Eşim babasının ölümünden sonra dağıttı

Eşimle evlendikten kısa bir süre sonra babasını kaybettik. Eşim babasının ölümünden sonra bambaşka biri haline geldi. İçki içen, geceleri geç gelen biri oldu, tam anlamıyla dağıttı.

Haberin Devamı

Merhaba Güzin Abla, eşimle evleneli henüz 1,5 yıl oldu. Ancak eşimi çok sevdiğim halde, onun davranışlarına bir anlam veremiyor, bana verdiği üzüntü yüzünden kahroluyorum.
Eşimi size anlatmadan önce, onunla aileler vasıtasıyla, bir anlamda görücü usulüyle evlendirildiğimizi söylemeliyim.
Bir dostumuz, eşimin ailesine beni tanıtmak istemiş. Daha sonra da oğullarıyla bize geldiler.
Görüştük, birbirimize ısındık ve ailelerin de isteği üzerine evlendik.
Eşim gerçekten terbiyeli, saygılı, biraz aşırı derecede ailesine bağlı, hemen hemen onların sözünden hiç çıkmayan bir adam.
Zaten 36 yaşına gelinceye kadar evlenmemiş olması da bunun bir belirtisi.
En sonunda anne ve babası ölmeden önce tek evlatlarının mürüvvetini görmek isteyince, evlenmeye karar vermiş.
Onlar da beni bulmuşlar.
Ben de 30 yaşında, iki lisan bilen, iyi bir şirkette çalışan bir genç kızdım.
Eşim de düzenli bir işi olmayan, ancak üniversite mezunu kültürlü bir gençti.
Ailesinin varlıklı olması nedeniyle, bir eli yağda bir eli balda, üzerine aşırı düşülmüş, annesinin dizi dibinde yaşamaya alışmış biriydi.
Evlenince, ailenin bize verdiği onlara çok yakın bir dairede yaşamaya başladık. Bana karşı her zaman saygılıydı, zaman zaman da sevecendi.
Biz evlendikten kısa bir süre önce babasını kaybettik.
Annesi de artık oldukça yaşlı bir hanım. Eşimde babasının ölümünden sonra çok büyük bir değişiklik meydana çıktı.
Birden sanki kendisi olmayıp, bambaşka biri haline geldi. İçki içen, geceleri geç gelen, arkadaşlarıyla buluşup, sabahlara kadar oyun oynayan biri oldu, sanki tam anlamıyla dağıttı. Onu tanıyamadığımı söylüyordum, bana ters davranıyor.
Oysa eskiden beni kırmaktan ödü patlardı.
Hayatında bir kadın olduğunu düşünmek istemiyorum.
Çünkü yapı olarak kadına kıza çok düşkün biri değildir.
Cinsel yaşamının ise kusursuz olduğu söylenemez. Ancak ben onu çok seviyor, bu durumunu anlamaya çalışıyorum.
Çalışma hayatının düzensizliği de beni mutsuz ediyor, annesi bize destek olmasa geçinemeyiz.
Bu durumda çocuk yapmayı da düşünmüyorum ama haklı olarak kayınvalidem, bizi bu konuda zorluyor.
Ona endişelerimi anlatmak istemiyorum çünkü oğluyla ilgili en ufak bir eleştiriye tahammülü yok. Zaten ona oğlundaki bu değişikliği anlatsam, bana asla inanmaz, belki de benden nefret eder.
Şimdi senden ricam Güzin Abla, eşim neden bu kadar değişti? Ne yapmak istiyor, onu bu kötü alışkanlıklardan nasıl kurtarabilirim?
Çocuk olmadan ayrılsam mı, ama onu seviyorum, acaba düzelir mi?
◊ Rumuz: Eşim dağıttı

YANIT

Haberin Devamı

Sevgili kızım, aşırı aile baskısı altında büyüyen çocuklarda çok sıklıkla rastlanan bir durum bu. Çocuk ve ergen ruh sağlığı konusunda uzman Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu’nun “Çocuk Ruh Sağlığı”, “Değişen Toplumda Aile ve Çocuk”, “Gençlik Çağı” gibi kitaplarını okumanı öneririm.
İşte bu değerli uzmandan edindiğim bilgiler doğrultusunda sana aşırı baskıcı, aşırı sevecen ve koruyucu anne babaların, özellikle erkek çocuklarına birey olma hakkı tanımadıklarını söylemeliyim.
Eminim eşin de böyle bir ailede tek çocuk olarak yaşamanın kaçınılmaz sonuçlarını yaşıyor.
Atalay Hoca, ailelere söyle sesleniyor: “Çocuklarımızı kendi benliğimizin ayrılmaz parçaları olarak görürüz. Onlarla birlikte sevinir, birlikte üzülürüz.
Ulaşmak islediğimiz amaçlara çocuklarımızı ulaşmış görünce, onlar adına sevinmekte kalmaz, kendi özlemlerimizi de gerçekleştirmiş oluruz. Ne var ki belki de çocuğun istekleri ve beklentileri bunlar değildi. Çocuklarınıza oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşılarında özgürlük tanıyın. Onu her yerde, işinde, arkadaşlıklarında koruyup kollamaya çalışmayın.
Davranışlarının sonuçlarını kendi görürse daha iyi kendi öğrenebileceğini unutmayın. Çocuğunuzun büyümesine, birey olmasına izin verin” diyor.
Yörükoğlu, “Aşırı şımartılarak büyütülen çocuklar, hayatta hiçbir zorluğa katlanamaz. Bu şımarıklık büyüyüp kişilik sahibi olmalarını engeller” diyerek de aileleri uyarıyor.
Bir gün gelip de anne ve baba baskısı bir şekilde üzerlerinden kalkınca, işte böyle seni eşin gibi dağıtabilirler.
O saygılı, nazik ve ezik, bağımlı durumlarından kurtulmak, kendileri için yasak sayılan pek çok şeyi büyük bir özlemle yapmak isterler.
Onu sevdiğine göre, ona bir süre tanı, bakalım belki de bu aşırı ve ruhuna pek de uymayan tutumundan vazgeçebilecek mi?

Yazarın Tüm Yazıları