Yüreği kocaman bir kadının ardından...

Konservatuvar sınavındaki orta yaşlı, hafif toplu jüri üyesi, karşısındaki heyecandan eli ayağına dolanmış genç kıza meraklı bir ses tonuyla “Sen kimden ders aldın?” diye sordu.

Haberin Devamı

Kız ürkek bir şekilde “Kimseden” diye cevap verdi. Müzikle ilgili bildiği her şeyi çocukken evdekiler yattıktan sonra kulağını dayayarak caz dinlediği cızırtılı radyodan öğrenmişti. Ama sesi gerçekten çok güzeldi. Hatta bu yüzden Robert Kolej’deki hocası Faruk Nafız Çamlıbel ona ‘kolejin sesi’ lakabını takmıştı. Kalemine de çok güveniyordu, daha 12-13 yaşında yazdıkları bile dikkat çekecek kadar güçlüydü.

ROBERT KOLEJ’İN PAYLAŞILAMAYAN KIZI

Koleji bitirip konservatuvara yeni başlamıştı ki, karşısına hayatını tamamıyla değiştirecek ‘kişi’ çıktı. Kolejin en sükseli ve paylaşılamayan kızı, o adam için hiç düşünmeden okulunu bıraktı. Arkadaşları arasında ilk evlenen de, ilk çocuk doğuran da o olmuştu. Türk filmlerine konu olabilecek bir aşktı yaşadıkları... Görenler gıptayla bakıyor, gözlerinden okunan mutluluklarının bir ömür boyu bozulmaması için dua ediyorlardı. Ama ne yazık ki, oğulları Ahmet’in doğumundan sonra evlilikleri yürümedi. Bu yol ayrımının en büyük nedeni, kocasının yakışıklılığından dolayı yaşanan kıskançlık krizleriydi...

Haberin Devamı

Yüreği kocaman bir kadının ardından...

ÖYLE BİR AŞKTI Kİ ONU NİKÂH MASASINDAN KALDIRDI

İkilinin arasına giren ayrılık, birbirlerini unutturmaya yetmemişti. Ancak genç kadın içindeki öfkeye yenilmiş, intikam hırsıyla başka biriyle nikâh masasına oturmaya karar vermişti. Bunu duyan bizim yakışıklı, hemen ayrıldığı aşkını aramış ve onu başkasıyla oturduğu nikâh masasından kaldırarak yeniden evlenmeye ikna etmişti. İşte öylesine tutkulu, böylesine büyüktü onların aşkı...

Ama mutluluğun ikinci yarısı da bekledikleri gibi olmadı. Küçük oğulları Celal’in dünyaya gelmesinin ardından genç kadının ‘kalbinden geçen en son yolcu’ yine gitmeye karar vermişti. 18 yıl sonra gelen ayrılık, kadını ciddi bir depresyona soktu. Dostları ve çocukları hep yanındaydı ama bu ona yetmiyordu.

Yüreği kocaman bir kadının ardından...

TANJU OKAN’IN GETİRDİĞİ PLAKLA HAYATI DEĞİŞTİ

Bir gece yakın dostu Tanju Okan, elinde bir plakla onu ziyarete geldi. Ayrılığın acısını üzerinden atamayan kadın, o anın bundan sonraki hayatını değiştireceğinden henüz bihaberdi. Frank Sinatra’nın sesinden “Strangers in the Night”ı dinlettikten sonra Okan, “Abla sen bu şarkıya Türkçe söz yazabilir misin?” diye sordu. Kaleminden dökülen ilk sözler “İki Yabancı”ydı... Babasının “40’ından sonra saz çalınmaz, ikindiden sonra dükkan açılmaz” lafına inat o günden sonra söz yazmaya başlamıştı. Yaşadığı büyük aşk ilk kez o şarkıyla dile geliyordu...

İşte o kadın, Fikret Şeneş’ten başkası değildi. Şarkılarında babam Bedii Çapa ile yaşadığı büyük aşkı anlatacak, ona bu sözleri yazdıran kişiyi “Bir Günah Gibi” saklayacaktı. Ve tutkuyla, nefretle, aşkla, yalnızlıkla, acıyla, kahkahayla, gözyaşıyla örülü, dolu dolu yaşanmış hayatı hiçbir zaman unutulmayacaktı.

O GECE BİZİMLEYDİ

Unutmadık da... 9 Mart, Fiko’nun doğum günüydü... Onsuz ilk yaş gününde, tıpkı onun isteyeceği gibi özenle hazırlanan geceyi Sedef İybar ve Hakan Eren organize etmişti. Mekândan içeriye girdiğimde barkovizyonda, Fiko’nun fotoğrafının yanında “Yarın güneş doğmadan belki gitmiş olacağım buradan” yazıyordu ama eminim ki o gece dostlarıyla kendi şarkılarını söylemek için o da bizimleydi.

Haberin Devamı

Yüreği kocaman bir kadının ardından...

