Tecavüz ve şiddetten ölen bir kadın daha istemiyoruz
Gözde Salur’un, Özgecan Aslan cinayetinin ardından başlattığı imza kampanyasında, Adalet Bakanlığı’ndan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan ve İçişleri Bakanlığı’ndan çok net talepleri var. Gözde Salur’un mektubunu aşağıda paylaşıyorum. Mektubunu ‘tecavüzden, şiddetten ölen bir kadın daha istemiyoruz’ diye bitiren Gözde Salur’a destek olabilirsiniz.
Psikoloji bölümü öğrencisi Özgecan Aslan, 12 Şubat 2015 tarihinde bindiği Mersin Tok firmasına ait minibüsün şoförü tarafından tecavüze uğramış, canice öldürülmüş ve daha sonra babası, arkadaşı tarafından da yakılarak dereye atılmıştır. Tecavüz, cinsel istismar da dahil olmak üzere kadına yönelik şiddetin güç geçtikçe arttığına, kadın cinayetlerinin önlenmesinde hiçbir şekilde yol alınamadığına ve durumun giderek kötüleştiğine üzülerek şahit oluyoruz.
Bunun temel gerekçesinin kadınları hayatın her alanında ikincilleştiren söylem ve zihniyetlerin benimsenmesi ve bu söylemlerin bilinçli olarak ön plana çıkarılmasıyla doğrudan alakası olduğunu biliyoruz.
Kadın-erkek eşitliğini sağlamak için bütüncül politikalar üretilmedikçe, failler caydırıcı bir şekilde cezalandırılmadıkça ve toplumda yükselen şiddet kültürüne karşı önlem alınmadıkça bu sorunun çözülemeyeceğine inanıyoruz. Bu kapsamda;
1) Özgecan Aslan’a tecavüz edip, yakıp genç yaşta hayatına son veren faillerin Türk Ceza Kanunu’nun öngördüğü en ağır yaptırımla cezalandırılmasını istiyoruz. Soruşturmanın ve dava sürecinin şeffaflıkla ve yasalara uygun biçimde yürütülmesini talep ediyor, bu ve benzeri olayların tekrar etmemesi için tüm ilgili kurumları acilen sorumluluk almaya davet ediyoruz.
2) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumları; kadınların güçlendirilmesi ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için acil harekete geçmeye ve bu süreçte kadın hakları ve kadına yönelik şiddet konularında deneyim sahibi sivil toplum kuruluşlarını dikkate almaya çağırıyoruz.
3) Kadına yönelik şiddetle mücadelede İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW Sözleşmesi başta olmak üzere ilgili uluslararası sözleşme ve belgelerin dikkate alınmasını istiyoruz.
İnsan Haklarının, en temeli olan Yaşama Hakkının kadınların elinden alınmasını istemiyoruz! Tecavüzden, şiddetten ölen bir kadın daha istemiyoruz. Gözde Salur /İzmir, Türkiye
Sevgili okurlarım, bu ülkede kadın erkek ayrımı yapıldıkça, bir kadın dövüldüğünde ya da öldürüldüğünde, “kim bilir ne haltlar etmiştir” diye düşünen bir zihniyet oldukça, mini etek ya da ince tişört giyen bir kadının neredeyse tecavüzü hak ettiği önyargısı taşıyan kişiler oldukça, bu böyle sürüp gidecek gibi geliyor ne yazık ki...
Kadını tecavüzcüsüyle evlenmeye zorlayan bizim mahkemelerimiz, bizim hukuk sistemimiz. Giderek artan bu cinayet ve zulüm karşısında, kadın ve aileden sorumlu bakanlığımızın pek fazla bir şey yaptığı söylenemez. En azından cezaların artırılması gündemde olmalı ve de şu aşağıdaki yorumu paylaşıyorum sizinle.
Özgecan haberini izleyen binlerce yorum arasında bana “işte budur!” dedirten bir yorum...
“Kız çocuklarına, erkeklerin kızlar gibi olmadığı anlatılmalı. Erkeğe karşı soğuk durmadıkları taktirde, erkeğin kendisiyle beraber olmaya razı olacağınızı öğretmelisiniz...” demiş adam. İşte bu zihniyet sürdükçe, daha pek çok Özgecan’lar tecavüze uğrar ve yok edilir.
