‘Kahrolsun hiç kimse! Yaşasın yaşamak!’

SABAH haberlerinde “İran paketi” zamanı; kanal, sevinç gösterilerini aktarıyor...
Tahran sokaklarında dalgalanan kalabalıktan bir slogan yükseliyor:
“Kahrolsun hiç kimse! Yaşasın yaşamak!”
Her köşesine nefret tohumu ekilmiş, türlü bilek güreşleri ve ayak oyunlarıyla yönetilen Ortadoğu coğrafyası için ziyadesiyle naif kalıyor değil mi slogan?

*

Dün mesaiyi dış haberler konusunda uzmanlaşmış yorumcuları okuyarak ve dinleyerek geçirdim.
Anladığım şudur:
İran memnun durumdan...
Bu “nükleer ötesi” meseleyi masa “diplomasisine” yatıranlar, yani P5+1, yani ABD, Britanya, Çin, Rusya, Fransa ve Almanya da memnun...
Hoş Obama’nın hem “The Kongre”yi hem “The Kamuoyu”nu ikna etmesi gerekecek ama genel kanı “Olur o iş” yönünde. “Test sayılır...” filan da diyorlar ama memnunlar neticede.
Batılı, doğulu, kuzeyli, güneyli ülkeler memnun büyük ölçüde.
On yıllardır kapalı kalan İran pazarını ağzının kenarında biriken suyu tutmakta zorlanarak izleyen sermaye de memnun.

*

Memnun olmayanlar?..
Olmaz mı?
“Ay bayılazam galiba yetişin komşular!” pozisyonunda Suudi Arabistan ve İsrail’i görüyoruz öncelikle.
Suudi Arabistan ve bölgedeki hempalarıyla İsrail’i aynı cephede buluşturan memnuniyetsizliğin nedenleri malum...
Silahlarını işaret ederek ve ABD’ye dudaklarını sitemle büzerek “Mağdurum!” diyen İsrail ile Suudi Arabistan’a hazım konusunda Obama telefonla vb yardımcı olmaya çalışıyor.

*

Peki Türkiye memnun mu?
Bazı bakanlardan, yaşanan gelişmelerin bölgesel gerilimde azalmaya ve daha da önemlisi -ticari açıdan- rahatlamaya yol açacağı belirtilerek “İyi oldu valla!” açıklamaları geldi.
Konuyla direkt yetkili olan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise “Memnunuz...” dedikten sonra “Ama...” kısmına geçti.
İran’a dönerek “Ama mezhepçi politikalara bulaşmasak daha iyi di mi sanki?.. Ama Suriye’de, Irak’ta; Yemen’de filan pozitif enerji fışkırtsak bünyelerimizden...” dedi Çavuşoğlu.
Bu cümlelerin “Suudi Arabistan ve ahbapları”na yönelik bir tür çiçek fırlatma, jest püskürtme hareketi ve “aklım sende” mesajı olduğunu düşünenler de çıkacaktır!
Özetle Türkiye “sınırlarında ne istediyse olmayan ülke” olarak ABD’ye küsse bir türlü, İsrail’le barışsa bir türlü...
İran’la ‘artabilecek’ ticarete sevinse bir türlü, bu pazarın zaten çoktan pay edildiğini bilerek “Oof, of!” çekse bir türlü...

*

Kurnaz tilkilerin kuyruklarını birbirlerine değdirmeden cirit attıkları Ortadoğu’da kartlar yeniden dağıtılıyor bir süredir.
Bu kanlı, yüksek rantlı oyunda kimin kazandığını/kazanacağını şimdiden kestirmek imkânsız.
Bugün zor olsa da gelecekte kazanmasını istediğimiz ses ise yavaştan yükseliyor Tahran sokaklarında:
“Kahrolsun hiç kimse! Yaşasın yaşamak!”
Bir gün mutlaka...

(NOT: Herkese iyi bayramlar dilerim.)