Suriye hasret treni İstanbul’da

AMSTERDAM’da inşa edildiği 19’uncu yüzyıl sonlarının havasını yansıtan (2004’te orijinal hali korunarak yenilendi) görkemli Koninklijk Theater Carre geçtiğimiz perşembe akşamı tıka basa doluydu.

Haberin Devamı

Müzik dünyasının üretken dâhisi Damon Albarn’ın müzikal kolektifi Africa Express, aralarında Paul Weller, Rachid Taha, Seckou Keita, Tala, Bassekou

 

Kouyate, Eslam Jawaad gibi farklı türlerden yıldızlarla yola çıktı o gece, yarın da İstanbul’da olacaklar...

 

MUCİZELER ZİNCİRİ

 

Africa Express’in asıl yolcuları ise Suriyeli Müzisyenler Orkestrası.

 

Blur ve Gorillaz gibi iki dev topluluğun beyni konumundaki Damon Albarn’ın 2008’de Şam’da tanıştığı, beraber şarkı kaydettiği, turneye çıktığı Suriyeli müzisyen dostlarının peşini bırakmaması neticesinde doğan bir konser bu.

 

Haberin Devamı

Savaşın dağıttığı, dünyanın dört bir yanına savurduğu bir orkestranın yeniden buluşabilmesi Damon Albarn’ın ısrarı ve birtakım mucizeler sayesinde mümkün olabildi.

 

Aradan geçen yıllarda kimi müzikle tutunmuş hayata memleketinden sürgün yaşarken, kimi ailesini, dostlarını kaybetmiş...

 

MÜZİK BARIŞTIRIR

 

Suriye’deki savaşta farklı taraflarda duranlar, yaşananları farklı okuyanlardan oluşuyor elbette bu orkestradakiler.

 

Ancak çeşitli bürokratik zorlukları, yolları, yılları, önyargıları aşarak buluştuklarında, müziğin çatısı altına sığındıklarında, Amsterdam’da provalar için bir araya geldiklerinde önce kişisel sınırlarını kaldırdılar.

 

Bugüne kadar seyrettiğim konserler arasında duygusal yoğunluk açısından bu konsere yaklaşabilen bile olmamıştır.

 

Tedirgin, heyecanlı, özlem dolu müzisyenleri, en az onlar kadar heyecanlı, özlem dolu, hasret dolu bir seyirci karşıladı.

 

Haberin Devamı

Sahnede Suriye şarkılar aracılığıyla yeniden hayata dönerken hem müzisyenlerden hem de seyircilerden epeyce gözyaşı döken oldu, “Suriye... Suriye...” tezahüratları “ciddi ve mesafeli” Kraliyet Carre Tiyatrosu’nun duygu ayarlarıyla oynadı.

 

Sahneye Damon Albarn, Rachid Taha, Paul Weller gibi ünyaca ünlü yıldızların biri girdi biri çıktı ama asıl yıldız Suriyeli Müzisyenler’di.

 

YOĞUN DUYGUSAL ORTAM

 

6 konserlik projenin mimarlarından Damon Albarn sahnede “işi yokken” bile kopamadı, sahne kenarından olanı biteni heyecanla, coşkuyla izledi, arada seyirciyle iletişim için devreye girdi...

 

Konser sonrasında verilen küçük “after party”de “Ben geçen ay telefonda röportaj yaptığın gazeteci, Türkiye’den...” diye kendimi tanıtırken Damon Albarn’ın hâlâ konserin duygusal yoğunluğunu yaşadığını gözlemledim. Yoksa herhalde tokalaşmak için elimi sıkmak yerime boynuma sarılmazdı!..

 

Haberin Devamı

Konser sonrasında zorlu ilk geceyi başarıyla tamamlamış olmanın coşkusuyla kuliste halay çekilirken, Damon da halayın başındaydı, o kadar söylemiş olayım.

 

Damon Albarn, Suriyeli Müzisyenler Orkestrası ve ünlü konuklarının bu her manada özel ve müzikal açıdan da çok kıymetli performansları yarın İstanbul Caz Festivali kapsamında İstanbul’da olacak.

 

Konuk sanatçıların kimler olacağı son dakikaya kadar netleşmiyor ama mesela Türkiye’den Ceza da bu akşam ekibe katılacak.

 

Açıkhava’daki konserde 300 civarında Suriyelinin de seyirciler arasında olacağını hatırlatayım; Türkiye’nin önde gelen holdinglerinin desteğiyle onlar da bir nebze hasret giderecek ülkelerine.

 

Haberin Devamı

İmkânı olan bu çok özel ve yıllarca hatırlanacak konseri kaçırmasın...

 

EY YOLCU!..

 

Konserin sonunda sahneye çıkıp en ünlü şarkısı “Ya Rayah”ı söyleyen Rachid Taha, kuliste de müzisyen arkadaşlarıyla şarkısına devam ediyordu...

 

“Yolcu”ya, “Gidene/gitmek zorunda kalana” seslenen sözleri şöyledir o güzeller güzeli şarkının:

 

“Ey yolcu.../ Ne kadar kalabalık ülkeler ve ne kadar boş şehirler gördün?/ Ne kadar zaman harcadın?/ Hâlâ ne kadar kaybediyorsun? 
Ah bir diyardan bir diyara göçen.../ Ne yaptığını hiç biliyor musun?/ Kader zamana yön veriyor ve takip ediyor ama sen bunu kabul etmiyorsun... 
Kalbin neden bu kadar üzgün?/ Neden oralarda böyle perişan kalıyorsun?/ Zorluklar sona erecek göreceksin; hiçbir şeyi öğrenmek ya da yapmak uzun sürmez/ Günler bitmez senin ve benim gençliğimizde olduğu gibi...”

Yazarın Tüm Yazıları