Yatırımcı istikrarlı demokrasi istiyor

Türkiye’ye yatırım yapan ya da yapmak isteyen şirketler durumu yerinde görmek için danışman gönderdi. Dünyanın en büyük şirketlerinin çalıştığı FTI Consulting’in üst düzey yöneticisi Jon Aaron yabancıların iki şey merak ettiğini söylüyor: “Türkiye’ye gitmek güvenli mi? İstikrarlı demokrasi sürüyor, işler normal yürüyor mu?”

Haberin Devamı

Türkiye, 15 Temmuz’da karşı karşıya kaldığı acımasız darbe girişimini dünyaya anlatmak için çaba harcıyor. Çeşitli özel ve kamu kurumları Batı gazetelerine reklamlar veriyor, lobi firmaları ile anlaşmalar yapılıyor. Ancak karşısında öyle ciddi bir karşı lobi var ki, yaşananları ne Batı’ya ne de ABD’ye doğru biçimde anlatabilmek kolay. FTI Consulting, dünyanın büyük stratejik danışmanlık şirketlerinden biri. Merkezi Londra’da. Fortune 500’de yer alan dünyanın en büyük 100 şirketinden 48’i, HSBC gibi büyük bankalar ve dünyanın ilk 100 hukuk firmasından 92’si FTI ile çalışıyor.


Türkiye’den de TÜSİAD, Akbank, Denizbank, Eczacıbaşı gibi kurum ve şirketler de FTI’ın danışanları arasında. Geçen aylarda Image Grubu ile stratejik işbirliği yaparak Türkiye’ye gelen FTI, 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra da Uluslararası Yatırım Ajansı ile çalışmaya başladı.

 

Haberin Devamı

İSTANBUL’A GELDİ

 

FTI’ın üst yönetiminden Jon Aarons, yabancı müşterilerinin isteği üzerine İstanbul’a geldi. Türkiye’de neler yaşanıyor, onlar adına görmek istedi. Bir araya geldik, izlenimlerini ve kendisini dünyaya doğru anlatmak isteyen Türkiye’nin neler yapması gerektiğini konuştuk.

 

Aaron, Türkiye’ye gelirken yatırım yapmış olan ya da yapmayı düşünen yabancıların kendisinden şu iki soruya yanıt aramasını istediğini söylüyor:

 

“Türkiye’ye gitmek güvenli mi? İşler normal yürüyor mu?”

 

YATIRIM İÇİN CAZİP

 

Aaarons, birçok kez Türkiye’ye gelmiş. Darbeden sonra ise ilk gelişi. ABD ve Avrupa’da Türkiye’nin hala iyi tanınmadığını dile getirerek, “Türkiye krizde bile yüzde 4 büyüyen bir ülke. 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Genç ve tüketim yapan bir nüfusu var. Bunlar yatırım için en önemli unsurlar. Yabancıların yatırım isteği bu nedenle devam ediyor” diyor.

 

Haberin Devamı


İLK TEPKİ ENDİŞE

 


Aaron’a 15 Temmuz darbesinin bu şirketlerde nasıl algılandığını soruyorum. O günlerde pek çok ülkeye seyahat etmiş. Aaron, “İlk tepki endişeydi. Yabancı yatırımcıların böyle aykırı durumlarda önce kafası karışıyor. Dünyanın en fazla görmek istediği şey istikrarlı bir demokrasi. Çünkü Türkiye uzun yıllardır bir NATO ülkesi ve jeopolitik olarak da çok önemli bir ülke” diyor.

 


Aaron, Türkiye’nin artık yabancı yatırımcılara ve turistlere yönelik pozitif mesajlara odaklanması gerektiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

 

“Güvenlik bir endişe konusu. Mesela ben gelirken korkmadım ama eşim biraz korkuyor. Ciddi bir mesele tabii. Yabancılar gelmekten çekiniyor. Hükümetin yabancılara buranın güvenli bir ülke olduğu mesajını iletmesi gerekiyor. Yabancılar artık darbeyi duymak istemiyor. Şu anda her şeyin güvende olduğunu duymak istiyorlar. ABD’li ve Avrupalı yatırımcılar çok daha dikkatliler şu anda. Türkiye’nin de yabancı yatırıma ihtiyacı var.” Aaron, ülkesine dün döndü. Yatırımcıların cevabını merak ettiği sorulara ne yanıt vereceğini ve izlenimlerini ise şöyle açıkladı: “İzlenimlerimin güçlü olarak olumlu olduğunu söyleyeceğim. Gitmek güvenli mi diyenlere evet diyeceğim. Hava çok güzel, her şey eskisi gibi diyeceğim.”

