KADERİMİZ 4 GEZEGENDE

O, sosyal medyanın fenomen astrologlarından. Takipçileri, neredeyse onun burç yorumlarına bakmadan sokağa adım atmıyor.

Haberin Devamı

HAYDİ GEL OTURUP YILDIZLARDAN BAKALIM DÜNYADAKİ NESLİMİZE

Türkiye’nin kaderini ‘mahşerin dört atlısı’ belirleyecek!  

O, sosyal medyanın fenomen astrologlarından. Takipçileri,
neredeyse onun burç yorumlarına bakmadan sokağa adım atmıyor.
Global içecek firmalarından yerli moda şirketlerine kadar birçok marka onunla
işbirliği yapıyor. Posta’daki yazı dizileri ve Vogue’daki yazılarıyla adından sıkça söz ettiriyor.
Türkiye için çok önemli bu günde, astrolog Zeynep Turan’a “Haydi gel oturup yıldızlardan bakalım dünyadaki neslimize” dedim. Geçmişi ve geleceği, gezegenlerin verdiği işaretlerin diliyle yorumlamaya çalıştık. Zeynep, “mahşerin dört atlısı” Plüton, Uranüs, Neptün ve Satürn’ün penceresinden olan biteni anlattı. Bana da “Allah’ım sen ülkemi, gezegenimizi ve aklımı koru” demek kaldı.

Haberin Devamı

KADERİMİZ 4 GEZEGENDE

*Anlat bakalım gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yeryüzünde nelerin habercisi bugünlerde?
- Ohoo anlatacak neler var neler! 2008’in bitmesine yakın, gökyüzü bir sonun başlangıcına start verdi...

*Hah, şahane başladık Zeynep! Ne demek bu şimdi?

- Bu değişim “mahşerin dört atlısı” olarak tanınan gezegenlerden ilki Plüton’un devreye girmesiyle başladı. Karanlık işleri yöneten gelenekçi kolektif bu gezegen, zaten varlığını da resmi olarak ispatlamayı o tarihlerden sonra kafaya koymuştu.

*Bu Plüton’la aynı liseden mezunsunuz galiba...

- (Gülüyor) Gel istersen önce Plüton’un etkisiyle 2008’in sonundan beri dünyada gerçekleşen olayları hatırlayalım ve kendisi dost mu düşman mı ona okuyanlar karar versin.

*Neler yapmış bakalım bizim huysuz gezegen?

- ABD Başkanı Barack Obama’nın göreve gelmesinin ardından 2 Temmuz 2009’da Amerikan güçlerinin Afganistan’da Taliban’a karşı ilk büyük saldırısı “Hançer Operasyonu” Helmand’da başladı. Hemen iki gün sonra 4 Temmuz 2009’da, Kuzey Kore 24 saatte yedi kez füze denemesinde bulundu. Temmuz’un 6’sında da, Güneş’te son bir yılın en büyük patlaması tespit edildi.

MAYALAR BOŞUNA 2012’Yİ DÜNYANIN SONU OLARAK GÖSTERMEDİ

*Bütün bunların sebebi gökyüzünde mi gizli?
- Plüton, bilinmeyeni çok sert bir şekilde ortalığa çıkarıp, tüm tabuları kökten değiştirmeyi hedefliyordu. Bir bakıma atın ayak sesleri uzaktan duyulmaya başlamıştı ve tehlikenin geldiğini haber veriyordu. Dünya devleri arasında oluşan bu eş zamanlı hamlelerin altında hep Plüton’un yok edici ruhu ve planları yatmaktaydı.

*“Sen neymişsin be Plüton” demeden duramayacağım! Neymiş peki hain bu planlar?

- Oğlak burcunda hareket eden ve tüm gelenekleri alaşağı etmeyi hedefleyen Plüton, değişimi ve teknolojiyi temsil eden Uranüs ile birlikte 2018’e kadar topluluklara kafa tutmaya karar verdi. Bu da insanlık tarihinin en entrikalı yıllarının geldiğinin işaretiydi. Bu sinyaller Mayalar tarafından bile görülmüş olmalı ki; 2012 yılının sonuna dikkat çekmişlerdi.

