Enerji Hanım huuu neredesin yahu?

Kendileri iki bakanlığın (Enerji/Aile) ortak projesi olarak Aralık 2012’de kamuoyunun karşısına çıkmıştı.
“Karşımıza çıktı” derken elbette Enerji Hanım diye biri yok; enerji tasarrufu konusunda bir kampanyanın sanal yüzü sayılır.
Aralık 2012’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da katılarak bir konuşma yaptığı toplantıda tanımıştık.

*

Bazı pratik önlemlerle dörtte bir oranında enerji tasarrufu sağlanabileceğini anlatacaktı Enerji Hanım bize:
Mesela ütüyü 5 dakika önce kapat.
Mesela gereksiz yanan lambayı affetme, karart.
Malum, bildiğimiz ama çoğumuzun uyguladığından emin olmadığım öneriler.
Kaldı ki ben 7/24 belgesel seyreden, karşıdan karşıya geçerken sağıma soluma ikişer tur bakan, kırmızı kalemi hiç tükenmeyen sorumlu bir vatandaş olarak bunlara hep uyarım!

*

Enerji Hanım’ı tanıdığımız o toplantıda Sayın Emine Erdoğan hisli bir konuşma yapmıştı:
“Bizleeeer ışıl ışıl aydınlanmış şehirlerde parlak vitrinlerin önünden geçerken, evlerimizde her türlü elektrikli aracı kullanırken hayatında hiç elektrik düğmesine basmamış insanlar var.
Bizleeeeer böyle bir manzaraya sırtını dönerek hayatını devam ettirenlerden asla olamayız. Dünya üzerindeki bu eşitsizliğe, bu adaletsizliğe karşı yürütülecek en önemli mücadele tasarruftur...”

*

Enerji Hanım’ı anmış olduk işte; yazının bundan sonrasının konumuzla hiiiiç ama hiiiiiiç ilgisi yoktur.
Atatürk Orman Çiftliği’ne yargıya, vicdana, akla aykırı olarak dikilen 1000 odalı “Ak-Saray”ın maliyetini öğrendik.
Maliye Bakanı “1 milyar 300 milyon TL (yaklaşık 610 milyon dolar)” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Kalitenin elbet bir bedeli olur. Maliyeti 500 milyon dolar” şeklinde bir nevi düzeltme şavulladı gündeme.

*

Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış; CHP’li Umut Oran’ın soru önergesine bakarsak daha çok çene düşürür, kilitler, açık bırakır bu Yeni Türkiye heyulası.
Oran sordu:
“Her türlü ısıtma-soğutma sistemleri, iç ve dış aydınlatma gibi faktörleri birlikte düşünülerek, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) resmi daireler için geçerli kılınan ticarethane tarifesi üzerinden hesaplama yapıldığında aylık olarak yaklaşık 700 milyar lira elektrik faturası mı ödenecektir? Cumhurbaşkanlığı Sarayı için yıllık 8.5 trilyon lira elektrik faturasını kim ödeyecek?”
Hesaba göre 7’den 77’ye hepimiz ayda 1’er kuruş uçlanırsak, fatura halloluyormuş.
Yılda adam başı 12 kuruşun lafı mı olur; reyize helal olsun!!!

*

Enerji Hanım ne der bu ışıl ışıl Saray için?
“Hiç elektrik düğmesine basmamış insanlar” nasıl içlenir acaba bu enerji süpürgesine?
Dünyanın diline “Şişik ego anıtı” olarak dolanan ve dalga geçilen bu Saray “bari” kendi enerjisini üretecek (güneş panelleri vb.) çevre dostu bir akıllı bina olsaydı da, öyle konuşulsaydı demenin faydası olur mu bu saatten sonra?

*

Neyse ya elektrikli hallerine kurban olduğum memleketimin canım vatandaşı...
Üzülme, Enerji Hanım da üzülmesin.
Yeni enerji kaynaklarımız yolda.
Dün Çiğdem Toker yazdı Cumhuriyet’te.
Antalya’dan Rize’ye, Şanlıurfa’dan Balıkesir’e 70 cennet parçası için daha “torba kamulaştırma” geliyormuş.
O bereketli topraklardan, ırmaklardan, bakmaya kıyamayacağımız güzellikteki 70 bölgeden Ak-Saray’ın elektriği canına okuya okuya çıkar.
Biz de ampullerine bakıp hayır duası okuruz bozkır heyulasının!
Ne mutlu sarayım var diyene!