Amerika’dan Türkiye’ye Bir Müzik Serüveni: Sinem Saniye

Haberin Devamı

Amerika’dan Türkiye’ye Bir Müzik Serüveni: Sinem Saniye

Sinem Saniye 2008 senesinde çıkarttığı ilk albümü ‘When I Don’t Sleep’ ile hayatımıza girdi. Küçük yaşlarından beri beste yapan Sinem, müziğe olan tutkusunu, eğitimini de bu alanda tamamlayarak profesyonel hayata atılmış bir sanatçı. Müzikten o kadar keyif alıyor ki, zamanı olsa müzik üretiminin her aşamasında yer almak istiyor. İşini büyük bir zevkle yaptığı röportaj boyunca gözlerinden okunuyordu diyebilirim.

Katy Perry, Amy Winehouse gibi büyük seslerin de konser verdiği mekanlarda ilk albümünün turnesini tamamlayan Sinem, yeni şarkıları için gün sayıyor. Amerika’dan Türkiye’ye uzanan bir müzik yolculuğu üzerine Sinem ile samimi bir söyleşi gerçekleştirdik. Detaylar için sizi röportaj ile baş başa bırakayım:

Haberin Devamı

Müzik kariyerinizin nasıl başladığını bir de sizden duymak isteriz.
Küçüklüğümden beri beste yapıyordum. Hep hedefimdi, bir albümüm olsun kendi bestelerimi seslendireyim. Ama ailem önce okumamı istedi hep, üniversitede okuyup, bestelerimi de paralelde yapmaya devam ettim. Skidmore Üniversite’sinden onur derecesiyle mezun oldum. Her ne kadar kendi şarkılarımı yazmaya genç yaşta başlamış olsam da, ancak üniversiteyi bitirdikten sonra sahneye çıkmaya başladım.

ilk yaptığınız şarkılarla profesyonel hayata geçtikten sonraki şarkılarınız ne kadar farklı?
Aslında oldukça farklı tarzda şarkılar ürettim diyebilirim. Şöyle ki bazı şarkıları tamamladıktan sonra kendi sesimden çok başkasına daha uygun olduğunu fark ediyordum. Ben soprano olduğum için kendi sesime göre jazz, pop türde şarkıları yakıştırıyorum.

Müzik kariyerinizde bir de uluslararası yarışmaların payı var. Biraz da onlardan bahsedelim isterim.
Aslında ilk albümü bitirmek üzereyken “Boom Sheke Nana” şarkım John Lennon beste yarışmasında dünya müzik kategorisinde birinci seçilmişti. Jüride Fergie, Gwen Stefani, Tom Waits gibi büyük isimler vardı.
Böyle bir jürinin olduğu yarışmada birinci olmak benim için de inanılmaz bir sürpriz oldu. Yarışma burada bitmiyormuş, bu aşamadan sonra bir önceki senenin şarkısıyla birlikte tekrar yarışa girip halk oylamasına gidildi. Tam da bu sırada ilk kez Türk basınına çıktı haberlerim. Elbette ülkemin de desteği sayesinde bu seferde şarkım birinci seçildi, ülkemin desteğini çok yakından hissettim bu dönemde.

Haberin Devamı

Kendinize örnek aldığınız, besteciler, sanatçılar kimdir?
Jeff Buckley, Amy Winehouse isimlerini verebilirim. Umarım onlar gibi güzel bestelerim olur. Türkiye’den de Sezen Aksu gibi şarkılar yapabilmek çok isterdim.

Şarkılarınız Amerika’da birçok marka tarafından kullanılıyor, nasıl yorumlar alıyorsunuz?
Delta Airlines, Whole Foods gibi markalarda hala şarkılarım kullanılıyor. Dinleyenlerimden hep güzel yorumlar, eleştiriler aldım. Kimse domates atmadı en azından (gülüyor). Amerikalılar ile Türkler arasında şöyle bir fark var. Amerikalılar bir şeyi beğenmediklerinde direk yüzünüze söylemiyorlar, biraz daha politikler diyebilirim. Türkler bu anlamda daha açık sözlü, daha direktler, beğenmediklerini çok net söylüyorlar.

Haberin Devamı

Bir de 2010 senesinde NBA'de Amerikan Marşı okumuşsunuz, büyük bir tecrübe olsa gerek.
20.000 insanın önünde hangi şarkıyı okursanız okuyun mutlaka heyecanlanırsınız. Benim için de durum aynen böyleydi. Acaba sözlerini unutur muyum diye insan heyecanlanıyor ama hayatımda unutmayacağım önemli bir tecrübeydi kesinlikle.

Amerika’dan Türkiye’ye Bir Müzik Serüveni: Sinem Saniye

İlk albümünüz 2008 yılının başında çıktı. Albüm öncesi, sonrası ve şimdiki Sinem’i düşününce neler kazandırdı bu dönem size.
Albüm piyasaya çıktıktan sonra klibim müzik kanallarında yayınlanmaya başladı. Promosyon dönemi çok heyecanlaydı, ardından 2010 senesinde de turneye çıktık. 3 ay kadar süreyle Amerika’dan Kanada’ya 30 şehir gezdik. Los Angeles, New York gibi büyük şehirlerin önemli mekanlarında performans vermek beni çok mutlu etti. Bunlardan LA’deki Hotel Cafe ve New York’ta Joe’s Pub konserleri benim için ayrı önemlidir.