*Bu, sonun başlangıcını mı yoksa sonuçlarına katlanılması gereken zamanları mı işaret ediyor?

- Bu konu tarih bilimcilerin bile dikkatinden kaçmamış. Ancak onlar bile bir yerden sonra zaman hesaplamaları yerine sonuçları öngörüleriyle geleceğe not düşmeyi tercih etmişler ve durumu bir sonraki nesillere bırakmışlar. Akıllardaki ortak sorulardan biri; “gelişmiş ülkelerin rezervleri!”

*Bu bir çeşit teknoloji ve geleneksel yapının savaşı değil miydi?

- Gel istersen konuyu yine gökyüzü diliyle anlatayım.

*Anlayacağımız dilde anlatsan daha iyi olur...

- (Gülüyor) Olanlara gökyüzünün ekranından bakmak aslında çok da zor değil. Dünyadaki süper güçlerin, planlarını akılları zorlayan bir matematikle nasıl yürüttüklerini birlikte göreceğiz. İlk olarak şunu belirteyim, inovasyon ve teknoloji devrimlerinin devam edeceğinden hiç şüphen olmasın. Aslan Burcu Obama’nın bir masalın kahramanı olma çabasından Çin’in ekonomik kan kaybının devam etmesine kadar pek çok sinyal, az önce bahsettiğim tarihlerde hissedilmişti. Dünya ekonomisi bu sinyalleri alıp, farklı açılımlara geçmiş olamaz mı?

*Onu anladık da, peki Ortadoğu bu sinyallerden nasibini almadı mı?
- Almaz olur mu? Ortadoğu dediğimiz yer aslında tüm kaynakların ve dinlerin kalbi! Ancak göklere varan surlarının yıkılabileceğini kabul etmiyorlar.

ORTADOĞU KENDİ KAHRAMANLIK HİKAYELERİYLE BESLENMEKTEN VAZGEÇTİ

*Kalp atışındaki değişiklikler neler?
- Ortadoğu kendi kahramanlık hikayeleriyle beslenmekten 2002-2003 yılında vazgeçti. Kendi sisteminin eksiklerini çok iyi bilen uyanıkların katkıları ile ateşlenen fitil, Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçmesini kolaylaştırdı. Bir nevi dünya devlerinin ekmeklerine yağ sürmeyi araç olarak seçtiler. O dönemin Amerikan Başkanı George W. Bush şahsına münhasır bir şekilde ülke yönetiminden çekilirken, yürürlüğe konan plan hiç değişmedi. 11 Eylül saldırısı ile de dikkatler dağılınca, bu proje için ellerinde geçerli sebepleri oldu. Bu tamamen komplo teorileri ile yönetilen, aslında o dönemin planlanan oyununun ilk sahnesiydi. Ne yazık ki bedelini ödeyenler ise günahsız insanlar oldu. Asıl amaç Afganistan ve Taliban’ı yok etmekti.

*Sence dertleri kendi yazdıkları senaryonun intikamını almak mı yoksa yeni dünya sınırlarını çizmek miydi?

- Bunu zaman cevaplayacaktı. O zaman geldi ve tüm dünya ekranlarında sahnelenmeye başlandı. 2011 yılında gökyüzü oluşumlarının yıkıcı göstergesi Plüton tarafından tek tek deşifre edilmeye başlanınca, işlerin bir parça da olsa yoluna girdiğini düşündüler. Tek fedakârlıklarını halka hazmettirmeye çalışırken, kendileri Ortadoğu projesinin pimini çekmek ile meşgul olacaktı ve oldular da!

*Peki, 2011’de bu ekrandan başka neler seyrettik?

- Gel istersen bunları madde madde sıralayalım...
4 Ocak 2011’de gökyüzünde parçalı Güneş Tutulması gerçekleşip Plüton-Uranüs karesi yaşandı. Gelenekçi ve yok edici Plüton ile asi ruhlu delikanlı Uranüs birbirine meydan okurken, ilk çıkar kavgasına da o gün düştü.
1 Temmuz 2012’de parçalı Güneş Tutulması gerçekleşti.

