Dostluğun şakası yoktur

Acılar da çeşit çeşittir. Kendiliğinden gelenleri vardır; görüne görüne...

Haberin Devamı

Ağır ağır gelenleri vardır; birden, ansızın gelenleri; yaz yağmuru gibi, sağanak şeklinde peş peşe gelenleri vardır.
Somut acılar, keskin sancılar vardır, acı çekersin; ilaçlarla dindirmeye çalışırsın.
Soyut acılar vardır; çok sevdiğin, en sevdiğin yakınının, dostunun ölüm haberi gelir birden. Sarsılırsın.
Her şey olağan akışında giderken, birden kararır dünyan; anlamsız, boş, hatta eziyete dönüşür yaşamak.
Hepsi ateştir, “düştüğü yeri yakar”.
*
İnsanoğlu dayanıklıdır, zaman da ilacıdır acıların.
Kanayan bir yara gibi önce hafifler acılar, sonra da derinden, içten içe varlığını sürdüren ama hayatın akışına da izin veren, yürekte kalmış bir ağırlığa dönüşür. Küt bir ağırlığa.
Belki eskisi gibi olamazsın, içindeki ferahlığa, esenliğe bir türlü kavuşamazsın bir daha ama, yine şakalaşır, güler, geleceğe ilişkin hesaplar yaparsın. Kabullenirsin.
*
Acılar, anıya dönüşür bir gün; eninde sonunda dönüşür.
Yük, tüm ağırlığıyla durur sırtında ama kabullenirsin, taşımaya çalışmaya, onunla yaşamaya alışırsın.
Dışardan görünmez belki, kimseler anlamaz kalbinin yükünü ama “içerlerde bir yerlerde”, sana ait, senin olmuş bir acı, seninle birlikte gezer durur.
Gülerken de yanındadır, ağlarken de.
En hırslı zamanlarında bile arada bir yoklar, çekiştirir eteklerinden.
*
Bir de ihanetin acısı vardır; bu, ötekilere benzemez.
Ötekiler gittikçe körelir; dost acısı, ihanet acısı ise gittikçe büyür.
Zaman, öteki acıların ilacıyken, ihanet acısının körükleyicisidir.
Gittikçe derinleşir, uykularına, içindeki hücrelere sirayet eder. Gittikçe, nefret, intikam, hırs, zarar verme duygularını kaşır durur.
Öteki acılar olgunlaştırır insanı, ayağını yere bastırır; hırslarını, geleceğe ilişkin canhıraş uğraşılarını normale dönüştürür. Hatta kibrini, kendini yüksek görme duygularını törpüler.
Ama dost bildiğin, sonuna kadar güvendiğin birinden gelen ihanet acısı tahrik edicidir, dizginlenmesi oldukça zordur.
Şayet atlatacak kadar güçlü bir iradeye sahip değilsen, seni esir alır bu acı; iş yapamaz hâle getirir.
*
Geleceğe dair planlarınla, sözcüklerinle, davranışlarınla, güven duyarak teslim olduğun birinin seni satması, “çırılçıplak” ortada bırakması kadar büyük ve kalıcı bir acı olamaz.
*
Öteki acılar için “Allah’tan geldi, ne yapalım.” dersin. Katlanırsın.
*
“Dost kazığına” katlanmak zordur.
Sadece katlanıyor gibi görünebilirsin. Hatta karşılaştığında, sana yaptıklarına birtakım cılız kılıflar uydurarak kendini savunduğunda, kaçırdığı gözlerine bakarak gülümseyebilirsin de.
Öteki acılar anıya dönüşür bir gün, dost kazığının acısı ise aklından hiç çıkmayan kara sevdaya.
*
İhanet görmek bir tarafa, dostun gülüne bile katlanamaz insan.
Dostluğun şakası yoktur!

Yazarın Tüm Yazıları