Linç kampanyasına davet

Adını anmayacağım, anmak istemiyorum, kim olduğu malum...
Sosyal medyada kustuğu mesajında faturayı “mini eteğe, laik sisteme” kesen aklıevvel işte...
Katıldığı bir spor programında yorumculara “Abicim, abicim!..” diye yalvararak zırvasını tevil etmeye çalışan...
“Allah aşkı... Peygamber sevgisi... Cumhurbaşkanı saygısı...” ile kendine koruma kalkanı oluşturmaya uğraşan memleket kurnazı işte...
Mevzubahis şahsiyet, “Tuttuğumu deli gibi koparırım ama/ İyilikle olmazsa vallahi zorla/ Benim olmazsan taciz ederim/ Bana gelmezsen yer bitiririm” diye şarkı söylemiş, söyleyebilmiş; birileri de dinlemiş, dinleyebilmiş...
Devletin en üst kademesinin davetlerinde boy göstermiş, protokolde sırtı sıvazlanmış, katıldığı programlarda vatandaştan oy toplamış, zorba/maço dilini hiç esirgemeden batasıca bir “delikanlılık kültü” oluşturmuş.
İbretlik ekran savunmasında “Eğer böyle anlaşıldıysam...” şerhi düşerek özür dilerken “Linç kampanyası yürütülüyor benim için, algı operasyonu yapılıyor” diyordu.

*

Özgecan Aslan’ın hunharca katledilmesinin ardından yaşadığım üzüntüyü ve ruh karanlığını ifade edemediğim için sosyal medyayı uzaktan takip ettim.
Zırvalayan tek kişi bu şahıs değildi...
Olayı akıl ve vicdan almaz şekilde mezhep üzerinden açıklamaya çalışanlar, “Aman partimize, liderimize laf gelmesin” diye olur olmaz argümanlarla atağa kalkanlar, en hafifinden aptalca diye nitelendirilebilecek üfürme çözüm önerilerini ısıtıp servis edenler...
Sosyal medyada paparayı yedikten sonra hepsinin savunma hattı aynı noktada çekiliyordu: “Linç kampanyası yapıyorlar komşular, koşun!”

*

Şiddeti hayatın herhangi bir alanında kabul etmeden yaşadım.
Bu şahısların da ne kadar zırvalarlarsa zırvalasınlar linç edilmesine karşıyım.
Fakat...
Toplumdan, yetişen ve yetişecek çocuklardan uzakta bir yerlerde linç edilmesi, ağaçlarda sallandırılması gereken bir zihniyet olduğu kesin.
Bu yazıda söz ettiğim kişiler değil elbette bahsettiğim, yine vurgulayayım.
Onları besleyen, büyüten zihniyetin, dilin, çocuk yetiştirme şeklinin vesaire linç edilmesi gerekiyor.
“Errrkeg” veya “adam gibi adam” yerine insan yetiştirmeyen bu sistemin köy evinden sitelere, ofislerden saraylara kadar linç edilmesi gerekiyor.
Hiçbir inandırıcılığı kalmamış “Eller kırılsın” edebiyatının linç edilmesi gerekiyor.
Linç kampanyasıysa linç kampanyası...
Bu sakat toplumsal yapıyı bir ağaca asıp çürümesini beklemek gerekiyor.

*

Kadınların ömürleri boyunca yaşadıkları kâbusu “sendeanlat” hashtag’iyle paylaştıkları mesajlarını okuyun.
Özgecan’ı, öfkenizi, tepkinizi, acınızı unutmayın.
Yol haritası arıyorsanız “sendeanlat” mesajlarında bulacaksınız.
İnsanları değil, bu boktan kafa yapısının temelini linç edelim...