Kurban bayramı, Hayvanları Koruma Günü ile çakıştı

Bugün 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü... Ne ilginç değil mi, aynı zamanda da kurban bayramının ilk günü. Dini inançlarımıza bağlı olarak kurban kesiyoruz.

Haberin Devamı

Hayvan hakları evrensel beyannamesinde şöyle diyor: “Hayvan, beslenmek için yetiştirilmişse de iyi bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de acı çektirmeden ve korkutmadan, usulüne göre olmalıdır. Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.”
Ama ülkemizde kurban kesenlerin çoğu bilgisiz ve ehliyetsiz kişiler olduğundan, çok korkunç olaylar yaşanıyor, yıllardır da bu sorun çözüme ulaşmadı.


O köpekler aslında yoktu!


Annemin sözleri kulaklarımda: “Sen dürüst ol. Ne olursa olsun dürüst kal. Çalış, hak et, gerçekler sonunda çıkar ortaya, merak etme...”
Hangi gerçekler?
Kime, neyi nasıl anlatabilirim ki...
Evet, dün kapımın önünde kuyruk sallayan, ekmek istemeye gelen köpekler yok şimdi... Nereye giderler? Nasıl yok olurlar birden toplu halde?
Sanırım aklımı yitiriyorum, hiç olmamışlardı belki de! Hani diyorum, gecenin karanlığında, gün ışığı yeni yeni kendini belli ederken alacakaranlıkta buharlaşıyor bizim köpekler... Veya duygularımız öyle kendinden geçmiş, öyle hastalıklı beyinlere sahibiz ki, hiç olmamışlardı da bize göre varlardı sadece...
Sanala kaptırmışız bünyemizi, köpekler de sanaldı belki.
Baksanıza yetkili demiş ki; yetersiz deliller... Böyle diyerek hiç olmamış saymış bu toplu yok oluşu... 25-30 köpek, küçücük bir köyde yok olmuşken... Bana diyor ki “Kanıt nerede? Hani ölüleri?”
Ne biçim hasta bir insanım ki ben; yok olan köpeklerin yok olduğunu bile kanıtlayamıyorum. İnsan bir fotoğraf çeker değil mi? Yok oluştan geriye kalan köpeklere sorar, gördünüz mü arkadaşlarınızı? Siz nasıl kurtuldunuz? Coni’nin teyze oğlu nerede? O geç saatte eve döner, belki görmüştür Coni’yi...
“Hanımefendi fotoğraf çekseydiniz itlaf edilirken...”
Öneri işte tam olarak bu yasa uygulatıcısından. Evet haklı; normal olsam gece yarılarına kadar köyün meydanında oturur fotoğraflarını çekerim bu yok oluşun... Alacakaranlıkta, sabaha karşı evime dönerim. Oysa ki ben ne yaptım; hiçbir delil hiçbir şahit bulmadan, araştırılmasını istedim kayıp hayvanların?
Biri bana yol göstersin lütfen...
İnsan olmak, kendinden başka canlıların canını önemsemek neden bu kadar acıtır insanı?
Neden kapanmayan yaralar açar yüreğine? Neden kendi soyundan olandan uzaklaştırır?
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, 15-20 sayfa bile değil. Bu yasayı uygulamayan, uygulanmasını sağlamayan yetkililerden diğer yasaları, yaptırımları uygulamasını nasıl bekleyebilirim ki? Nasıl güvenebilirim ki yasalarıma...
Yeni “Hayvan hakları yasa tasarısı” bekleniyor ya hani... Siyasetçinin hayvana karşı tavrı hangi partiden olursa olsun hep aynı. Yani değişen bir şey olmayacak, tabii daha beter olmazsa! Peki ama hani gerçekler her zaman ortaya çıkardı ANNE...
RUMUZ: KİME GÜVENEYİM?

Haberin Devamı


Bir canı terk etmek acımasızlıktır!

Hayvan dostları, ilk kez İngiltere’de 1822 yılında bir araya geldiler. Hayvanları korumak, insanların hayvanlara iyi davranmalarını ve hayvanların daha iyi koşullarda beslenip korunmalarını sağlamak amacıyla Hayvanları Koruma Birliği’ni kurdular.
Yurdumuzda ise ilk Hayvanları Koruma Derneği 1908’de kuruldu. Aynı amaçlı dernekler birleşerek Hollanda’nın başkenti Lahey’de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu’nu oluşturdu. 1931 yılında toplanan bu kuruluş, 4 Ekim’i Hayvanları Koruma Günü ilan etti.
Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi metnine gelince... Bu metin, Uluslararası Hayvan Hakları Birliği ve ona bağlı ulusal birlikler tarafından, 21-23 Eylül 1977 tarihinde Londra’da hayvan hakları konusunda yapılan üçüncü uluslararası toplantıda kabul edildi. Ve Paris’te, UNESCO Sarayında 15 Ekim 1978 tarihinde törenle ilan edildi.
Bildirgenin bazı maddelerine göre...
- Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve var olma hakkına sahiptir.
- Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. İnsanlar hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.
- Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamaları desteklenmelidir.
- İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar, doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir hayvanı terk etmek, acımasız ve aşağılık bir davranıştır.
- Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükümet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.
Ancak ülkemizde “Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir” maddesine “Kanuni istisnalar ve insan gıdası olarak yararlanılan hayvanlar bu hükmün dışında tutulmuştur” şeklinde bir ilave getirilmiştir.

Yazarın Tüm Yazıları