‘Yeni ahlaki formasyon’!

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, kongre konuşmasında “Özgürlükleri yeni bir ahlaki formasyonla buluşturacağız” dedi.

Haberin Devamı

Ne anlatmaya çalıştığı konuşmasından tam olarak anlaşılmıyor ama zaten bizde siyasetçinin böyle alengirli konuşmalar yapması makbuldür.
Dinleyenler bir şey anlamazlar, anlamadıkları için de o sözlerde bir “hikmet” ararlar.
Davutoğlu’nun Başbakanlığı süresince buna sıkça tanık olacağız diye düşünüyorum.
Davutoğlu kongre konuşmasında bu sözleri söyledikten sonra “tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmeyeceğinden” de söz etti.
“Yetimin hakkına uzanan el kardeşiminki olsa keser atarım” dedi!
Ardından da “Birtakım dosyaları. AK Parti’yi yıpratmak için dinamit gibi toplumun üzerine atarsanız bunun adı siyasi operasyondur” diye de ekledi.
Kafanız karıştı değil mi?
Şimdi toparlayalım o zaman:
Yetimin hakkına kardeş eli bile uzansa kesilecek ama o kardeş eğer AKP’de önemli bir mevkiye gelmeyi başardıysa, “yeni ahlaki formasyon” gereği onun elini kesmeye kalkışmak siyasi operasyon sayılacağı için görmezden gelinecek!
Meselenin daha da özeti şu: Hırsızlık iddiasıyla suçlanan bakanlar ve çocukları paçayı kurtaracak!
“Yeni ahlaki formasyon” bunu gerektiriyor, çünkü eğer suçlanan bakanlar ve çocukları yakayı ele verirlerse, onların yakasına uzanan elin daha yukarıdakilere uzanmasını engellemek zor olacak!
“Yeni ahlaki formasyon”, hep birlikte çalmaya devam edildiği takdirde kimsenin bundan sorumlu tutulamayacağı anlamına geliyor olmalı!

Haberin Devamı

Al Arınç’ı, vur Çiçek’e!


ADLİ yıl açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Edoğan’ın katılmayacağını biliyorduk.
Doğal olarak o katılmayınca Başbakan da katılamazdı, bu hareketi daha ilk günden bir “başkaldırı” olarak yorumlanırdı.
Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın boykot ettiği toplantıya bakanlar da katılamazlardı, hükümet içinde ikilik olarak yorumlanırdı.
Bir de tabii siyasi gelecek meselesi var, ipleri çekiliverirdi!
Bütün bunların anlayabiliyorum ama TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in açılış törenine katılmamasını anlamlandırabilmek o kadar kolay değil.
TBMM Başkanı, bizim sistemimizde gerektiğinde Cumhurbaşkanı’na vekâlet edecek önemde bir makam.
Deyim yerindeyse “devletin iki numarası”!
Millet egemenliğini temsilen yasama görevini yerine getiren bir organın başında.
Bulunduğu makamın gereklerini yerine getirirken de partili kimliğinden sıyrılmış olmasını beklememiz gerekiyor.
Ama nerede?
O da gözünü Erdoğan’a dikmiş, ona göre hizalanıyor, mevzileniyor.
Millet adına yargı yetkisini kullanan bir anayasal organı boykot edebiliyor.
Öte yandan Anayasa’nın açıkça çiğnenmesine de göz yumuyor, Erdoğan’ın milletvekilliğinin düşmesini geciktiriyor.
Bunun “siyasi ikbal beklentisinden” başka bir açıklaması var mı?
Bunca yılın politikacısı, milletvekilliği, bakanlık yapmış, devletin en saygın makamlarından birinin başkanı seçilmiş ama aklı fikri hâlâ siyasi geleceğini kollamakta!

Haberin Devamı

Söylediğine kendisi inandı mı?


BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu’nun parti genel başkanı ve Başbakan olarak atanması ile ilgili olarak şöyle konuştu:
“Bu şartlar içinde Sayın Davutoğlu’nun ismi, hepimizin de gönlünden geçen isim olarak tecelli etti.”
Arınç’ın bu sözlerini okuyunca tebessüm ettim, ama acı acı!
Siyasi hayatının sonuna gelmiş bir politikacı Arınç.
AKP’nin “üç dönem” kuralı nedeniyle artık milletvekili adayı olamayacak, parti içinde de bulunabileceği yer öyle görünüyor ki “Bülent Ağabey” olmaktan öteye de geçmeyecek.
Zaten kendisi de daha önce açıklamıştı ki artık siyaseti bırakacak, kendi özel dünyasına çekilecek.
Yani artık “eski politikacı alışkanlıklarını” sürdürmesi için bir nedeni yok.
Siyasi ikbal için kimseye yaranması da gerekmiyor.
Zaten yaranmaya çalışsa da artık yolun sonunda, “yeniyetme” Yalçın Akdoğan’a bile söz geçirebilecek durumda değil.
Ama buna rağmen, hepimizin gözünün içine baka baka “Davutoğlu, hepimizin gönlünden geçen isimdi” diyebiliyor!
“Hepinizin gönlünden geçen isimdi de neden yaptırdığınız anketlerin bir tekinde bile Davutoğlu ismi yüzde 5’in üzerine çıkamadı” diye sormak da bana kalıyor tabii!
Ve niye böyle kıvırmalara ihtiyaç duyuyorlar, işte bunu hiç anlayamıyorum!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Davutoğlu’na karar verdi, “İstişare yapıyorum” görüntüsü altında bu ismi hepinize dikte etti ve siz de gidip kongrede oy verdiniz.
Utanmayın, gerçeği söyleyin, nasıl olsa artık muktedirin size verebileceği bir ceza yok!
Allah’ın bildiğini, kuldan saklama gayreti niye?

Yazarın Tüm Yazıları