Haberin Devamı

İlk albümden sonra bugüne epey vakit geçmiş bu süreyi siz nasıl değerlendirdiniz?
Demin belirttiğim mekanlarda konser vermek, ilk albümün turnesini bu kapsamda yapabilmek gerçekten çok ciddi bir çalışma gerektiriyor. Bu çalışma beraberinde de insana ciddi tecrübe ve network kazandırıyor. Turneden sonra ikinci klibimi çektik ve LA’daki metrolarda yayınladık, çok güzel bir projeydi. Ardından da Staples Center’daki demin bahsettiğimiz NBA maçındaki performansım oldu. Bu yoğun dönemden sonra besteci olarak çalışmaya devam ettim, LA’da önemli stüdyolarda şarkı yazmaya devam ettim, inanılmaz ilham vericiydi.

Müzik kariyerini hem yurtdışında hem de Türkiye’de yöneten bir sanatçı için iki farklı kültürde bu işin dinamiklerini en iyi siz deneyimliyorsunuzdur. Nasıl farklar gözünüze çarpıyor?
Müzik işi Amerika’da, İngiltere’de, Türkiye’de hep farklı diyebilirim. Kıyaslamam güç olur çünkü burada yaşayan biri olmadığım için çok doğru bir cevap veremem bu sorunuza. Ama bence tüketici gözüyle bakınca son senelerdeki dijital müzik platformlarının Türkiye’deki kullanımı beni çok heyecanlandırıyor.

Haberin Devamı

Amerika’dan Türkiye’ye Bir Müzik Serüveni: Sinem Saniye

Lily Allen ile olan yakınlık durumu nedir? Doğrusunu sizden duyalım.
Lily Allen ile yüzyüze tanışmadım. LA’de çalıştığım prodüktöre o dönem albüm yapacak sanatçıların isimleri gelmişti, bu sanatçılar beste arayışındaydı. Ben de önümüzdeki listeden Lily Allen’i kendime duygu olarak yakın hissettim ve ona birkaç şarkı yazdım. Prodüktör şarkıyı dinledikten sonra çok beğendi bunu sen kendin söyle dedi. Aslında henüz şarkıyı vermiş olmadığım için belli de olmaz belki yine de Lily Allen söyler şarkımı.

Başka sanatçılara verdiğini şarkılarınız oldu mu?
Youtube’dan meşhur olan Alex G ‘de bir şarkım var. LA’de kayıt yaparken Alex G ile stüdyoda tanıştık. Prodüktörüm, Alex ve ben üçümüz birlikte bir şarkı yaptık. Şarkı ardından Disney Radio’da yayınlandı ve çok beğenildi. Ardından da ABC Televizyon kanalında yayınlandı. Beni çok mutlu eden, heyecan verici bir tecrübeydi bu. Kesinlikle yine yaşamak isterim bu tarz bir deneyimi.

Amerika’dan Türkiye’ye Bir Müzik Serüveni: Sinem Saniye

Hiçbir başka sanatçıyla düet yapmak istediniz mi?
Michael Buble’nin ilk albümü çıktığından beri böyle bir hayalim var. İtiraf edeyim, ben aslında Michael Buble için bir noel şarkısı bestelemiştim. Kim bilir belki bir gün birlikte o şarkıyı söyleriz (gülüyor).

Amerika’dan Türkiye’ye Bir Müzik Serüveni: Sinem Saniye

Aslında ilk düet şarkımı bu albüm için besteledim ve kaydettim. ‘Forever and Ever’ adlı şarkıda Eamon adlı bir sanatçı ile birlikte seslendirdik. Kendisi rap şarkıcısı ama şarkıyı duyduğunuzda siz de bana hak vereceksiniz, çok farklı yaz havasında bir şarkı yaptık.

İlk albümünüz ‘When I Don’t Sleep’ caz ve pop türlerinde geziniyor, yeni albüm nasıl olacak?
İlk albümden sonra kazandığım tecrübeler elbette beni değiştirdi. Duygu olarak kazandıklarım bu albüme kesin etki edecektir. Hem kendime güvenim daha da arttı, hem de istediğim müziği yapacak kadar kendimi rahat hissediyorum. İlk single hazır aslında, klip de çekildi. Bu sefer daha sık piyasaya şarkı sürmeyi planlıyorum.

Yurt dışında yaşayan biri olarak, Türkiye için vazgeçemediğiniz şehirler neresi?
İstanbul ve Bodrum diyebilirim. Bodrum’da ilham almamak mümkün değil. Doğanın güzelliği beni hep etkiler. İstanbul da keza benzer şekilde beni hep etkilemiştir. Ruh sağlığım için Türkiye’ye gelip gitmek bana çok iyi geliyor.

Yeni albüme, yeni şarkılara dönersek ne zaman sizden duyacağız yeni şarkılarınızı?
İlk single’ın bu sene bitmeden yayına girmesini planlıyoruz. İlk single ile birlikte bir EP yayınlamayı düşünüyoruz. Bu sefer çok ara vermeden ürettiklerimi yayınlamak istiyorum. Hatta ilk EP’den sonra çok ara vermeden bir EP daha yayınlamak istiyorum.

Amerika’dan Türkiye’ye Bir Müzik Serüveni: Sinem Saniye

Arayı çok açmadan sizlerle buluşmasını istediğim çalışmalarım için harıl harıl çalışıyoruz. Burada belirtmeden geçemeyeceğim Serkan Gündüzlü-GND Müzik Grup ile Türkiye’de olduğum süre zazrfında çok yoğun çalıştık. Bana büyük destek verdiler bu yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum.
Şarkıların hem Türkiye’de, hem de yurt dışındaki yayın hakları için görüşmelerimiz devam ediyor, yeni şarkılarımı yayınlamak için sabırsızlanıyorum.


Yazarın Tüm Yazıları