Peki, bunların dünyaya yansımaları nasıl oldu?
11 Şubat 2011’de Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek görevinden istifa ederek yetkilerini orduya devrettiğini açıkladı.
15 Mart 2011’de Suriye’de iç savaş başladı.
19 Mart 2011’de Libya’da Kaddafi güçlerine karşı bombardıman başlatıldı. İlk hedef, Fransa’ya ait bir savaş uçağı tarafından vuruldu.
2 Mayıs 2011’de Usame bin Ladin, Pakistan’ın Abbottabad şehrinde Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetleri tarafından öldürüldü.
22 Ağustos 2011’de Muammer Kaddafi devrildi ve 20 Ekim 2011’de linç edilerek öldürüldü.
15 Aralık 2011’de Amerikan ordusu Irak’tan çekildi ve Irak savaşı resmen sona erdi.
Bak bu anlattıklarımı yabana atma. Yüzeysel magazin haberlerinden değil dünya tarihini değiştiren olaylardan bahsediyorum.

Haberin Devamı

KADERİMİZ 4 GEZEGENDE


BARZANİ’NİN YILDIZINI NEPTÜN PARLATTI

*Mahşerin iki atlısı yeterince ortalığı karıştırdı. Peki üçüncü atlı hangisi?
- Neptün! Aslında bu puslu gezegen 2011 Nisan’ında Balık Burcu’na taşınmıştı. Kendi seyrinde ilerlerken iki ay sonra geri gitmeye başlayınca da olanlar oldu ve akan kaos programının yönünü değiştirdi. Çünkü Neptün, olayların içine olmadık hesaplar katabileceğini vurguluyordu. 3. atlı, öncü burçlarda hareket eden diğer gezegenlere kafa tutmaya başlayınca ya da şöyle söyleyeyim diğer gezegenlerden çok daha bağımsız hareket edeceğini ifşa edince gökyüzü, yeryüzüne yeni bir dönüşümün ilk izlerinin işaretini verdi. Ve Ortadoğulu bir ailenin liderlik vasıflı mirasçısı olan, dengeleri yöneten bir kişinin yıldızını parlattı.

*Kim bu Neptün’den torpilli lider?

- Barzani! 1946 doğumlu Barzani alternatifsiz liderlik vasfına resmiyet kazandırmak için Şubat 2011’de NATO tarafından verilen Atlantik Ödülü’ne layık görüldü. Aynı yıl ödülle birlikte verilmek istenen barış mesajı, 29 Mart 2011 günü dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Erbil’de bir araya gelinerek, bir nevi “elçiye zeval olmaz” şeklinde iletildi. Bu ülkemiz için de bir ilkti çünkü tarihte ilk defa, bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Erbil’i ziyarette bulunuyordu. Aynı dönemde başka etkenler de Türkiye’nin dünya gündemindeki yerini farklı açılardan belirlemesine neden oldu. Bir yandan Ortadoğu’daki siyasi duruşumuz sivrilirken, öte yandan kendi asli sorunlarımız çözümü gittikçe daha da zor bir denklem haline geliyordu.

*Nedir bu bahsettiğin diğer denklemeler?

- PKK’nın 1979 Kasım’ında Kürdistan İşçi Partisi ismiyle partileşmesinden bahsediyorum. Asıl değişimi 2011’de yaşamaya başlarken, gökyüzünün dönüşümünden payına düşeni fazlasıyla alanlardan biri oldu. Bütün dünyanın tanık olduğu, kandan beslenen bu örgüt, kendi içinde kan kaybetmeye başladı. Bu durumu kan kaybetme değil de; siyasileşme olarak göstererek yollarına devam ettiler. Bu esnada, Ortadoğu masalının kahramanı olmaya çalışan ABD’nin yaşadığı ekonomik krizin ardından PKK’nın örgütsel yapısı zayıfladığı için para kaynakları azaldı. Peki, gökyüzünün onlar için bir planı yok muydu? Vardı elbette...

*Bunları dinledikten sonra, mahşerin dördüncü atlısını sormaya korkuyorum inan artık...

