Bu öykü içinizi acıtacak

Dünyanın üçüncü longozu: İğneada

Dünyanın üçüncü longozu olan İğneada’ya nükleer santral yapılması düşünülüyor. Gidip gören yerli yabancı turistlerin hayran kaldığı bir doğa harikası İğneada... Şu doğayı, güzelliği görüp de orayı hangi sebeple olursa olsun tahrip etmeyi düşünen birilerinin bu güzel ülkede yaşaması düşünülebilir mi?

Longoz ormanları nadir rastlanan ekosistemlerdir. Bu ekosistemin devamlılığı için en temel koşul, bol suyun devamlı var olmasıdır. Longozlar dünyada sadece Amazon, Afrika Kongo Havzası ve İğneada’da bulunuyor. Longoz, denize doğru akan derelerin getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması ve dere ağzını kapatması sonucu akarsuyun biriktiği yerde oluşan bir özel ekosistemdir. Yalnızca belirli ağaç (örneğin, dişbudak, kızılağaç gibi), bitki (örneğin göl soğanı, su menekşesi gibi) ve kuş (örneğin kara leylek, balıkçıl gibi) türleri bu yaşam ortamını tercih ederler. 

İğneada’da büyük bir habitat ve longoz ormanları vardır. Amazonlardan sonra en büyük miktarı teşkil eden 3 bin 515 hektar gibi bir alandır. Türkiye’de bulunan 453 kuş çeşitliliğinden 258’i İğneada’dadır. Istrancalar Türkiye’nin kliması durumundadır, Balkanlardan gelen hava buradadır. 670 çeşit bitki, 668 çeşit yabani hayvan türü vardır.Bern Sözleşmesi ölçütlerine göre bölgede konaklayan veya yaşayan 184 kuş türü, koruma altına alınması gerekenler arasındadır. Bu ekosistemin devamlılığı için en temel koşul bol suyun devamlı var olmasıdır. Su, getirdiği kil ve organik materyal ile bu sahaların topraklarını mineral ve organik materyal yönünden zenginleştirir. 

Bu sucul ormanlar yağmur ormanları gibi gürdür. Bununla birlikte, yağmur ormanları gibi sadece yağışa ve hava nemine değil, daha çok ‘taban suyu’na bağımlıdır. Bu özellikleri ile tropikal bölgelerin ‘mangrov’ ormanlarına benzeyen longoz ormanları nadir rastlanan ekosistemlerdir. 

Türkiye’de İğneada (Kırklareli), Acarlar (Sakarya) ve Sarıkum’daki (Sinop) longoz ormanlarının yanı sıra, Kızılırmak Deltası’nda da (Samsun) longoz niteliğine sahip ormanların çok küçük kalıntıları kalmıştır. Bunların dışında yeterli büyüklük ve kapalılığa sahip alüvyal-su basar orman kalmamıştır. Bu nedenle elimizde kalan son longoz ormanlarının varlıklarını sürdürmeleri çok önemlidir. * Rumuz: O.A.