Reza’nın vakvakları ürker mi hiç?

Şimdi de Gümrük Bakanlığı müfettişlerinin hazırladıkları rapor çıktı ortaya.
11 aydır işlem görmeden rafta toz biriktirmek üzere “unutturulmuş” bir rapor bu.
Fırlatılmadığı için Reza Zarrab’a değmeyecek, dolayısıyla da ‘vakvakları’ ürkütmeyecek bir taş yani!
Ama neler yazıyor o raporlarda neler, maydanozlu köfteler.
İran’ın kodese tıktığı Babek Zencani’yi hatırlar mısınız?
Hani “Yolsuz Babek”, hani karapara kontrol memuru Babek...
17 Aralık sürecinde adı Reza’cığımızın patronu olarak geçmişti de bizimki “Tanımam etmem” demişti, işte o Babek.
Gümrük Bakanlığı müfettişlerinin yazdığı raporda ikilinin şirketleri arasında hem para hem altın almaca/vermece olduğu belirtiliyor.
*
Tonlarca altın, yüz milyonlarca dolarla oynanan bu oyunda Reza Zarrab’ın nasıl mucizelere imza attığını da gördük rapor sayesinde.
Arkadaşımız Arda Akın’ın haberlerini ağzımız açık şekilde okuyoruz.
Rapora göre Reza’nın şirketi altınları önce ihraç ediyor sonra da ithal ediyor!.
Bunu bir kez de yapmıyor, toplamda 89 kez yanlış beyanname verdiği söyleniyor; hey maşallah
*
Reza elbette bu zorlu işleri tek başına yapmadı; kolay mı ülkenin cari açığının yüzde 15’ini kapatıyor “aslan yürekli” kahramanımız...
Reza Zarrab’ın kuryelerininin işlemlerini incelemiş müfettişler.
Ne görmüşler?
Mesela şunu görmüşler: “2010 yılı ile 2013 arasında 26 aylık dönemde 1 milyar 100 milyon dolar nakit para valizlerle taşındı.
Türkiye’ye sokulan yaklaşık 800 milyon dolar nakit para, Dubai’de faaliyet gösteren şirketlerce gönderildi. Valizlerle getirilen paralar gümrükte ise serbest dolaşım kapsamında olduğu için ‘diğer’ olarak kayıtlara geçti...”
Hay bin ayakkabı kutusu!
Ne demek istiyor bu müfettişler Reza Bey!
Üzülüyorum valla...
*
Dün, Zarrab’ın -belli ki hesabını istediği gibi kesememiş- bir eski kuryesi Cumhuriyet’ten Ali Uçar’a “itiraflarımdan bir buket” sunuyordu.
Adem Karahan adlı kurye “Çağırsınlar Meclis’te anlatayım...” diye bağlamış “itiraflarını”...
Ama ne itiraflar, ne iddialar!..
Buyurun gününüz “şenlensin!”
“2012-2013 yılları arasında yurtdışına altın taşımacılığı yapıldı. Bu işi günlük 22’şer kişiden oluşan iki ayrı grup yapıyordu. Bir grup akşam 19.30’da uçakla 500 kilo altın çıkarıyor, diğer grup da gece 24.00 ve sonrasında 500 kilo altın çıkarıyordu. Yani her gün toplamda 1 ton altın çıkışı yapılıyordu. Pazar günleri hariç hemen hemen her gün bu işler tekrarlanıyordu...
Bu para eski para ile 18 katrilyona denk geliyor. Türkiye’den altınlar Dubai’ye götürülüyor, orada bozdurularak para İran’a gidiyordu. Para sürekli bir çark içinde dönüyordu. Bu paranın da yüzde 4’ü siyasilere, yüzde 4’ü Zarrab’a kalıyordu. Ama malın gerçek sahibi kim bilmiyoruz. Zarrab da birilerinin malını taşıyarak paradan para kazanıyor...”
*
Daha neler var üstü pislik örter gibi örtülmüş raporda ve o itiraflarda amaaaaaa; işte öyle!
Eminim Reza Zarrab da çok etkilenmiştir son gelişmelerden!
Kanlıca’da kaçak inşaat yaptığı ikiz yalılarında korku, isyan, utanma duygusu vb gibi hislerle pençeleşiyordur!
Veya 46 metrelik yatı “60 Years”da yüzmek ve güneşlenmek suretiyle acı çekiyordur!
Veya eşi Ebru Gündeş’e 960 bin Euro vererek aldığı Rolls Royce’la dolaşarak ruhunu ıstırap denizlerine fırlatıyordur!
Veya yine eşine hediye ettiği yarış atının üstünde tırıs tırıs gezerken bu haberleri düşünüp düşünüp üzülüyordur!
Üzülme Reza, bizde bu vurdumduymazlık olduktan sonra sana hiçbir şey olmaz, hatta bahtın daha da açılır...
Yaşadın, öğrendin, biliyorsun.
Hey maşallah sana be!