Cüneyt Çakır 3 büyüklerin ortağı olacak!

5 yıldır konuşulan ‘Spor Kulüpleri ve Spor Anonim Şirketleri Kanunu Tasarısı Taslağı’nı nihayet elde edebildim! Kamuoyu önünde olması gereken taslak, her nedense ‘gizli belge’ muamelesi görüyor. Şanslıyım ki taslağı kanunlaşmadan görebildim ve şad oldum(!) 5’i geçici 37 maddeden oluşan taslakta çok ilginç düzenlemeler var. Bunların içinden dördünü yorumlarımla birlikte dikkatlere sunuyorum:

Haberin Devamı

ÖZERKLİĞE DARBE

1-Taslak spor kulübü, anonim şirket ve gençlik kulübü ayırımı getiriyor. Tüm kulüpler Spor Genel Müdürlüğü’ne, haliyle de Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın denetimine giriyor. Özerk federasyonlar, siyasi müdahalelere resmen de açık hale gelebilecek. Oysa TFF’nin siyasetten azade olabilmesi için UEFA’nın da zoruyla bir statü çıkarılmıştı. Taslak, statüyle de çelişiyor.

2-Taslak, 5 yıl öncesine göre epey yumuşatılmış. Misal, kulüp yöneticilerine gelirin yüzde 25’ini aşan borçlanma müsadesi genel kurulun 3/4’ünün oyuna bağlanıyor. Genel kurulların, yönetimlerin hegemonyasında olduğu düşünülürse, ayakların yorgana göre uzatılması yine hayal olur.

Haberin Devamı

BAHİSÇİ DE HİSSEDAR

3-Taslak, “Gerçek ve tüzel kişiler aynı ligde yarışan birden fazla spor kulübünün veya anonim şirketin doğrudan veya dolaylı olarak hakim hissadarı olamaz” diyor.

Böylesi bir güvensiz ordamda şaibe söylentileri için ‘hâkim’ kotası çare olur mu? Daha geçen hafta İlhan Cavcav, aileden Galatasaraylı olduğunu söylediği için bile bir çok senaryo üretildi.

Ortada şirket varsa artık, ticari bir menfaat de vardır. Düşünün: A takımı B takımını yenerse şampiyon olup Şampiyonlar Ligi’ne gidecek ve en az 30 milyon Euro’yu garanti edecek.

Ve A takımın yüzde 15 hissesine sahip kişi veya kurum, B takımının da ortağı! Şüphe doğar mı, doğmaz mı?

4-Taslağın en tuhaf düzenlemesi ise 18. maddenin 3. fıkrası. Aynen şöyle: “İlgili spor dalında spor müsabakalarını doğrudan etkileyebilecek faaliyette bulunanlar ile faal sporcular, faal hakemler, sporcu temsilcileri ve antrenörler, spora dayalı şans oyunları düzenleyen ve yayın haklarını elinde bulunduran kurum ve kuruluşlar ile bunların yönetici ve çalışanları, bir spor anonim şirketinde şirket sermayesinin yüzde 1’ini aşan oranda pay sahibi olamayacakları gibi, şirket hâkimiyetine müdahil olma imkânını veren araçları da iktisap edemezler ve şirket yönetiminde bulunamazlar.”

Haberin Devamı

Taslak faal bir hakeme; örneğin Cüneyt Çakır’a, Fırat Aydınus’a veya Bülent Yıldırım’a F.Bahçe, Beşiktaş, G.Saray ya da ligde yarışan herhangi spor anonim şirketinden hisse alabilir!

Ama neymiş, yüzde 1’i aşamayacak! Bunun ne önemi var ki? Bugün bile güven tesis etmekte zorlanan hakemlere kulüp hissedarı olduklarında nasıl itimat edilecek? Bahis şirketleri, yayıncı kuruluş veya menajerlerin hissedar olması da cabası!

ASIL SORUN CEZADA

Taslağın gerekçesinde özellikle yasaya, kulüplerin doğru düzgün denetlenememesinden ötürü ihtiyaç duyulduğu vugulanıyor.

Hayır! Bu doğru değil. Türkiye’de mesele kulüplerin denetlenmesi değil, denetlendiğinde ortaya çıkan tabloya gereken cezanın verilememesi. Borsaya açık şirketler SPK tarafından denetleniyor ama negatif özsermayelere rağmen idare ediliyorlar.

Haberin Devamı

Devlet vergi cezalarını habire kendi affediyor. TFF, UEFA’nın kötü mali durumdan ötürü Avrupa’dan men ettiği kulübü içeride kolluyor!

Bakın İtalya’da Parma’nın her hafta puanı silinirken biz bu tür cezaları sürekli erteliyoruz.

Kulüplerin denetimine dair yasalar, talimatlar vs eksik değil. Eksik olan cesaret! Ama bu cesareti vermeyen de federasyonların tabana yayılmayan; kulüplerin güdümünde kalan delege yapısıdır...

İŞ YÖNETİCİLERDE

Yukarıda altını çizdiğim bölümler başta olmak üzere, bu taslağın düzeltilmeye çok ihtiyacı var. Zaten adı üstünde taslak. Öncelikle bu taslağın kimler tarafından hazırlandığını ve kimlerin katkı sunduğunu da bilmek lazım.

Haberin Devamı

Benim öğrendiğim kadarıyla bu taslak Spor Genel Müdürlüğü’nun hukukçuları tarafından hazırlanmış. Akademisyen ve gazetecilerden fikir alındığı da söyleniyor. En azında meslektaşlarımdan katkı sunanlar varsa bir ses versinler ki bilelim.

En büyük ihtiyaç yöneticilerin icraatlarından ötürü şahsi sorumluluk altına sokulmaları. Bu yasa taslağı bu anlamda oldukça yumuşatılmış.

Daha önceki tasarılar, kulübü büyük borç yükü altına sokan yöneticilere daha ağır yaptırımlar öngörüyordu.

Ancak bu son hali, yine yöneticilere topu genel kurullara atma şansı tanınıyor. Bu taslak bu haliyle bu düzeni değiştiremez!

Hak mahrumiyeti cezaları da caydırı olacak nitelikte değil. İşin özündeyse en büyük tehlike elbette kulüplerin bağımsızlığını tehlikeye atan yeni denetim mekanizması...

Yazarın Tüm Yazıları