Sarmısak kokulu Katalanya

Geçtiğimiz aylarda, gazete ve dergilerde bir çok Barselona yazısı çıktı.

Haberin Devamı

Bu yazıları yazanların arasında ben de vardım. Sanıyorum bunların etkisiyle önümüzdeki tatil döneminde, İspanya’nın kuzey doğusundaki bu kentte epey giden olacak. Onun için bu haftaki “Lezzetli Yolculuklar” bölümünde Barselona’nın mutfağını ve lezzet duraklarını anlatmaya çalışacağım.

Eğer kabasaba, köylü yemeklerini seviyorsanız, yemeklere ekmek banıyorsanız, sarımsakla aranız iyi ise, baklagiller olmadan sofraya oturmuyorsanız, kuzu, keçi etleri ağzınızı sulandırıyorsa, denizden babam çıksa yerim diyenlerdenseniz, Katalan Mutfağı tam size göre. Yani falınızda bir Barselona yolculuğu görünüyor demektir.
Katalan Mutfağı, bir yandan Akdenizli’dir. Yemekler deniz kokuludur. Çoğunu yerken insan Akdeniz’in lacivert sularını düşler. Akdeniz de Katalanların bu sevgisini karşılıksız bırakmaz, en taze balıkları, en lezzetli karidesleri, istakozları, istiridyeleri, midyeleri, kalamarları, ahtapotları bu yörenin balıkçılarına cömertce sunar.
Katalan Mutfağı, aynı zamanda dağlıdır. Kuzeyindeki Pirene’lerin eteklerindeki tarlalarında yetişen bitki ve sebzelerle bu mutfağa lezzet katar. Bu dağın otlarıyla beslenen kuzular, keçiler, danalar, domuzlar, av hayvanları, tencerelerde, fırınlarda, ızgaralarda damak çatlatan lezzetlere dönüşürler.
Her kentin bir kokusu vardır. Katalanların başkenti Barselona ise buram buram sarmısak kokar. Bu kutsal bitki, akla gelen her yemeğin içinde kendini gösterir, lezzete lezzet katar. Katalan Mutfağı’nı sarmısaksız düşünmenin olanağı yoktur. Onun için bu kentte, yemeğin sonunda tabağı sıyırmak âdettendir. Tabağın dibine biriken, yağ, sarmısak ve diğer malzemelerin suyundan oluşan yemeğin özeti, insanı mutluluktan uçuracak kadar lezzetlidir.
Amerika’dan Avrupa’ya taşınan domates, biber ve patatesi ilk kez tencerelerine koyanlar yine Katalanlar olmuştur. Şimdi bu üçlü, bu mutfağın en gözde malzemeleridir. Mantar da Katalan mutfağı’nın en önemli malzemelerinden biridir. Yüzlerce çeşit yabani mantardan çeşitli yemekler yapılır. Katalanlar ayrıca mavi ayaklı tavuklarının etine de bayılır. Onlara göre bunlar dünyanın en lezzetli tavuklarıdır. Katalanlar ayrıca tavşan etini de çok severler.
Özetlersek, Katalan mutfağı tam bizim damağımıza göredir.

Haberin Devamı


Tapasla bir kadeh neşe

Haberin Devamı

Katalanlar, yaşamın keyfini çıkarmasını bilen insanlar. Her fırsatta bir araya gelip, yemeyi ve içmeyi çok severler. Özellikle akşamüstleri, iş dönüşü Tapas barlara uğrayıp, lezzetli tapaslar eşliğinde bir kaç kadeh içmeyi ihmal etmezler. Bu tür buluşmalarda en çok rağbet edilen içki vermuttur. Bu içkinin lezzetinin yanısıra, bir çok sağlık sorununa da iyi geldiğine gönülden inanırlar.
Barlarda içkilere Tapas denen mezeler eşlik eder. Onlarca çeşit Tapas var. En sevilen tapaslar, zeytinyağı içinde sunulan ançuezler, zeytinyağlı ve domatesli ekmek dilimleri, jambon dilimleri, yeşil zeytin, ızgara ahtapot, kalamar, karidestir.
Kentte hemen her köşede bir tapas barı bulmak mümkün. Bunların arasında en iyisi “Cal Pep” adlı restorandır (Pl. de les Oiles 8). Rezervasyonsuz giderseniz biraz beklemek zorunda kalırsınız. Buradaki tapaslar daha çok deniz mahsulleri ağırlıklıdır.