 

Haberin Devamı

DÜĞÜNLER DE KAÇIYOR


YIL 2011. Dünyada Türk dizileri rüzgarı esiyor. Eskiden ABD, İtalya, Fransa gibi ülkelerin tercih edildiği düğün sektöründe İstanbul ve Antalya moda. Dünyanın 5’inci zengini çelik devi Arcelor Mittal’ın sahibi Lakshmi Mittal’in yeğeni de Hint geleneklerine göre üç gün süren muhteşem bir düğünle İstanbul’da evleniyor. 2011’de bir yıl içinde Türkiye’de planlanan düğünlerin sayısı 350.

 

Dünyada 100 milyar dolara yakın bir paranın döndüğü düğün turizminde Türkiye’nin cazibesi 2015’e kadar sürdü. Ancak geçen yıldan itibaren işler tersine dönmeye başladı. Önce güvenlik sorunları nedeniyle düşen turizm, ardından gelen 15 Temmuz’daki başarısız darbe, yabancı düğünleri de vurdu.
Öğrendiğime göre düğün turizmde en çok talep alan Çırağan, Four Season ve Esma Sultan Yalısı’nda ciddi iptaller başlamış.

 

Haberin Devamı

Düğün turizminin yeni merkezlerinin ise Dubai, Abu Dabi olduğu söyleniyor. Ne yazık ki durum gelecek sene için de pek parlak görünmüyor. Bu aylarda gelecek senenin rezervasyonları yapılırmış. Henüz gelecek yıl için hiçbir düğün rezervasyonu yapılmamış.
Yani bu sektörün mutlu günleri bitti, bitiyor...

 

GİDECEK BAŞKA YERİMİZ YOK YATIRIMLARA DEVAM!



ÇENGELKÖY esnafı 15 Temmuz’un haftasında bir mektup ve bir paket çikolata aldı. Çikolatanın markası Vakko’ydu, mektup da bölgede oturan komşuları Cem Hakko’dan geliyordu. Mektupta bölgedeki esnafın 15 Temmuz gecesi sokaklara çıkması, darbeye karşı canlarını ortaya koyması nedeniyle teşekkür yer alıyordu.

 

Haberin Devamı


Tek tek tüm esnafın isimlerini alarak mektubu yazan Cem Hakko’yu aradım. Hakko, esnafın darbeye karşı cesur davranışına müteşekkir olduğunu söylüyor. Bu duygularını bir mektupla iletmek isteğini anlatıyor.

 

“Gün birleşme günü. Beraber yaşıyoruz. Çocuklarımız burada doğdu, büyüyor” diyor. Babası Vitali Hakko’nun “Türkiye bizim tek ülkemiz. Ayaklarını sıkı bas. Gidecek başka bir yerimiz yok. Burada doğduk, askerliğimizi burada yaptık, vergimizi burada ödüyoruz, burada öleceğiz” sözlerini hatırlatıyor.
Hakko, Türkiye’nin geleceği için yatırımlara devam ettiklerini ve bundan sonra da devam edeceklerini söylüyor.

 


Önümüzdeki günlerde ise ilginç yatırımlar gündemde. Hakko, eylül ayı sonu ya da Ekim ayı başında İstanbul Akmerkez’de PetiFour isimli bir patiseri açacaklarını anlatıyor. Vakko böylece lüks gelir grubuna hitap eden rakipleri gibi yeme içme sektörüne giriyor.

 

Kahve fincanlarıyla adım attığı içecek konusunda sırada çay var. Vakko bir de çay çıkaracak. Cem Hakko, marka adını Vakko Tea Atelier olarak belirlediklerini söylüyor. Bu grupta sadece siyah değil çok değişik çaylar yer alacak.

 

Türkiye’de gerçekten hayatın normalleşmesi gerekiyor. Bu tür girişimler biraz moral düzeltiyor.

 

SADECE REKLAM  YETERLİ OLMAZ

 

JON Aaron, Türkiye’nin yaşadığı darbeden sonra kendisini dış dünyaya anlatmak için aldığı önlemleri; attığı adımları ise bir iletişimci gözüyle şöyle yorumluyor: 

 

Türkiye konumunu anlatmak için aslında birçok şeyi doğru yapıyor. Ancak başka ülkelerde olduğu gibi böyle zamanlarda reklama çok para yatırmak gibi bir eğilim vardır.

 

Reklam vermek doğrudur ancak daha büyük stratejinin parçasıysa. Türkiye’nin anlatması gereken basit bir hikaye değil. Çok daha komplike.

 

Yabancı yatırımcılar, batı ekonomisinin temsilcileri daha iyi bilgi sahibi olmak istiyorlar ama bu bilgileri reklamdan elde edemezler.

 

En etki sahibi gazetecilerle etkileşim kurmak, önde gelen Türk işadamlarının, yabancı yatırımcıların dahil olması gerekiyor bu hikaye anlatma sürecine.
The Coca-Cola Company CEO’su Muhtar Kent gibi uluslararası isimlerin, iş dünyasının temsilcileri olarak devrede olması gerekli.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları