Enseyi karartmayın

GALATASARAY’ın “iyi oyunculardan kurulu kötü bir takım” oluşunu futbolun saha içindeki kurallarıyla açıklamak güç bir işti.

Haberin Devamı

Hafta içinde gazetelere yansıyan haberlere bakınca kötü oyunun izini kökleşmiş problemlere bağlamak kolaylaştı. Maddi ve manevi problemler yığılmış Florya’nın kapısına. Parası ödenmeyen futbolcular, gruplaşmalar, takım sadece sahaya çıktığı için kendini şanslı sayacak hale gelmiş çaresiz teknik direktör vesaire... “Peki ne olacak bu Galatasaray’ın hali?” diye soracak olanlara hemen cevap vereyim: İyi olacak.
Bu tür problemleri her kulüp yaşar, yaşamıştır, yaşayacaktır.
Ancak Galatasaray gibi şanlı tarihe sahip kulüpler, bu sorunları çabuk aşabildikleri için “BÜYÜK” olmuştur.
Bu notları düştükten sonra dün akşama dönelim. Birbiri ardına gelen ağır yenilgilerin ardından kadro revizyonuna gitmişti Prandelli.
Genel af (veya özel af da diyebiliriz) sayesinde formasına kavuşan Sabri, ilk 11’de az rastlanan Emre, Hamit gibi isimlerle sahaya çıkan Galatasaray ilk yarıdael freni çekilmiş otomobil görünümündeydi.
İkinci yarıda bambaşka bir Galatasaray vardı sahnede.
Soyunma odasına ıslıklarla giden takım, belli ki bu protestoyu motivasyon kaynağına çevirmişti.
İlk 45 dakikada “pozisyonumsu” bile bulamayan Galatasaray üst üste Kasımpaşa’yı zorlayacak akınlar geliştirmeye, kademe kademe artan bir baskıyla rakip defansı zorlamaya başladı.
Kasımpaşaspor gibi dişli bir takıma karşı uzatma bölümünde gelen golle galip gelmek muhakkak bir moral desteği olacaktır.
Problemleri halletmez fakat en azından şu anda belki de en çok ihtiyaç duyulan duyguyu, huzuru getirmeye yardımcı olur.
Yönetimden taraftara herkese büyük görev düşen günlerdir bunlar ve Galatasaray’a dağılmak değil, birleşmek yakışır; bu güce ve duyguya da sahiptir camia.
Çetin Altan’ın deyişiyle: “Enseyi karartmayın...”

Yazarın Tüm Yazıları