Cumhurbaşkanı’nın inandırıcılık sorunu

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, üzerine aldığı görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için, “Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusu ve şerefi üzerine” ant içerek görevine başladı.

Haberin Devamı

Anayasamızın Cumhurbaşkanı ile ilgili maddesi de şu ara başlıkla başlıyor: “Nitelikleri ve tarafsızlığı!”
Seçilmek için gerekli nitelikler kadar, seçildikten sonra tarafsızlığının da önemine vurgu yapan bir şey bu.
Ama Erdoğan, görevine başladığından beri bir partili gibi davranmaya devam ediyor.
Adeta seçim konuşmaları yapıyor, eski partisine oy istiyor, eski partisinin yöneticileriyle toplantılar yapıp ne yönde hareket etmeleri gerektiği konusunda talimatlar veriyor.
Haziran ayındaki genel seçim için AKP’nin milletvekili listelerinin bile son şekline Erdoğan’ın karar vereceği artık bir sır değil, uluorta konuşuluyor.
Cumhurbaşkanı, Anayasa’ya göre sorumsuz.
Yaptığı işlemlerden ve eylemlerden sorumlu tutulamaz, mutlak bir dokunulmazlığı var.
Bu nedenle ettiği yemine uymamasını, büyük bir fütursuzluk içinde partili gibi davranmasını cezalandıracak, onu tekrar Anayasa çizgisi içine çekilmeye mecbur edecek bir mekanizma da yok.
Bu da normal. Çünkü Anayasa’yı hazırlayanların, “milletin ve tarihin huzurunda namusu ve şerefi üzerine ant içen” bir kişinin, bu yeminine aykırı davranabileceğini tahmin edebilmeleri mümkün olamazdı.
Cumhurbaşkanı şunu da unutmamalı: Milletin huzurunda verdiği sözü tutmayan bir insanın, başka konularda söylediklerine nasıl inanacağız?

Haberin Devamı


‘Sıfırlama lobisi’ mi?


CUMHURBAŞKANI ve bazı bakanların, Merkez Bankası Başkanı ile “faizler” konusunda giriştikleri polemik sonucunda Amerikan Doları 10 günde yüzde 4.4 değer kazanmış.
Böylece son iki ayda, Türk Lirası, dolar karşısında yüzde 10 değer kaybetmiş bulunuyor.
Hürriyet’te dün yayımlanan Şebnem Turhan’ın haberinden öğreniyoruz ki Türk şirketleri son on günde 18.7 milyar lira, kur farkı nedeniyle zarar etmişler.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci
, dövizdeki bu hareketliliği “spekülasyonlara” bağlıyor.
“Her kim spekülasyona kalkışırsa zarar etmesi için elimizde her güç var” diyor.
Kusura bakmasın ama bu söyledikleri, mezarlıktan geçerken korkusunu yenmek için ıslık çalan adamın ruh halini yansıtıyor.
Madem böyle bir güç var, o halde neden kullanmıyorsunuz da Amerikan Doları’nın neredeyse 2.5 liraya yaklaşmasını seyrediyorsunuz?
Madem spekülasyon peşinde olanlar kuru bu hale getirdi, siz de onları mahvetsenize.
Ama konuşmaktan başka bir şey de yapmıyorlar.
Bu durumda ben de “faiz lobisi”nden kuşkulandığım kadar “sıfırlama lobisi”nden de kuşkulanıyorum!
Hatırlayacaksınız, 17 ve 25 Aralık soruşturması sırasında, belli bir çevrenin “döviz stokçuluğu” yaptığını da öğrenmiştik.
Evlerde istiflenen, sıfırlana sıfırlana bitirilemeyen, ayakkabı kutularına, banyo liflerine, takım elbise ceplerine, çikolata tepsilerine doldurulan paralar ya dolardı ya da Euro.
Doların ve Euro’nun değeri artınca ne oluyor, bundan kimler de kazançlı çıkıyor, tahmin etmek zor değil.
Acaba, Merkez Bankası Başkanı ile girişilen “faiz kavgası” görünümü taşıyan polemiğin arkasındaki temel saik bu mudur?
Şeytan dürttü, merak ettim vallahi!

Haberin Devamı


Akılsız vali!


AMERİKA’da eski Virginia Valisi Robert F. McDonnel ile karısı Maureen hakkındaki “yolsuzluk” yargılaması, iddianamenin açıklanmasından bir yıl sonra sonuçlandı ve Vali 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bu soruşturma ile ilgili olarak daha önce yazmıştım, sonucundan da haberiniz olsun istedim.
Eski Vali Bey ve karısı, Richmond bölgesinde faaliyet gösteren işadamlarından hediye kabul etmek, borç istemek, rüşvet almak ve işadamlarının özel uçaklarıyla lüks seyahatlere gitmek ile suçlanıyordu.
Kabul ettikleri hediyelerin, aldıkları “para yardımlarının” toplamı 165 bin dolar.
Valinin karısının New York’a bir “alışveriş gezisine” götürüldüğü de tespit edilmiş.
Oscar de la Renta’dan 11 bin dolarlık elbise, Louis Vuitton’dan 5 bin 685 dolarlık ayakkabı, Bergdorf Goodman’dan 2 bin 604 dolarlık giysi aldığı ve faturaların işadamlarınca ödendiği de biliniyor.
Vali Bey’e de gümüş bir Rolex saat hediye edilmiş.
700 bin liralık Patek Philippe değil tabii, Zafer Bey’in kulakları çınlasın!
Virginia eyalet kanunlarına göre kamu çalışanları 25 dolardan fazla ve 1 yılda en fazla 100 dolar değerinde hediye kabul edebiliyorlar.
Valinin kabul ettiği hediyeler bu limiti aşıyor ve cezası da 2 yıl hapis!
Bu ayın sonunda valinin hapse girmesi bekleniyor.
Ne kadar da saf bir valiymiş diye düşündüm ister istemez!
“Paralel yapı, eyalet hükümetine darbe” yaygaraları koparmayı nasıl olup da akıl edememiş, hayret!

Yazarın Tüm Yazıları