Haberin Devamı


Tarih kokan lokantalar

Barselona’da tam 20 Michelin yıldızlı lokanta var. Buralarda yer bulmak biraz zor. Çok önceden yer ayırtmak gerekir. Bunların yanısıra hem asırlık lokantaları hem de küçük ama lezzetli lokantaları bulmanız mümkün. Bu kentteki lezzetli gezinize, Ramblas caddesi üstündeki “La Boqueria” dan başlamanızı öneririm. 1830’da kurulmuş, Katalan mutfağının ruhunu yansıtan bir pazar yeri. Manavlar, şarküteri dükkanları, balıkçılar, kasaplar, peynirciler yanyana sıralanmış. Pazar yeri ayrıca kente gelen turistlerin uğrak yeri. Onun için her taraf çok kalabalık.
Burada manavların, kasapların, şarküterilerin yanısıra, bir kaç tane de küçük lokanta var. Buralarda daha çok pazar esnafı karnını doyurur. Onun için her şey çok lezzetli ve fiyatlar da hesaplı. Eğer bunlardan birinde bir masa bulma şansını yakalarsanız, şunları sipariş etmenizi öneririm: Zeytinyağı içinde ançuez, sarısı az pişmiş yumurta eşliğinde sarımsaklı mantar, tereyağında kızarmış jumbo karides, bir lokmalık küçük mürekkep balıkları, midye, tabii ki insanı kendinden geçiren İberico jambonu, Katalan sosisi ve sarmısak ve domatesli ekmek dilimleri. Tabakların içinden yükselen sarmısak kokusu, önce burnunuza dolacak, sonra tüm pazar yerinin tavanına çöreklenecektir. Tabii bir kaç bardak soğuk beyaz şarabı da ihmal etmemenizi öneririm.

Haberin Devamı

Casa Leopoldo


Akşam yemeği için kentin en eski lokantalarından olan “Casa Leopoldo” (Santa Rafael No:24) en doğru adreslerden biri. Duvarları renkli çini fayanslarla kaplı, bir kaç yemek salonundan oluşan eski bir mekan burası. Başlangıç olarak zeytinyağına yatırılmış ançuez ısmarlayın. Ançuezler, bir tabak dolusu domates ve zeytinyağlı ekmekle (Pa Amb Tomaque) birlikte gelecek. Bunu yapmak için, kızarmış ekmeğin üstüne yarıdan kesilmiş domates sürülüyor, sonra zeytinyağı gezdiriliyor, bir miktar tuz serpilerek servis ediliyor. Katalanlar, bu ekmek olmadan yemek yemiyor.
Ardından, kızarmış İberia jambonu, sarımsak ve maydanozla tatlandırılan iç börülcenin tadına bakmanızı öneririm. Mantar sosu ile sunulan Pirene Bonfilesi de sevilen yemeklerin arasında yer alıyor. Sos öylesine lezzetli ki, içine ekmek batırmaktan yorulacaksınız. Ayrıca yumurta, taze sarmısak ve karidesle yapılan yöre yemeği “Revuelto de ajos tier nos y gambas” da damak çatlatacak kadar lezzetli.

Haberin Devamı


Seven Portes


Kuruluş tarihi 1840 olan, “Seven Portes- Yedi Kapı” (Passeig d’Isabel, No:11) adlı lokantada da kentin önemli lezzet duraklarından biri. Önünüden kuyruk eksik olmayan bu lokantanın Barselona yemek tarihinde önemli bir yeri var. Burada yemek yemeyen ünlü yok gibi. Bir masada Marcello Mastroianni’nin, hemen yanımda ise Che Guevera’nın masası yer alıyor. Oturmadan önce lokantayı gezip, duvarlardaki fotoğrafları, imzalı yazıları incelmenizi öneririm. Krallar, devlet başkanları, sanatçılar, politikacılar, yazarlar… Bunlar insanı önceden etki altına alıyordu. Yemeğe deniz salyangozu, istiridye, tuzlanmış morina balığı salatası (Esqueixada) ile başlamanızı öneririm. Ardından, erişte ve deniz mahsulleri ile yapılan Katalanların ünlü paellasını (Fideuas) ısmarlayın. Yemeğin sonunda ise Krem Katalan adlı tatlı ile damağınızı şenlendirin. Bunlar benim önerilerim. Mönü oldukça zengin, siz başka yemekler de secebilirsiniz.


Los Caracoles


Kentin önemli lezzet duraklarından biri de “Los Caracoles’e” (Escudelleres, No:14). 1835’te açılan lokantanın dış tarafındaki ızgarada kızaran etlerden ve tavuklardan yükselen koku, sokaktan geçenlerin ağzının sulanmasına yetiyor. Kentin en turistik bölgesinde yer alan lokantanın adının anlamı: Salyangoz. Tavandan domuz butlarının sarktığı lokanta, iki katlı ve iç içe geçmiş bir kaç salondan oluşmuş. Serano jambonu, Katalan sosisi (Butifarra), 12 baş sarımsakla pişen süt kuzusu yahnisi, sarmısaklı salyangoz, limon soslu dil balığı ve tavuk yahnisi en lezzetli yemekleri.


