“Seks, sattırır”

Öyle derler. “Sex sells” hani.

Haberin Devamı

Seks, sattırır derler. “Dünyada bu böyle” derler.
Sattırır tabii, ona bir şüphe yok. Kırk yıllık pazarlama numarası.
İnsanın temel dürtülerine hitap eden cinsellik soslu pazarlama stratejileri, dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de ziyadesiyle kullanılır.
Bu bilgiler cepte dursun.
Gelelim bizim probleme...
Toplumumuzun hatırı sayılır kısmının, kadını, kadın varlığını, tacizi, tecavüzü algılayışıyla ilgili sorun var, malum.
Bunu kabul ediyor ve bedeli ne olursa olsun susmuyor, ne yapabileceğimize bakıyoruz artık.
Değişim zor, ancak gelecekte bir değişim söz konusu olacaksa bunun fitillerini yakmamız şart.
Beyanlarıyla gündemi işgal eden medya zibidilerini, kadını insan yerine koymayan siyasileri şimdilik bir kenara koyup kendimizden başlayalım mı?

¡¡¡

Kadının, ana akım medyada yer alış şeklini konuşmamız lazım, zira güzel ülkemizde “seks sattırır” fena bir surete bürünmüş vaziyette.
Bir toplum düşünün ki, taciz hikâyesi olmayan BİR ADET kadın bile kalmamış olsun. Düşünmenize gerek yok aslında, içinde yaşıyorsunuz.
Toplumda, taciz edilmedik tek kadını bile bırakmamış bu pis kültür, ne yazık ki tık avcılığına da yarıyor. Sapkın salyalı eril kültür, kâh merak ettiren dili, kâh cinsellik dozlu galerileriyle karşımıza çıkıyor. Her gün, her saat ziyadesiyle kullanılan, kullanıldıkça beslenen, beslendikçe kullanılan bir sistem lokomotifine dönüşüyor. Öyle bir hâl ki bu, “Arka sayfa güzeli” son derece masum bir hatıra olarak kaldı, geldiğimiz noktayı düşünecek olursak.
Bizimki gibi erkek cehennemlerinde, “sex sells” hadisesi, toplumun o hatırı satılır salyalı kesiminin “tık”ını toplamaya evrilmiş durumda. O “dünyada da var” dediğimiz “seks sattırır”a benzemiyor pek. Zira bizimki, pis eril kültürün iğrenç kokusunu aldığınız bir tık avlama hali...
Öyle bir sistemdir ki bu, ölüm haberine bile cinsellik sosu verebilir, kadın bedeni koyar, merak ettirir ki daha çok tıklansın.
Bol bol da tık alır elbette, böylece reklamveren en çok tık alan siteye memnuniyetle reklam verir.
Özgecan’ımızın katledildiği günde, ertesi günde, sonraki günlerde bile ana akım medyanın web tarafında erkek “tık”ı için kadın bedeni kullanan haberler vardı. Ne yazık ki taraflara para kazandıran sistem böyle işliyor.
Kadınına erkeğine, yaşlısına çocuğuna, başörtülüsüne başörtüsüzüne ayrım yapmadan illallah dedirten tiksinti verici salyalı kültür, aslında “sistem lokomotifi” konumunda. Düşünebiliyor musunuz? İğrençliğin boyutunu tahayyül edebiliyor musunuz?
Salyalı kültür ve bundan nemalanma, nasıl içimizde, nasıl dallanıp budaklanmış, ispatıdır.
İki kelimeyi bir araya getirmekten aciz yalancı ve cahil yobaz medyanın kadına yaklaşımı yetmiyormuş gibi, bir de aydın olduğunu varsaydığımız medya organlarından yiyoruz tokadı.
Herkes bu işi çözmek için bir yerlerden başlayacak.
Biz de buradan başlayalım.

Yazarın Tüm Yazıları