- E tabii sıra, tüm dünyada tozu dumana katan dördüncü atlı Satürn’e geldi! Bu gezegen öğreten, zorlayan, hırpalayan bir gösterge! Artık gökyüzünün rotası belliydi...
Satürn, Ekim 2012’de Akrep’e geçiş yaptı. Bu rota bize çevrilince neler oldu? Ekim 2012’de TBMM Suriye gündemiyle olağanüstü toplanıp, hükümete Suriye’ye askeri operasyon yetkisi verdi. Bunun yanı sıra 11 Mayıs’ta Reyhanlı’daki patlama, hemen ardından da 28 Mayıs’ta Gezi Parkı olayları gerçekleşti.

Haberin Devamı


IŞİD ‘KANLI TAM AY TUTULMALARI’YLA VARLIĞINI İYİCE ORTAYA ÇIKARDI

*Mayaların kehanetindeki gibi belki dünya ölmedi ama insanlık yavaş yavaş ölüyor! 2012 tesadüf mü?
- Bu kadar eş zamanlı olaydan sonra hâlâ tesadüf olduğunu düşünüyor musun? Dünyanın sonu gelmedi ama dengeler tamamen değişti. 2009’da başlayan bu süreç, Mısır’daki katliam gibi 2013’le birlikte öngörülemeyen olayların gelişmesine yol açtı. Devrilen hükümetlerin, değişen rejimlerin ve silahlı çatışmaların ardından bastırılan isyanlar, büyük çaplı protestolar, küçük çapta gösteriler ve tüm yaşananlar, Arap dünyasını içine çekmeyi başardı. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını gökyüzü dünyaya gösterirken, bireysel ve kurumsal devlerin de bu duruma çözüm üretme konusundaki yaklaşımlarını bir alt yapıya oturttu. Değişmek isteyen Uranüs, gelenekçi Plüton’a meydan okudukça avuçlarını kaşıyan ganimet avcılarının ekmeğine yağ sürülüyordu.

*Kim bu ganimet avcıları?

- En başta IŞİD! Bu örgüt 2014’te yaşanan Kanlı Tam Ay Tutulmaları’yla varlığını iyice ortaya çıkardı. Aslında örgütün hareketlerini tarihsel olarak takip edersen, gökyüzü, tesadüflerin yeryüzünde olmadığına bir kez daha vurgu yapıyordu. Gökyüzünde “mahşerin dört atlısı” olarak adlandırdığımız gezegen olaylarının yeryüzüne yansımasını birebir yaşıyorduk.

*Büyük laf ediyorsun, sen onu geç de ganimet avcılarını anlatmaya devam et...

- 2004’te El-Kaide’ye katıldığını açıklayan, 2014’te ise ayrıldığı iddiasını ortaya atan IŞİD, bölgede farklı açılardan hem silahlı hem de siyasi imaj yarattı. Kendini Müslümanlar’ın “cihat ordusu” olarak tanımladı. Bu sırada PKK da kendini Kürtler’in ordusu ilan etti. IŞİD denilen yapı bir anda o kadar büyük bir kitleye hitap ederken, kendi paralarını ve kimyasal silahlarını üretmeye de başladı. Öyle ki 2014 ortalarında gökyüzünde kanlı Ay Tutulmaları yaşandığında sınırlarımızda IŞİD artık PKK’yı vuruyordu! Gelişmiş ülkeler ekonomik krizle uğraşırken, Irak Hükümeti istihbarat birimlerinin bir IŞİD ajanından edindiği bilgiye göre, örgütün iki milyar dolarlık finansal gücü olduğu ortaya atıldı. Bütün bağlarından kurtularak gelen bu örgüt, başka örgütlerin de önüne geçmeyi hedeflediğini net bir şekilde ifşa etti.

