Senin en güzel yerin göbeğindeki cücüğün

Soğan sevgimin gerisinde, rahmetli babamın olduğunu tahmin ediyorum. Evde ne zaman kurufasulye pişse, bir baş soğana sert bir yumruk indirip parçalar, ortasındaki ‘cücüğü’ benimle paylaşırdı.

Haberin Devamı

En lezzetli yerinin bu cücük kısmı olduğunu söylerdi. Gerçekten de öyle!


Geçenlerde soğan çorbası yapmak için mutfağa girdim. Bu çorbayı çok severim. Tek sorun, içerken üstüne rendelenen peynirin sünmesi. Uzayıp giden peynir, bir türlü kopmak bilmez, insana zor anlar yaşatır. Bu çorba her ne kadar lüks restoranların mönülerinde yer alsa da aslında bir fakir yemeği. Yemek tarihi kitapları, Antik Yunan ve Roma’da fakir halkın en sevdiği çorba olduğunu belirtiyor. Soğan çorbası, Fransız mutfağına ancak 18. yüzyılda girmiş, oradan da dünya mutfaklarına dağılmış.
Aslında konumuz, soğan çorbası değil, soğanın kendisi. Konuya iflah olmaz bir soğan tutkunu olduğumu söyleyerek başlayabilirim. Tadını sevmemin yanı sıra soğan kavururken beynimi dinlendiririm. Çünkü o an soğanın cızırtısını dinlemek, karamelize olurken ortaya çıkan tatlımsı kokuyu içime çekmek, rengine dikkat etmekten başka hiçbir şey düşünmem.
Bu kadar çok sevdiğim sebze hakkında ne biliyorum diye düşününce, cahilliğimden yüzüm kızardı. Başladım sayfaları çevirmeye. Kimdir, necidir, ilk kim yemiştir? Kafama üşüşen soruların yanıtını aramaya başladım. Bakın neler buldum...

Haberin Devamı


Benden soğan çorbası

250 gram ince doğranmış soğanı tereyağında kahverengi renk alıncaya kadar kavurun. Daha sonra 25 gram un ilave edip, bir-iki dakika daha kavurun. İki litre et suyu ilave edin. Bu karışıma, isteğe göre iki çorba kaşığı port şarabı ekleyin. Tuzunu, biberini ekledikten sonra 30 dakika kaynatın. Daha sonra çorbanın üstüne birkaç kalınca dilimlenmiş ve kızartılmış ekmek koyun, üstüne bol miktarda kaşar peyniri rendeleyin. Fırında peynirler eriyinceye kadar bekletin, sonra afiyetle yiyin.


En çok Libyalılar tüketiyor

- Soğanın tarihi, 5 bin yıl öncesine dayanıyor. Anayurdu Orta Asya ve Mezopotamya.
- Yale Üniversitesi arşivlerinde bulunan ve dünyanın ilk yemek kitabı sayılan üç küçük kil tablette, Mezopotamya mutfağının en önemli sebzesinin soğan olduğu belirtiliyor. Bu mutfakta, soğanın yanı sıra pırasa ve sarmısak da kullanılıyordu.
- Soğanın MÖ 2000’de, İpekyolu aracılığıyla Avrupa’ya geldiği sanılıyor.
- Antik Yunan’da atletler olimpiyatlara hazırlanırken, her gün yarım kilo soğan yer, soğan suyu içer, vücutlarını soğanla ovarlarmış.
- Mısırlılar, soğanın kuvvetli bir antiseptik olduğu, diğer dünyada da hastalıklara karşı kullanılabileceği inancıyla, firavun mezarlarına soğan koyuyorlarmış.
- Tevrat’ta da soğandan şöyle bahsedilir: “Biz Mısır’da hür yaşarken balık, salatalık, kavun, pırasa, soğan ve sarmısak yediğimizi hatırlıyoruz.”
- Bugün dünyada 175 ülkede soğan tarımı yapılıyor. Çin ve Hindistan, dünya soğan üretiminin ve tüketiminin yüzde 45’ini gerçekleştiriyor. Bu iki ülkede yılda 70 milyon ton soğan üretiliyor.
- Kişi başı soğan tüketiminde birincilik Libya’nın. Yılda 33.6 kilo soğan yiyorlar. Libya’yı 21.7 kiloyla Senegal izliyor.
- Dünyada en büyük soğan rekoru İngiltere’de kırıldı. Bu ülkede yetiştirilen bir baş soğan tam 8,5 kilo ağırlığındaydı.
- Faydalı bir bilgi: Soğandan sonra maydanoz yerseniz ağzınız soğan kokmaz.

Yazarın Tüm Yazıları