Önümüzdeki komisyonlara bakalım

DÜNE kadar Meclis’te faal olan iki araştırma komisyonu bulunmaktaydı.

Haberin Devamı

Biri “Çocuk istismarı”, öteki de “Boşanmalardaki artış” ile ilgili çalışmakta bu komisyonların.

 

Meclis araştırma komisyonlarının pratikte bir yaptırım gücü yoktur belki, fakat bu konuda engin deneyim sahibi gazeteci arkadaşımız Nuray Babacan’ın deyişiyle “siyasi bellek oluşturmak” açısından önemli bir yapıtaşıdır mesela.

 

Ne yapar bu komisyonlar? Partilerin ağırlıklarına göre temsilci verdikleri 15 kişilik komisyon, araştırılacak konu başlığıyla ilgili 3 ay çalışır (1 ay da ek süre alabilir), ilgili gördüğü kişileri davet edip dinler ve neticede bir rapor hazırlar.

 

LİMON YALAMA ETKİSİ

 

Haberin Devamı

O rapor Genel Kurul’a iner mi, okunur mu, “siyasi bellek oluşturmak” ötesinde bir faydası olur mu derseniz suratımı limon yalamış gibi ekşiteyim, siz anlamış olun cevabımı.

 

Yine de önemlidir, yine de sistemin sağlıklı yaşadığına dair bir umut ışığıdır, yine de neticesinden bağımsız olarak bir uzlaşı işaretidir.

 

Çoğu “hayati” konu, partilerin “pozisyon endişesi” yüzünden komisyon aşamasına bile gelmez, komisyon kurulsa da genellikle “hükümsüzlükle” neticelenir çabaları.

 

Mesela şu anda çalışan “çocuk istismarı” ile ilgili komisyon önce iktidar partisi tarafından reddedilmiş, sonra uzlaşma sağlanarak oluşturulmuştu.

 

Her konu başlığı bu kadar şanslı olamıyor ancak kıymetli okur, canımın içi milli irade...

 

YAV, BOŞVER BİRADER!

 

Uzağa gitmeyelim, yakın geçmişe zumlanalım... Mesela “17-25 Aralık darbesini araştıralım” denilmişti, bu konuda en çok hırpalanmış olan iktidar partisi “I-ıh canım, istemem” demişti.

 

Haberin Devamı

Mesela “Engellilerin sorunları için komisyon kuralım arkadaşlar” denilmişti, “Yav ne gerek var birader” diye reddedilmişti.

 

Mesela “Terör saldırılarına odaklanalım, komisyon kuralım” önerisi gelmişti, “Amaaaaaan boşver, kravatım nasıl sen asıl onu söyle” diyerek ötelenmişti.

 

Örnek çok...

 

Hem zaten kurulsa da yorgun mermi gibi düşüveriyor bu komisyonlar, üyelerin içtikleri çayların boş bardakları gibi masada kalıveriyor, Genel Kurul’a bile ulaşamıyor.

 

DEVE DİŞİ GİBİ BAŞLIKLAR

 

Örnek ister miyiz?

 

TBMM’nin web sayfasında “Rapor oluşturulamadı, hükümsüzdür” ibaresi ile yer alan, gazetecilik tabiriyle “arşive manşet” olmuş konu başlıklarına bir bakalım...

 

- Kadına yönelik şiddet...

 

Haberin Devamı

- Mevsimlik tarım işçilerinin sorunları...

 

- Sporda doping...

 

- Soma ve diğer maden kazaları...

 

- Toplumsal barış yolları...

 

- Demokrasiye müdahale eden tüm darbe ve muhtıralar...

 

Her biri deve dişi gibi bunca büyük sorun “hükümsüz” kaldı yakın geçmişte.

 

Yine de inancımızı yitirmemek gerekiyor tabii.

 

Mesela önceki gün TBMM’de “Darbeleri Araştırma Komisyonu” kurulması önergesi kabul edildi.

 

Genel Kurul’da konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şunları söyledi:

 

“Geçmişte bize bu Fetullahçı yapı ile ilgili çok şeyler söyledi dostlarımız, biz onlara inanmadık. 17 Aralık’tan sonra da biz çok şey söyledik, sonra da siz bize inanmadınız. Diyoruz ki artık biz birbirimize inanarak, söylediklerimizi check ederek yola devam edersek ben eminim ki bundan sonra böylesi yapılar devlet için böylesi tehdit oluşturmazlar...”

 

Haberin Devamı

Bekir Bey’e bu uzlaşı döneminde “17-25 Aralık’ı araştıralım denildiğinde Dikmen tarafına bakarak ıslık çalmakla yetinmiştiniz” demek yersiz.

 

Kurulsun komisyon, hazırlansın rapor...

 

Arşive manşet mi olur, memleketin sorunlarına ilaç mı hep beraber görelim.

 

Özetle önümüzdeki komisyonlara bakalım...

Yazarın Tüm Yazıları