Çok geç olmadan biraz izan

TÜRKİYE’nin yarım yamalak demokrasisini, geri dönülemeyecek şekilde yok edip tek adamın yönetimine teslim edecek Anayasa değişikliği TBMM komisyonunda görüşülmeye başlandı.

Haberin Devamı

Kim seçilebilir, bugünden kestirmek mümkün değil tabii ama bu Anayasa değişikliği ile, kim seçilirse seçilsin, kalbi demokrasi aşkıyla da çarpıyor olsa, varacağı yer otokrasidir.

Türkiye’nin bunca yıllık demokrasiye ulaşma çabası da böylece çöpe atılmış olacak.

Bunun “gururunu” da bu Meclis’te, bu Anayasa değişikliğine oy verenler taşıyacak.

İşe yaramayacağını biliyorum ama bir kez daha ülkenin çıkarını kendi şahsi çıkarlarından üstün tutabilecek AKP ve MHP’li milletvekillerini uyarmak istiyorum.

Bu Anayasa değişikliği, Türkiye’nin yönetimini bir tek kişinin eline teslim edecek.

Bugün sizin sevdiğiniz, beğendiğiniz, tek adam olarak ülkeyi yönetmesine itiraz etmeyeceğiniz biri seçilebilir ama unutmayın ki insanoğlu fanidir.

Türkiye’nin gelecek elli yılını, yüz yılını düşünmek zorundasınız.

Bu Anayasa değişikliği, başkanlık sisteminin olmazsa olmazlarını ihmal ediyor.

Başkana aşırı yetki veriyor, milletvekillerini başkana tabi hale getiriyor, yargı bağımsızlığını tamamen ortadan kaldırıyor.

Seçilecek kişinin iki şapkası olacak: Parti genel başkanı ve cumhurbaşkanı. Bu iki şapkayı sırayla giyip HSYK’yı seçecek. Böyle bir yargıdan adalet, tarafsızlık, bağımsızlık beklenebilir mi?

Seçilecek kişi iki şapkasıyla hem yürütmeyi, hem yasamayı kontrol edecek.

Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu demokratikleştirilmeden ve anayasal bir güvenceye bağlanmadan, böyle bir tek kişiye yetki vermek, Meclis’in kendisini hiçe indirmesinden başka bir şey değildir.

Her seçimden önce seçim kanunu değiştirecek bir Meclis çoğunluğundan demokrasi çıkar mı?

Bir tek kişi, 600 kişilik Meclis’i feshedebilecek. Ama o bir tek kişiyi Yüce Divan’a gönderebilmek için (dikkat edin, görevden alabilmek için bile değil) 400 milletvekilinin oyu gerekecek.

Aritmetik de mi bilmiyorsunuz?

Seçimle gelmeyen, hangi nitelikleri haiz olması gerektiği Anayasa ile tespit edilmemiş bir yardımcı gerektiğinde yürütme gücünü tek başına kullanacak.

Hani milletin oyuna sadakat?

Çok geç olmadan, sonradan pişman olmadan bu işi iyice bir düşünün.


BU MECLİS'TEN 'GİZLİ OY' ZOR ÇIKAR
ESKİ İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a bir mektup yazdı ve Anayasa değişikliği ile ilgili oylamada “gizliliğin” esas olduğu konusunda uyarılarda bulundu.

Biliyorsunuz, Anayasa’ya göre, partiler Anayasa değişikliği ile ilgili grup kararı alamazlar, oylamalar da gizli yapılır.

Ama buna uyulmadığını bundan önce referanduma giden Anayasa değişikliği oylamaları sırasında görmüştük.

Kazan, bununla ilgili Anayasa Mahkemesi kararını da hatırlatıyor.

Kazan’ın uyarısı elbette yerinde bir uyarı ama işe yaramayacağını da şimdiden biliyoruz. Anayasa değişikliği ile ilgili metin daha ortaya çıkmadan önce beyaz kâğıda göstere göstere imzaların atıldığını biliyoruz.

Milletvekillerinin bir bölümü zaten nasıl oy attıklarını gösterecek şekilde davranacaklar.

Bu arada sırıtarak fotoğraf çektirip “patronlarına” bunu belgelemek de isteyeceklerdir.

Grup başkanvekillerinin oy kullanma hücrelerindeki pulları kontrol edeceklerini de şimdiden söyleyebiliriz.

Gizli oylamayı sağlayacak tek şey, milletvekillerinin kendi iradelerine sahip çıkma tutarlılığını göstermeleridir ki onu da bugünkü Meclis’in büyük bölümünden beklemek zor.

Anayasa değiştirilirken, Anayasa ihlal edilecek, hepsi bu.


AKLINIZ NEREDEYDİ?
RUSYA Federasyonu Büyükelçisi’ni vuran katilin Fetullahçı örgütün bir üyesi çıkmasına şaşırır mıyız?

Hiç sanmıyorum.

Bu örgüt, her şeyi yapabileceğini daha önce göstermişti, bunu da rahatlıkla yapabileceğini biliyoruz.

Peki bunların devlet içinde böylesine örgütlenebilmiş olmalarına göz yumanların hiç mi sorumluluğu yok?

“Şu tarihe kadar iyiydiler, bu tarihten sonra kötü oldular” savunması yeterli bir savunma mıdır?

Bu kadar insan bunu yazıp çizip anlatırken, aklınız neredeydi?

Katilin, aşırı dinci bir başka örgütün üyesi çıkmasına şaşırır mıyız?

Hayır, böyle çıkarsa da şaşırmayız.

Türkiye’de bombaları patlatıp yüzlerce sivili öldüren IŞİD mensupları da TC vatandaşı değiller miydi?

Haberin Devamı

“Suriye bataklığına girmeyin, sınırımızı Peşaver’e çevirmeyin” diye uyarılırken aklınız neredeydi?

Ne Fetullahçıların böyle bir tehlike olduğunu görebildiniz, ne de cihatçıların Türkiye’de cirit atıp kendilerine militan devşirmelerini görebildiniz.

Tıpkı şimdi değişik bakanlıklarda bazı tarikatların örgütlenmesinin gelecekteki sonuçlarını göremediğiniz gibi.

Şu gizli örgütü, bu devleti, bilmem hangi organizasyonu suçlamadan önce, dönüp bir nelere yol açtığınıza bakın ki daha büyük felaketler yaşamayalım.

Yazarın Tüm Yazıları