Can Culleretes


Barselona’nın en eski lokantası Can Culleretes’in (Carrer d’en Quintana, No:5) kuruluş tarihi 1786. Duvardaki kabartmalar, çini panolar, ahşap süslemeler sizi geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bu lokantanın mönüsünde, Katalan mutfağının en lezzetli ve özel yemekleri yer alıyor. Ben en çok elmalı kaz yahnisini sevmiştim. Sizlere bunun yanısıra özel Katalan sosisi ile pişen kurufasulyeyi, yabani domuz yahnisini de öneririm. Bardakla sunulan şarapları hem lezzetli hem de ucuz.


Senyor Paraleda


Kentin merkezinde yer alan çok şık bir lokanta Senyor Paraleda (Carrer de l’Argenteria, No:37). 150 yıllık bir binananın giriş katında yer alıyor. Kolonyel dönem mimarisi ile düzenlenen odalar, insana zamanın durduğu hissini veriyor. Yüksek tavanlardan sarkan şık avizeleri, duvarlardaki modern tablolar tamamlıyor. Lokantanın mutfağı, Katalan mutfağının en lezzetli yemeklerini hazırlıyor. Lokantanın adını taşıyan “Paella Paraleda” çok lezzetli. Romesko soslu kalamar, sarmısakla birlikte fırınlanmış kuzu incik, Bakalao, incirli ördek mönünün diğer lezzetli yemekleri.


Yemeden dönmeyin

Pa Amb Tomaquet: Taze domates, zeytinyağı ve tuzla tatlandırılmış gevrek ekmek dilimleri. Genellikle başlangıç olarak yeniyor.
Calçots: Izgarada pişirilmiş ince pırasaların üstüne, badem, kızarmış sarmısak, zeytinyağı ve acı kırmızı biberle yapılmış Romesko sosu dökülerek yapılan bir meze. Damakları şımartıyor.
Escalivada: Izgarada pişirilmiş patlıcan dilimleri, kapya biberi, soğan dilimleri ve domates dilimlerinin üstüne zeytinyağı ve tuz gezdirilerek yapılan bir başlangıç mezesi. Aslında tam rakı mezesi.
Butifarra: Katalan mutfağının özel sosisi. Meze olarak yendiği gibi bir çok yemeği de yapılıyor. Bu özel sosisle yapılan kurufasulye, Çayelilileri kıskandıracak kadar lezzetli.
Escudellla: Kuşbaşı et, fasulye, patates, lahana bazen de makarna ile yapılan Katalan yahnisi. Dikkat, çok ekmek yediriyor.
Embutidos: Jambon ve diğer soğuk etlerle hazırlanan hazırlanan meze tabağı.
Esqueixada: Yeşil biber, domates, soğan, sirke ve kurutulmuş Morina balığı ile yapılan bir salata.

Uğramadan dönmeyin

QUİMET AND QUİMET (Poeta Cabanyes, No:25): Hem alışveriş yapabileceğiniz hem de bir kaç kadeh içki eşliğinde çok lezzetli tapas yiyeceğiniz bir şarküteri.
ORİOL BALAGUER (Sant Gregori Taumaturg, No: 2): Birbirinden lezzetli kekler, pastalar ve çikolatalar yapan modern bir pastane. Hiç bir yerde yiyemeyeceğiniz lezzetlerin özel adresi.
CAFE EL MAGNİFİCO ( Argenteria, No: 64): Dünyanın en lezzetli kahvelerinin satıldığı kahveci dükkanı. Burada ayrıca organik kahveleri de bulmanız mümkün. Kahve kokusu aklınızı başınızdan alıyor.
ESCRİBA (La Rambla, No:83): İspanya’da “Çikolata Sihirbazı” diye adlandırılan Antoni Escriba’nın 1931 yılında açtığı pastane. Burada satılan tatlıların her biri insanın damağını şımartıyor.
LA CASA DEL BACALAO (Comtal, No:8): Kurutulmuş Morina balığının satıldığı özel dükkan. Katalanların en çok tükettiği bu balığın, en güzel kurutulduğu mekan.
DRY MARTİNİ (Aribau, No: 162): Barselona’nın en önemli barı. Özel martinilerin ve kokteylerin tadına bakmak isteyenler, barın önünde uzun kuyruklar oluşturuyorlar. Beklemeye değer.

Yazarın Tüm Yazıları