Barıştır bizi TOMA

AHMET Davutoğlu “Yakılan her TOMA’nın yerine beş TOMA, on TOMA alınacak” dedi.

Haberin Devamı

Dün Cumhuriyet’teki sütununda Çiğdem Toker TOMA’nın maliyet hesabını çok net bir şekilde aktarıyordu.
Eski AKP’li vekil İsmail Katmerci, ürettiği TOMA’ları tanesi 332 bin TL’den satmıştı devletimize.
Toker, ihale süreci gizli yürütülen başka TOMA alımlarında rakamın araç başına 250 bin Euro’ya kadar çıktığını da belirtiyordu.
TOMA tutan parmağını yalasın, eyvallah...

*

Vandalizm hiçbir şekilde savunulması mümkün olmayan bir “sosyal arıza...”
Cana, mala, huzura yönelik saldırılara karşı emniyetin tedbir alması, hukukla kendisine tanınan yetkiler çerçevesinde müdahale etmesi de tartışılmayacak şekilde doğru bir hareket tarzı.
Ancak burada altı çizilecek, arkasında durulacak kavram “hukukla tanınan yetki...”
Cümle içinde kullanınca havalı duran “Yeni Türkiye”, emniyet güçlerinin yetkisini arttırmaya hazırlanıyor.
Halihazırdaki yetkilerini nasıl kullandığına, işlediği apaçık cinayetten nasıl kurtulduğuna, hatta mahkemeye bile çıkmadığına şahidiz polisin.

*

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı başta olmak üzere otoritenin yetkili ağızlarının “Misliyle karşılık” havasında çalıp oynadıkları bir ortamda konuşulan yeni yetkilerin “toplumsal barış ve kardeşlik ortamına” olumlu katkı sağlayacağını düşünmek için saf olmak bile yeterli gözükmüyor.
“AB standardı” gevelemesi eşliğinde savunulan “genişletilmiş yetkilerin” getireceği sistem, adını tam koyalım “polis devleti” yaratmaktır.
Gezi günlerinde polisin orantısız şiddeti neticesinde genç insanlar ölürken “Emri ben verdim” diyen zihniyete bağımlı bir “makul şüphe” anlayışı ne kadar makul olabilir?
Efendim, Almanya’da polisin ne yetkisi varsa bizim çocuklara da onu vereceğiz” demek yürek ferahlatıcı mı?
Alman polisinin yetkileri zaten tartışmalı; Almanya’da görev yapan haberciler sayısız dava açıldığını belirtiyor bu yetki hakkında.

*

Hükümetin şu anda pişirdiği yeni yetki aşı servis edildiği anda özgürlükler alanında ayağımıza bağlı olan pranga “birkaç tık” daha sıkılmış olacak.
Devletin, iktidardaki zihniyetin kendi özgürlük alanını genişletmek adına toplumsal özgürlükleri kısıtlamasını “Yeni Türkiye” diye yutturmak bugün için mümkün olsa bile sürdürülebilir bir zihniyet olmadığı kesin.
Arama, mal varlığına el koyma ve dinleme alanında yetkileri genişleten ve muğlak bir “makul şüphe” kılıfıyla devreye sokan iktidarın “Yeni Türkiye”sinin cilası bu kadar hızlı dökülüyor işte.
Bu zihniyete göre toplumu TOMA’lar barıştıracak.
Yeni Türkiye’ye hayırlı olsun.

Yazarın Tüm Yazıları