Haberin Devamı

DÜNYA DÖNÜYOR AMA BU SEFER YALANDAN DÖNMÜYOR

*Önümüzdeki süreçte Türkiye’yi neler bekliyor?
- Öncelikle, Türkiye’nin bugün yaşadığı seçim sonuçlarını bizden de çok Ortadoğu’nun merak ettiğini belirtmeliyim. Her ne kadar bizim için önemli olduğunu düşünsek bile, yarın sabahtan itibaren Ortadoğu’nun elinde uygulamaya geçireceği iki türlü planı olduğunu bilmeliyiz.
*Twitburc değil, Wikileaks mübarek! Söyle bakalım neymiş o planlar?
- Biz mi Ortadoğu’nun kaderini belirleyeceğiz yoksa Ortadoğu mu bizimkini belirleyecek! Bu sorunun cevabını 2016 Mart ayına kadar net bir şeklide alacağız. Çünkü o tarihte eşine az rastlanan dörtlü tutulmaya cila olacak bir tutulma daha gerçekleşecek. Bu da bize sınavlarımızın devam ettiğini gösteriyor. Dünya dönüyor. Ama bu sefer yalandan dönmüyor.
*Seçim sonucunu merak etmeyen yoktur herhâlde? Ama sonrasında bizi neler beklediği daha önemli!
- Gökyüzü 7 Haziran 2015 günündeki gibi karışık ve belirsiz olmadığı için, karşımıza çok daha net bir tablo çıkacak! Çünkü unutmayın bir kere şaşırdığımız şeye ikinci kez şaşırmayız. Burada altını çizmek istediğim konu şudur ki; belki bu röportaj yayınlandığında ya da kısa bir süre sonra yine sınır komşularımızı ilgilendiren can sıkıcı olaylar yaşanabilir. Aman dikkat; canımızın sıkılması bir tür uyarı mahiyetinde olabilir.
*Off yine neyin sinyali verilecek Allah aşkına!
- Komşularımız sadece kendi siyasi politikalarından dolayı dertli oldukları için değil de, onların düşmanları ile dostluk kurmamız konusunda bazı uyarılar vermek isteyebilirler. Çünkü Güneş dün Türkiye’nin güneş burcuyla kavuştu! Bu da hiç olmadık tarihi olayların perdesinin aralanacağını vurguluyor.
*Aralasana bize de azıcık şu perdeyi...
- Burada büyük planın içinde dönen olayların asıl bedelini ödeyenlerden biri Selahattin Demirtaş olabilir, çünkü o bir Koç Burcu! Ne yardan ne serden geçen Demirtaş, partinin kurulduğu tarih olan 15 Ekim 2012’den sonraki dönemlerde, parti içindeki yükselişini ‘Eş Başkan’ olarak belirlemiş olmasına rağmen arada kaldığı birçok parti içi olay yaşadığı gibi, 2015’in son günlerine kadar parti içindeki değişim ile de gündemde yerini alabilir.
*Gidişat, karar mekaniz-malarını etkileyecek mi?
- 27 Ekim 2015 tarihinde gerçekleşen Boğa burcundaki Dolunay, Türkiye’nin 7. eviyle etkili oldu.

Haberin Devamı

KADERİMİZ 4 GEZEGENDE


HDP ÇOK BÜYÜK DEĞİŞİMLERE GEBE

*Hoppalaaa yine geldik, en anlamadığım şu evler faslına...
- 7. ev, bireysel haritalarda evlilik evi, ülke haritalarında ortaklık ve anlaşma evidir. İlk rüzgâr burada hissedilecek. Bu durumda da birilerini kahraman ilan etmek için birilerini kurban etmeye kadar gidebilir. “Niye HDP böyle bir şey yapsın ki?” diyenler ise cevabı partiyi biraz yakından izlerlerse bulabilir. 28 Ekim’de Terazi Burcu’nda gerçekleşen Tam Ay Tutulması’ndan etkilenmiş oldukları çok açık. Bu demektir ki aslında HDP çok büyük değişimlere gebe...
*Peki seçimlerden koalisyon mu çıkar?
- Evet, çıkar! Gökyüzü puzzle gibidir ancak tüm parçalarına aynı anda bakmamız gerekir. AK Parti’nin son yıllarda neden bu kadar büyük kırılmalardan geçtiğini düşünebilirsiniz. Sebebi Satürnyen etkiler olarak yorumlayabiliriz. Satürnyen etkiler ne demek dersen... Seçimde istedikleri istikrarı yakalasalar da seçim öncesi yola çıkılanlarla birlikte devam etmeyeceklerinin altını çiziyor gökyüzü...
*Satürnyen etkiler nasıl bir kırılmaya neden oldu?
- Satürn, astrolojinin öğreten göstergesidir. Bu öğretme döngüsü AK Parti için 2014’te başlamıştır ve gökyüzü bu konuda işaretlerini son derece açık bir şekilde vermiştir! Burasını isteyen araştırabilir. AK Parti, 2017’ye kadar kurucuları ile yola devam etmeyeceğini işaret eden bir transitin etkisinde. Çünkü tek başına iktidara geldiği tarihte Satürn ikizlerdeydi. Bu demek oluyor ki, 2018’e kadar Satürn Yay Transiti, onları köklü kararlar almaya zorlayacak. Büyük revizyon ise 2016’nın ilk aylarında...

