Paraları evlere polisler mi koydu?

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu’nun “Özgürlüklere yeni ahlaki formasyon getireceğiz” sözleri, ilk meyvesini verdi.

Haberin Devamı

25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ile ilişkili olarak “takipsizlik” kararı verildi.
Yeni ahlaki formasyonun biçimlendirdiği yolsuzluk yapma özgürlüğünün, dosyaya atanan yeni savcılarca da benimsendiğini gösteriyor.
Gerçi, bu kararın yolsuzluk soruşturmasına muhatap olanları kurtarmakla birlikte tamamıyla rahatlatmayacağını da söyleyebiliriz.
Çünkü “İleride delil olabilir” denilerek telefon konuşmalarının imha edilmeyeceği de açıklandı.
Evet, iyi olmuş, çünkü bunlar ileride delil olabilir!
Soruşturmayı yürüten polisler de bu arada gözaltına alındılar, “casusluk” ve “hükümete karşı darbe” suçlamasına muhatap olmuş durumdalar.
Bunu tam olarak anlayabilmiş değilim.
Merak ettim, “Havuz kurun” talimatını verenler, “milletin anası” ile ilgili ileri geri konuşan müteahhitler, milyonlarca Euro tutarında dövizi evlerde depolayanlar bu polisler miydi?
Bu paraları evlere dolduranlar, havuzlar aracılığıyla medyaya şekil vermeye kalkanlar, bu polislerin tuzağına mı düşmüşlerdi?
Savcılar bir de bunu açıklasalar, ne kadar iyi olurdu.

Haberin Devamı


Cemil Çiçek’e haksızlık yapmışım


TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, adli yıl açılış törenine katılmamasını eleştirmiştim.
Dün TBMM Başkanı Çiçek ile telefonda konuştum.
Sondan söyleyeceğimi baştan söyleyeyim, Çiçek’e eksik bilgiden kaynaklanan bir haksızlık yapmışım, kendisinden ve yanılttığım siz okuyucularımdan özür dilerim.
Çiçek, adli yıl açılış törenine katılmamasının nedeninin “boykot” amacıyla olmadığını anlattı.
Törene katılamayacağını üç gün öncesinden Yargıtay Başkanı’na bildirmiş.
TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın olmadığı zamanlarda kendisine vekalet ediyor ve Cumhurbaşkanı’nın yurtdışı gezilerine gidiş ve gelişlerinde protokol gereği karşılama ve uğurlama törenlerinde bulunması gerekiyor.
Adli yıl açılış töreni olduğu sırada da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ilk yurtdışı gezisini yaptığı Kıbrıs’a uğurlamak üzere İstanbul’da bulunuyormuş.
Çiçek, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın hangi gün ve saatte yolculuğa çıkacağına karar verecek durumda olmadığını” haklı olarak belirtti.
Eleştirimin ağır olduğunu vurguladı, “her zaman yargının hizmetinde olmaya çalıştığını, boykot durumunun söz konusu olmadığını” söyledi.
Değerli okuyucularımın bilgisine sunarım.

Haberin Devamı

O kadar içkiyi içeni merak ettim

DÜN Haber Türk’te, Bodrum’da bir barda kesilmiş bir alışveriş fişi yayımlandı. Fişin altındaki toplam tutar 98 bin 318 lira.
Gazete bunu “Bodrum’da dudak uçuklatan fatura” başlığıyla duyuruyor ve Bodrum’daki fahiş fiyatlandırmaya örnek olarak gösteriyor.
Fişe baktım, içilenler şunlar:
7’si “kristal” olmak üzere 10 “magnum şişe” şampanya. “Magnum” dediğimiz şeyin içinde 1.5 litre içki var, yani iki şişe büyüklüğünde bir şişe bu. Bunun dışında 6 normal şişe (75’lik) “kristal” şampanya daha içilmiş. Bildiğimiz hesapla 26 şişe şampanya ediyor.
Bitmiyor: 1 şişe pembe şarap ve 8 kadeh sambuca (anason bazlı bir İtalyan içkisi) da var.
Hâlâ bitmiyor: 6 litrelik votka şişelerinden de 3 tane açılmış! Toplam 18 litre. Yani 24 normal şişe!
Kaç kişi bir araya geldi de bunları içti merak ettim!
Bence bu gecenin sonundaki “hastane faturası”nı yayınlamak daha ilgi çekici olurdu!

Haberin Devamı

Araştırmalar 10 milyon seçmeni etkiledi

CUMHURBAŞKANI seçimi öncesinde yayınlanan araştırma sonuçlarının, seçmen davranışlarını ve seçim sonucunu etkileyip etkilemediği hâlâ tartışılan bir konu.
Seçim öncesi araştırmalarında, seçim sonucunu en doğru tahmin eden araştırma kuruluşu Metropoll’ün kurucusu ve yöneticisi Prof. Dr. Özer Sencar’ın bu konuyla ilgili ilginç makalesini Milliyet’te okudum.
Prof. Dr. Sencar, düzenli olarak sürdürdüğü “Türkiye’nin nabzı” anketinin ağustos ayı araştırmasında, bu soruyu da sormuş.
13–18 Ağustos tarihleri arasında 28 ilde, 18 yaş üstü 2621 kişi ile görüşerek yapılan araştırmanın sonucu çarpıcı:
1– Seçim öncesi yayınlanan araştırma sonuçları, oy kullanmaya gitmeyen 2.5 milyon seçmen üzerinde etkili olmuş.
2– Toplam seçmenin 10 milyonunun, seçim öncesinde yayınlanan araştırma sonuçlarından etkilendiği ortaya çıkıyor.
Seçmenlerin yüzde 36.5’i, seçim araştırmalarının seçmenlerin kararında etkili olduğuna inanıyor. Seçmenin yüzde 52’si ise bu görüşe katılmıyor.
Anketler yüzünden oy vermeye gitmeyen 2.5 milyon kişi seçime katılmış olsaydı, oyunu kime verecekti, elbette bilemiyoruz ama seçimin ikinci tura kalma olasılığı bir hayli artacaktı, burası kesin.
Özellikle tatil yörelerindeki seçmenlerin, “nasıl olsa sonuç belli” düşüncesiyle oy vermek üzere evlerine dönmedikleri de bir sır değil.
Ciddi araştırma kuruluşları seçim sonuçları ile ilgili hatalı araştırmaları ile ilgili olarak özür dilediler ama bu yetmez.
Bunun araştırmada yapılan bir hatadan mı, yoksa manipülasyondan mı kaynaklandığını ortaya koyacak bilimsel açıklamalara da ihtiyacımız var.

Yazarın Tüm Yazıları