ÜVEY ANNEMİN DOĞUM GÜNÜNE ANNEMLE GİTTİM

Kolumda annem Gürnar Sultan ile bara doğru ilerlerken Gönül Yazar’a rastladım. Yani üvey annemin doğum gününe, babamın 6. eşi annemle gidip, bir başka üvey annemle karşılaşmıştım. Bu sırada cemiyet hayatının tanınmış simalarından birinin yaptığı dedikodu kulağıma ilişti. “Celal bu dünyada tanıdığım en iyi adam. Baksana annesiyle babasının yuvasını yıkan Gönül Yazar’ı bile böylesine özel bir geceye davet etmiş” diyordu o ses. Ama Celal araya girip “Bırakın bunları, bizi üzecek hiçbir hatıra bu geceye yakışmaz” diyerek konuyu kapattı... Benim abim hakikatten janti bir adamdı...

AİLEDEN SÜPERSTAR’A AMBARGO

Masaya oturduğumuzda tabakların üzerindeki CD’leri fark ettim. “Fikret Şeneş Şarkıları” yazan sticker’ını yırttığınızda altından Ajda Pekkan 83 albümü çıkıyordu. Hastalığı boyunca Fiko’yu ziyaret etmeyen Ajda, aileden işte böylesine vetoluydu. Kafalarda hiçbir soruya yer bırakmadan, konuyu olduğu gibi anlatıyorum...

Fikret Hanım’ın oğlu, gelini ve torunları, hastalığı sırasında onu arayıp sormayan Ajda’ya kırgınlıklarını; bu özel geceye davet etmeyerek gösterdiler... Ben bunları düşünürken her Fikret Şeneş doğum gününün solisti Jale mesaj verirmiş gibi ilk şarkısının nakaratını söylemeye başlamıştı, “Hoşgör sen affet gitsin aldırma, büyüklük sende kalsın sonunda...”

Haberin Devamı

Yüreği kocaman bir kadının ardından...

“KOCASI KOCAM OLDU AMA FİKO’YU ÇOK SEVERDİM’

Jale’den mikrofonu ilk devralan Gönül Yazar oldu. “Tamam, kocası daha sonra benim kocam oldu ama ben çok severdim Fikret Hanım’ı” diye başlayan hafif uzun konuşmasını Fiko’nun onun için yazdığı şarkıyla noktaladı; “Anladım yıllar sonra senden kopmuşum, mutlu günleri beklerken yorulmuşum.”

Yüreği kocaman bir kadının ardından...

Ardından Selami Şahin çıktı sahneye... 95 yılında The Marmara’da karşılaştığında Fiko’nun “Sen nasıl bir şarkı yazmışsın, resmen aşık oldum. Burada kulağıma fısıldar mısın?” dediği şarkıyı armağan etti eski dostuna; “Özledim teninin kokusunu özledim. Özledim sımsıcak nefesini özledim...”

Ajda’nın kendisi yoktu ama adı bol bol zikredildi gece boyunca. Özellikle Nilüfer, “Kimler Geldi Kimler Geçti”yi okurken; bu şarkı çıktığında 14 yaşında ve sıkı bir Ajda hayranı olduğunu anlattı. Bilmem ki o akşam Ajda da bir hoş muydu?..

Haberin Devamı

Yüreği kocaman bir kadının ardından...

Sahneden inince özlem gidermek için Melike Demirağ’ın yanına gidip “Hadi herkesi anladım da sen hiç Fikret Şeneş şarkısı söylemedin ki! Ne işin var burada?” diye sordum. Bilirsiniz densizliğim meşhurdur! “Ben Fikret Teyze’nin elinde büyüdüm, onun yeri apayrıdır” diye cevabımı aldım. Tam o sırada lafa abim girdi, “İzzet her şeyi bir yana bırak, Melike’yle ben birbirimizin ilk flörtüyüz. Sen bilmezsin, biz 13 yaşındayken çıkıyorduk” demesin mi!

Nilüfer, Selami Şahin, Melike Demirağ, Erol Evgin, Ersan Erdura, Semiha Yankı ve Gönül Yazar’ın sahne aldığı gecenin assolisti Demet Akbağ’dı. “Bu kadar efsanenin ardından şarkı okuyacak kadar şuursuz olduğumu düşünmüyorsunuzdur umarım” diyen Demet’in inadı, ilerleyen dakikalarda kırıldı ve başladı arka arkaya şarkılar patlatmaya...

Haberin Devamı

Yüreği kocaman bir kadının ardından...

CEYLAN’DAN BABAANNESİNE HEDİYE

Gecenin en büyük sürprizi ise Ceylan Çapa’dan geldi. Ceylan, Ajda’nın ilk söylediği Fikret Şeneş şarkısı olan “Sensiz Yıllarda”yı stüdyoya girip gayet de güzel seslendirmiş ve hazırladığı klibi babaannesine doğum günü hediyesi olarak göndermişti. Barkovizyondaki görüntüler sona erdiğinde, başta Ceylan olmak üzere birçok kişinin gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
Uzun lafın kısası bol bol şarkı söylenen, sohbetin ağızlarda hoş bir tat bıraktığı, her anı dolu dolu yaşanan bir gece olmuştu. Tıpkı Fikret Şeneş’in hayatı gibi...
Tekrar iyi ki doğdun, iyi ki varsın Fiko, seni hiç unutmayacağız!

Yazarın Tüm Yazıları