BUNLAR 3. DÜNYA ÜLKELERİNİ YUTMA PLANI

*Şu gökyüzündeki puzzle’da bizi ilgilendiren başka ne parçalar var?
- Çin’in hamlelerine dikkat etmemizde büyük fayda var. Eğer Ortadoğu oyununa onlar da girerlerse, bu kadar yakınlarımızda dönen olayları nasıl yöneteceğiz?
Bunu şimdiden düşünmemiz gerekebilir. Her ne kadar etkilenmedik desek bile, dünya büyük bir ekonomik krizden geçerken sizce bunlar 3. Dünya ülkelerini yutma planları değildir de nedir! Önümüzdeki günlerde bunlarla yüzleşiyor olacağız.

KURTLAR SOFRASINA DÜŞEBİLİRİZ

*Peki, bu gökyüzü satrancında sana göre hamlemiz ne olmalı?
- Burada kaderimizi kendimiz tayin edeceğiz! Eğer birbirimizin tavuğuna kış demekle uğraşıp sen-ben-o meselesine düşersek, çevremizde dönen oyunları göremeyiz. 2018’den sonra kurtlar sofrasının tam ortasına düşebiliriz. Uranüs, farklı bir bakış açısıyla Boğa Burcu’na geçiş yaparken o güvendiğimiz dağlara kar yağdığını görünce kafamızı duvarlara vurmayalım!
Satürn 2,5 yıllık Yay’daki misafirliğiyle birlikte siyasi ve politik yönetimi din ile bağdaştıran tüm ülkeleri farklı sınavlara tabi tutmaya devam edecek. Sıkışan bu sisteme, dünya devleri oyuna yeni oyuncular dahil etmeyi planlarken hangi ülkelerin maşa olacağını hep beraber göreceğiz. Yaşananlar en iyi stratejistlerin bile hayal dünyasını zorlayacak nitelikte... Anlayacağın, bu devirde illüzyon ve kurgu, matematiğin önüne geçti.

DÜNYA ÖKSÜRÜYOR BÜYÜK PLAN ARTIK DAHA HIZLI İŞLİYOR

*Ne olacak bu dünyanın hali be Zeynep?
- Tüm dünyada ruhsal hastalıklar bir çığ gibi artarken, narsisizmin gündelik bir tutku haline geldiğini göreceğiz. Kendimize olan aşkımız yüzünden, ilişkilerimizde yaşayacağımız sorunlar her geçen gün bizi biraz daha yalnızlığa, bireyselliğe ve teknolojiye doğru itecek. İnsanların eğlence anlayışlarıyla birlikte ilişki yaşayış şekilleri de değişecek. Bilim ve tıp, tarihte altın yıllarını yaşamaya başlayacak.
Avrupa; dünyada popüler kitlelere hitap eden, sanattan modaya, müzikten sinemaya kadar birçok alanın yüzünün değişimini başlatan merkez olacak.
Bir yandan spiritüel dünyayla bağımız artarken, öte yandan başkalarının acılarına duyarsızlaşacağız.
Zaten bu yıl, tüm dünyada iç acıtan, insanlığımızdan utandığımız olaylara hep beraber şahit olmadık mı? Sözün özü; dünya öksürüyor, büyük plan ise artık daha hızlı işliyor!
Bu yüzden verebileceğimi tek mesaj, vicdanınız pusulanız olsun!

Yazarın Tüm Yazıları