Tarih kitapları için alçaklık notları

NAPOLEON Bonaparte’ın farklı kelime dizilişleriyle yazılsa da şu manaya gelen sözünü hatırlamak –ve hiç unutmamak- zamanıdır:

Haberin Devamı

“Tarih dediğiniz, üzerinde anlaşmaya varılmış bir yalanlar silsilesidir...”
Hap kadar çocukların, hayattan hızlı koşmak gibi lanetli bir marifete sahip mermilerden, roketlerden kaçamadığı günler...
İsrail’in kurt/kuzu meselinde olduğu gibi ırmak boyunda kendisinden aşağıda durmasına rağmen “Suyumu bulandırıyorsunuz” diyerek Gazzeli çocukları, masumları göz göre göre yediği günler...
Tarih denen yalanlar kitabına ölüler istatistik olarak geçer ancak, ne yazık ki bunu bildik, bunu öğrendik.
O kitapta, “Gazze’ye bombalar yağarken ölüm manzaralı tepelerde biriken bazı İsrailliler tezahürat eşliğinde seyrediyordu olanı biteni” yazmayacak büyük ihtimal...
O kitapta, “Türkiye’de o günlerde akıl almaz şekilde bir başka ölüm makinesi, Adolf Hitler yüceltiliyordu. Hitler’e ruh çağırma seansları düzenleniyor, ırkçı bir gazete bulmacasında fotoğrafı eşliğinde ‘Seni arıyoruz’ mesajı veriyordu” da yazmayacaktır herhalde...
O kitapta, Almanya Şansölyesi’nin, ABD Başkanı’nın başını çektiği bazı liderlerin üç maymunu oynadığı, hayâsız saldırılara onay verdiği ve mesela Fransa’nın Filistin’e destek mitinglerini yasakladığı da görülmeyecektir...
O kitapta, oya ve hassasiyetlere ayarlı yalancı pehlivan nutukları kendisine yer bulur mu bilemem... Fakat hem İsrail’e lanet okuyup hem askeri/ticari anlaşmaları tıkır tıkır yürüten, limanlarından para yüklü gemiler çeken, liderini Meclis’te alkışlatan ve kahramanlık madalyalarını saklayanlardan bahsedilmeyecektir; eminiz, yaşarken unutmayacağız...
O kitapta, ölenlerin ve öldürülenlerin isimleri yer almayacak elbette. Fakat “üzerinde anlaşılan yalanlar silsilesi” sayesinde ölüm oyununun emrini verenler, seyredenler, silah taşıyanlar, yalancı pehlivanlık yapanlar “lider” olarak anılacaktır; biliyoruz, içimize sindiremiyoruz...
O kitapta, üstüne çöreklendikleri bir kutsal kitabı şahsi çıkarları, faşist rejimleri, siyasi ikballeri, stratejik derinlikleri için kalkan olarak kullanan İslam ülkelerinin yöneticilerinin rezilliği yazılacak mı acaba? Sanmam, kendilerini aklayacak bir yalan silsilesi üzerinde anlaşırlar, ders kitabı yapıp okuturlar...
O kitapta, memleketinin evlatları öldürülürken Türkiye’de iftara katılıp ünlülerle sırıtarak fotoğraf çektiren adama bir bölüm ayrılsa bile o fotoğraf kullanılmayacaktır, di mi Abbas?
Gazze’de hayattan hızlı koşan ölümün düşürdüğü çocukları unutmayalım, hesabını layıkıyla sormayanlardan insanlık namına hesap soralım.
Ve mutlaka, tarih denilen yalan kitaba bu alçaklık yaşanırken başka alçaklıklar peşinde koşanların hallerini de yazalım.

Yazarın Tüm Yazıları