorsunuz. Ancak Maggie fiziksel ve duygusal zorlukları her zaman birlikte yaşıyor, bu ona has bir durum.
* Sürekli “sefil” bir halde dolaştığımız için bir süre sonra gerçek hayatta kendime güzel şeyler almayı kestiğimi fark ettim. Sonuçta buradan bir şeyleri eve götürüyorsunuz, evimin her köşesinde bir parça “zombilik” var. Aylarca çalışıyorsunuz ve bir gün bir yere gitmeye karar veriyorsunuz mesela, tırnaklarınızın dibinde öyle bir kir birikmiş veya saçlarınız öyle bir halde oluyor ki, banyo yapmak zor geliyor!”

Haberin Devamı

Christian Serratos (Rosita)

The Walking Dead’de yeni sezon

“Rosita’yı bu sezon daha çok göreceğiz”

* “The Walking Dead’le ilgili en çok hoşlandığım konu, kendimi rahat hissettiğim alanın dışında bir şeyler yaptırıyor olması. Kendi hayatımda tam bir kontrol manyağıyımdır ve kendimi rahat hissettiğim şeylere bağlı kalırım. Beni zorluyor ama burada işine kendini adamış insanlarla birlikte çalışıyorum, çok zor bir iş yapıyoruz, umarım dizinin hayranlarını hayal kırıklığına uğratmıyoruzdur. 5. sezonda Rosita’yla ilgili daha çok şey öğreneceğiz, bu da beni çok mutlu ediyor. Dizide kendi başının çaresine bakan bir grup kadının olması güzel bir mesaj...
* Her bölüm öncesi senaryo elimize geçtiğinde önce baştan sona gözden geçiririz ki, ne yapıyoruz, hâlâ yaşıyor muyuz, bunu öğrenebilelim. Sonra diğerleriyle birlikte tartışıyoruz, sanki oturup izlemişiz gibi dedikodusunu yapıyoruz. Bu işi yaparken en az bir fan kadar heyecanlanıyoruz.
* Buraya gelmeden önce ekibin ne kadar muhteşem insanlardan oluştuğundan bahsederlerdi. Diziye ilk katıldığımda beni büyük bir mutlulukla karşıladılar ve herkese güvenebileceğimi hissettim. Böyle işlerde ekibin birbirine güvenen insanlardan oluşması önemlidir, burada bunu tam anlamıyla hissedebiliyorum. Dizideki karakterimle bu setteki gerçek ben paralel ilerliyor gibi geliyor. Rosita sessiz bir kız, zaman geçtikçe çevresindekilere güveniyor ve giderek açılmaya başlıyor, daha konuşkan birine dönüşüyor.
* Aylakların makyajı gerçek hayatta da son derece gerçekçi görünüyor. O makyajı yaptırmak için sabırsızlanıyorum ve içinde nasıl görüneceğimi çok merak ediyorum ama umarım buna daha çok zaman vardır...
* “The Walking Dead”i dizide yer almaya başlamadan önce hiç izlememiştim. Casting için çağrıldığımda ne çizgi romanı okudum ne de diziyi izledim, çünkü aşırı heyecanlanacağımı biliyordum. Fakat yapımcılara “izledim” dedim. Seçmelerde sadece doğru olduğunu düşündüğüm şekilde oynadım ve seçildim. Seçildikten sonra oturdum ve bir seferde üç sezonu birden izledim. Böyle yaptığıma memnunum, izleseydim belki de bu rolü alamayabilirdim!
* Bence izleyicilerin karakterlerle ilgili en sevdiği şey şu: Bu grup, daha önceleri sıradan birer insandı. Şimdi, tamamen farklılaşmış dünyalarında, öncelikleri değişmiş, daha basit ve hayatta kalmaya yönelik bir yaşamları var. Fakat eskiden kim olduğunu hatırlamak istiyorlar, biraz olsa bile. Rosita “Benim daha önce bir hayatım, bir zevkim vardı” diyor ve bireyselliğini korumaya çalışıyor, gerçekliğe tutunmaya çalışıyor, onunla ilgili en sevdiğim yanlardan biri bu.

Haberin Devamı

The Walking Dead’de yeni sezon

The Walking Dead’de yeni sezon

The Walking Dead’de yeni sezon

Yazarın Tüm Yazıları