Ankara’da yoktur dayın Mamudo kurban niye doğdun

Haberin Devamı

- I -

KIYMETLİ okur...
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nda “kadrolu uzman” olarak göreve başlamak için ne gibi özelliklere sahip olmak gerekir?
KPSS’de yüksek puan almak?..
Nükleer enerji alanında eğitim görmüş olmak?..
Eğer böyle makul sorular soracaksanız işimiz zor sizinle; kestirmeden cevap vereyim bitsin gitsin:
Beşir Atalay’ın kızının arkadaşı olmak ve önce bakanlıkta müşavirliğe, sonra TAEK’e atanmak yeterli olabilir.
KPSS’ye girmeden Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda memurluk için Efkan Ala’nın kız kardeşi olmanın...
Yine KPSS’ye girmeden Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda uzmanlık pozisyonu için İsmet Yılmaz’ın ağabeyinin bacanağı olmanın...
KPSS’yi kaybetmesine rağmen kamu kurumlarında müşavirlik için Sadık Yakut’un oğlu olmanın yeteceği gibi...
Örnekler uzatılabilir; CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, düzenlediği basın toplantısında uzun bir liste verdi zaten.
KPSS’de derece yapmak yerine, hak etmek yerine akrabalık bağının yeterli olduğuna dair pek çok örnek sundu.

- II -

Akraba kayırmacılığı AKP iktidarının keşfettiği bir hadise değil.
Adına “nepotizm” denir. 17’inci yüzyıl sonlarına kadar Katolik kilisesinde yüksek mevkilerde oturanlar akrabalarının önünü açarmış ki, aralarında Papa olan bile çıkmış!
Latince “nepos” (İngilizce nephew), dilimizde “yeğen” anlamına geliyor; “nepotizm” oradan türetme, yani “yeğencilik” diyebiliriz!
Bizim memlekette “dayıcılık” dersek daha iyi anlaşılabilir! Herhangi bir arama motoruna “Ankara’da varsa dayın işin hazır” yazdığınızda yüz binlerce sonuç çıkıyor mesela!
Kayınço ol, yenge ol, kuzen ol, sütkardeşin bibisinin bakkalının emmisi ol iş bulabilirsin ama sınavla filan zor bu işler...

- III -

Âşık Mahzuni Şerif çok büyük bir sanatçıydı.
12 yıl önce kaybettiğimiz ozan, ciltlerce kitaba zor sığacak toplumsal meseleleri bir türküyle özetlerdi.
Yolu Mahzuni Şerif’in memleketi Kahramanmaraş’a düşen siyasetçiler türkülerinden ne kadar feyz almıştır takdiri size bırakayım ama Tayyip Erdoğan’dan Deniz Baykal’a hepsi mitinglerde sözlerine sığınmıştır.
“Garip gureba, fakir fukara” söylemiyle soslanan riyakârlık gösterilerinde favorileri şudur:
“Milletin sırtından doyan doyana/ Bunu gören yürek nasıl dayana/ Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana/ Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?”
Nur içinde yatsın, Âşık Mahzuni’nin “Mamudo” türküsü de muhteşemdir.
Ben de onu paylaşayım KPSS’de kazanıp hayatta kaybedenler için; günün anlam ve önemine uygun olarak:
“Kurban gelir payın yoktur/
Haftan yoktur, ayın yoktur/
Ankara’da dayın yoktur/
Mamudo, kurban niye doğdun?”

Yazarın Tüm Yazıları