Yoksa, hoptirililay

LAKABI “Hoptirililay”dır Zeki’nin, benim gibi yakın tanıyanlar için “Hoptirililay Zeki”dir yani.

Haberin Devamı

Lakabının nereden geldiğini sonra açıklarım bu ileri görüşlü, sezgi yeteneği 10 kaplan gücünde, memleket meseleleri ve özellikle de Fenerbahçe’nin transfer politikaları konusunda şaşmaz bir analiz yeteneğine sahip şahsiyeti (böyle tarif etmezsem küseceğini söyledi) tanımanız gerekiyor.

 

Hoptirililay Zeki, aşağı yukarı 15 yıldır tanıdığım garson bir arkadaşım.Her vatandaşımız gibi siyaset ve futbol konusunda bir otoritedir kendisi.İşini çok iyi yapar, yetki alanına karışılmasından da hiç hoşlanmaz.

 

Mesela masaya oturduğumda refleks olarak ağız tarafı masaya dönük olan bardağı ters çeviririm; o gelir bardağı önce kapatır sonra tekrar çevirir. Bu mücadeleden yıllardır ikimiz de bıkmayız...

 

Haberin Devamı

HEP HAKLIDIR ARKADAŞIM

 

Zeki irili ufaklı her konuda haklıdır; daha doğrusu haklı çıkmayı sever.Mesela “Ben demedim mi sana dolar 3 lirayı görür?” diye girer muhabbete.

 

“Dedin mi Zeki?” derim.“Dedim ya geçen sene, dinlemiyorsun abi” diye devam eder.Konuyu hatırlamamam bir yana, dolar birikimimin olmayışı, dolarla bir işimin bulunmayışı, para mevzuundan hele ki dövizden pek anlamayışım ilgilendirmez Zeki’yi; o haklıdır.

 

“Fener’e iyi bir golcü şart dedim mi demedim mi?” der mesela...“Hangi takımın yok ki Zeki? Cimbom’a başkan bile gerekiyor, sen ne diyorsun allasen?” desen de kesmez...

 

Hakkını yemeyeyim, arada çok isabetli tespitleri de vardır.Yıllar önce “Abi Tarlabaşı’nda çok uygun fiyata Haliç manzaralı ev var. İçi berbat ama zamanla yaparsın” demişti mesela.

 

DERİNE GİTMEYELİM

 

“Mülksüzler tayfasındanız biz Zekicim, ev filan alamam ben” demiştim, on küsur yıldır kafamın etini yer “Alsaydın şimdi köşeydin” diye...Siyasi meselelerde de kalbi temizdir. Dün öğlen çorbayı önüme sürerken “Ben demedim mi abi bu cemaatçiler zehir salar devlete diye?” dedi.“Dedin, biz de diyorduk be Zeki” diye cevap verdim.“Sen de diyordun biliyorum ama ben demiyor muydum?” dedi.

 

Haberin Devamı

“Herkesten önce sen dedin, evet” dedim limonu gözüme sıçratmadan sıkmaya çalışırken.“N’oldu?” dedi.“Ne olduğunu herkes gördü çok şükür” dedim, “Ekmeğin tazesinden versene” diye ekleyerek.“Ama herkes nasıl yeni görmüş gibi davranıyor be abi? Ne derin gaflet uykusuymuş, nasıl bir pişk...” derken “Boyu aşan yere gitme Zeki” diye kestim.Bu noktadan sonra kendisine “Hoptitirililay” lakabını kazandıran performansına dikey geçiş yaptı Zeki.

 

‘YOKSA ZEKİ?..’

 

“FETÖ’nün kökü kazınsın da...” diyerek askeri okulların kapatılmasından TBMM’nin “sembolik” pozisyona çekilmesine, terörle mücadelede oluşacak zaaflardan turizmin ölü taklidi yapar vaziyete gelmesine kadar güncel konu başlıklarıyla ilgili görüşlerini ve muhalefet şerhlerini paylaştı benimle.Her çıkışmasının ardından kendi radikal çözüm önerilerini de eklemeyi ve “Yoksa...” demeyi ihmal etmedi tabii.Bu “Yoksa...” kısmı çok mühim işte...Çünkü Zeki “Yoksa...” dediğinde, sizde cevaben “Yoksa Zeki?..” demelisiniz.Siz böyle dediğinizde, “Yoksa Zeki?..” cevabını aldığında zulada beklettiği repliğini, Beyaz Kelebekler’in “Sen Gidince” şarkısının nakaratını patlatır:

 

Haberin Devamı

“Yoksa... Hoptirililay laaaay, laylay lilaylom abicim...”

Yazarın Tüm Yazıları